Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Üstüm başım toz içinde, önüm arkam pus içinde, sakallarım pas içinde, siz benim nasıl yandığımı nereden bileceksiniz / Bir fidandım derildim, fırtınaydım duruldum, yoruldum çok yoruldum, siz benim neden sustuğumu nereden bileceksiniz...

        Tüylerim diken diken oldu ekranda izlerken. Gözyaşlarımı tutamadım, Ahmet Kaya’nın o gür, davudi sesiyle söylediği şarkı bir anda fonda yükselirken. Suskunlar, beni geçen hafta ekrana gelen bölümüyle aldı, Ahmet Kaya şarkılarıyla yatıp onun türküleriyle kalktığımız o yıllara götürdü, o günleri yeniden yaşattı. Dizi başlayalı aslında sadece üç hafta oldu ama rejisi, senaryosu, müthiş oyunculukları, kurdukları duygu dolu, acı dolu, öfke ve intikam dolu o dünyayla ilk günden dizi seyircisinin gönlünde taht kurdu.

        SOSYAL MEDYAYI DA SALLADI

        Şu sıralar kiminle konuşsam, Suskunlar’dan bahsediyor; müzmin takipçileri dizinin yayın gününü deyim yerindeyse adeta iple çekiyor. Gerek minik oyuncular, gerekse dizinin oyunculuktaki a takımı, beyazcamda seyirciyi takmışlar peşlerine, milleti kendi öykülerinin arkasından çekip sürüklüyor. Dizide Ahmet Kaya’nın, ‘Nereden Bileceksiniz’ şarkısı iki sahnede kullanıldı. İlki; Bilal, Ecevit ve İbrahim’in hapishaneye girmeye çalıştığı ve geri dönüşlerle çocukların ilk hapishaneye düştüğü o günün görüntüleriydi. İkincisi ise Ecevit, Bilal ve İbrahim’in cezaevinden yeni çıkmış bir çocuğa yaşadıklarını anlattırdığı sahneydi. Bilal’in, “Peki sana dokundular mı?” sorusunun fonunda yine Ahmet Kaya’nın sesi yükselmeye başladı. Ve eminim o sahnede ekranlarının karşısında oturan herkesin gözleri yaşardı. Cezaevine düşen küçücük çocukların şiddetin her türlüsüne maruz kaldığı gerçeğiyle yüzleşmek, hepimizin yüreğini bir daha kanattı. Bütün anne-babalara, vicdanı olan her insana yine çok sert bir tokat patlattı. Suskunlar’ın son bölümünde ekranda, bir yanda yurduna hasret giden bir ozanın haykırışı, öte yanda acıların en ağırı vardı. Kurtlar Vadisi Pusu ile Fatmagül’ün Suçu Ne? arasında sıkışan perşembe akşamları, kusuruma bakmasınlar ama bizim evde ekranda Suskunlar vardı. (Diğerlerini kaydedip sonra izledim elbette.) Suskunlar’ın üçüncü bölümü sadece beni değil, sosyal medyayı da salladı. Dizinin takipçileri Twitter üzerinden #zorzamanlar ve #suskunlar etiketlerini uzun süre trend topic yaptılar.

        BİR GÜNDE 3 BİN 582 TWIT

        Twitter’da dizinin yapım şirketi, yani Timur Savcı’nın TİMS’i de @suskunlartims etiketiyle takipçilerinin ilgisine kayıtsız kalmayarak bir yarışma düzenledi. Yarışmada #zorzamanlar etiketini kullanarak yorum yapanlar arasından seçilen 50 takipçiye, özel imzalı posterler hediye edildi. İmzalı poster verileceğini duyan takipçiler, yoğun ilgi göstererek tam 3 bin 582 twit gönderdi. Twitter’da @zekikonusuyor kod adıyla, daha önce Ezel’e de imza atan senarist Pınar Bulut, gelecek bölümler hakkında tüyolar da veriyor. Suskunlar dizisi seyesinde, dizi sektöründe sürekli yeni şeylerle tanışıyoruz. Türkiye’de ilk kez bir oyuncu bu dizide, sadece bir bölüm rol aldıktan sonra sesiyle devam etmeye başladı görevine. Zeki karakteri yani Tugay Mercan, Suskunlar dizisinin fondaki anlatıcı sesi oldu. Mercan; dizi bitene kadar Suskunlar’ın anlatıcısı olmaya devam edecek ve sesiyle Ezel’in unutulmaz Ramiz Dayısı’nın yarattığı etkiyi yaratmayı deneyecek. Umarım Muhteşem Yüzyıl gibi bir ekran fenomenine imza atmayı başaran bu ekip, hiç gaz kesmeden Suskunlar’da da aynı yüksek irtifada seyretmeye devam eder. Emeği geçenlere ellerinize sağlık diyorum ve hepinize güneşli, aydınlık, huzurlu bir hafta diliyorum...

        Bir Çocuk Sevdim'in setine hayran yağıyor

        BAŞROLLERİNİ Bülent İnal, Gülcan Arslan, Hakan Kurtaş ve Çetin Tekindor'un paylaştığı 'Bir Çocuk Sevdim' dizisinin seti bir süredir hayranlarının akınına uğruyor. Dizinin Kadırga semtindeki setini ziyaret eden hayranları, başta Bülent İnal olmak üzere diğer bütün oyuncularla fotoğraf çektirmek için uzun kuyruklar oluşturuyor. Bir çekim günü semtte tur atarken ben de bu kalabalığa rastladım. Sevenleri'nin, "Dizide bundan sonra neler olacak" sorularının arasından, sessizce setten ve semtten uzaklaştım. Ve dış mekânda çekim yapmanın zorluğunu, bu defa da Bir Çocuk Sevdim ekibinin durumuna bakarak anladım. Gene de bütün nezaketleriyle hiç kimsenin ricasını kırmamaya gayret ediyorlar. Bu yüzden de çekimlere sürekli ara verip hatıra fotoğraflarının bitmesini bekliyor, ardından 'Motor' diyorlar.

        İlk Türk uzay dizimiz bu çarşamba başlıyor

        80'Lİ YILLARIN başında ülkemizde perde açan ve hepimizin diline Kaptan Kirk'in, "Işınla bizi Scooty" repliğini dolayan bir bilimkurgu dizişiydi Uzay Yolu. O yılların teknolojisiyle çekilmiş, çocuk zihinlerimizde bizi alıp uzayın boşluğundaki bilinmeyen dünyalara taşıyan, çaydanlıktan uzay gemileri, çay kutularından telsizler yaptıran, bize yıldız savaşlarının kapılarını açan bir yapımdı. Ogün bugündür gerçek bir Türk bilimkurgu dizisi hayaliyle yanıp tutuşurum. Belli ki yalnız değilmişim. Sonunda Tayfun Güneyer çıktı, "Bir uzay dizisi yazmak benim de çocukluk hayalimdi" dedi ve Türk'ün Uzayla imtihanı adlı bir senaryo kaleme aldı. Çok da iyi yaptı. Sonunda bizim de bir uzay maceralı dizimiz oldu sayesinde. Gelelim konusuna... Emekli binbaşı Fatih Yıldırım'a, Türk Uzay Teşkilatı'nı kurma görevi verilir. Çılgın Türk 1 adlı bir uzay gemisi inşa edilir ve uzay istasyonuna gönderilir. Ancak gemi tam istasyona yanaşacakken bir kaza olur ve bizim uzay ekibi, evrenin sonsuz boşluğunda kaybolur. Ufuk Özkan, Peker Açıkalın, Sinan Çalışkanoğlu ve Özge Ulusoy'un başrolleri paylaştığı dizi, bu çarşamba akşamı saat 20.00'de perdesini açacak. Benim gibi daha çocukluktan bilimkurgu fanatiği olanlarsa, çılgın astronot Türklerin maceralarına tanık olmak için ekran karşısında olacak. Şimdiden notunuzu alın...

        MEHMET ASLANTUĞ Dila Hanım'la dönüyor

        SEVENLERİNE müjdeli haberi verelim efendim! Beyazcamın en sevilen isimlerinden Mehmet Aslantuğ, bir beyazperde efsanesiyle, Kadir İnanır' la Türkan Şoray'ın başrolleri paylaştığı Dila Hanım filminin, dizi versiyonuyla ekrana geri dönüyor. Faruk Turgut'un yapımcılığında Gold Film'in hazırladığı dizide Aslantuğ, Kadir İnanır'ın canlandırdığı Karadağlı Rıza karakterini oynayacak. Dizinin çekimlerine önümüzdeki haftalarda Bodrum'da başlanacak. Peki Dila Hanım kim olacak? Onu da önümüzdeki günlerde açıklayacağız. İffet gibi bir sinema efsanesini başarıyla ekrana aktaran ekibin, bu harika projenin de üstesinden geleceğine, hele de başrolde Mehmet Aslantuğ olunca inancımızı artırmaktayız. Gelişmeler pek yakında, yine Bizim Ekran'da...

        Kaderimde bu da mı vardı sevdiğimi başkalarıyla...

        KUZEY Güney son haftalarda iyice hareketlendi. Güney' in Kuzey'e ihanetiyle dizi iyice ivme kazandı. Ben de özellikle son bölümlerde diziyi daha bir heyecanla ve dikkatle takip etmeye başladım. Ekrana gelen bu haftaki bölümde, Ferhat ortalığı yine karıştırdı ama bir sahne vardı ki, ekran karşısındaki herkes, biliyorum, mendillerine sarıldı. Malum Cemre, Kuzey'e âşık, Kuzey de ona... Ama Cemre'nin geçmişteki hatası, yani Güney'i tercih etmesi ve onunla nişanlanması yüzünden onlarınki imkânsız bir aşk halini aldı. Bir nevi, "Sen imkânsızsın, sensizlik imkânsız" durumu... İşte bu çarşamba yayınlanan bölümde sonunda Cemre, Kuzey'e aşkını itiraf etti. Ardından da gittikleri karaoke barda Grup 84'ün Ölürüm Hasretinle adlı şarkısını söyledi. Cemre elinde mikrofon, "Kaderimde bu da mı vardı, sevdiğimi başkasıyla göreceksem eğer, kör olsun bu gözler" derken Kuzey, Cemre'nin aşkına yenik düşmemek için Zeynep'le öpüşmeye başladı. Tam bu anda ekranda Cemre ve evlerinde bu duyguyu yakından tanıyan herkesin gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Seyirciye geçmişin imkânsız aşklarını hatırlatan, duygu yüklü, müthiş bir andı. Unutulmazdı. Kuzey Güney'in zihnimizde hâlâ tazeliğini koruyan o ilk bölümlerindeki havasındaydı. Keşke her hafta bu lezzette çıksalar değil mi karşımıza...

        Diğer Yazılar