Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki haftadır sokakta neler oluyor neler… İnsanların tepkilerini merak ettiğimden; elimden geldiğince farklı güzergâhlardan işime gitmeye çalıştım. Bu vesileyle enteresanlıklarla dolu bir toplum olduğumuzu bir kez daha anladım.

        Her Şeyi Bilen

        Nişantaşı’nda herkes kapalı kapılar ardında ne konuşulduğunu bilir!

        Basından insanların en çok takıldığı yerlerin başında Nişantaşı, Levent ( Kanyon, Zorlu, Wyndham) gelir. Buralarda hayat bir gariptir. Uzaktan kulağa çok hoş gelir lokasyonlar ama içine girince pek de öyle olmadığını anlarsın. Anlamsız uzunluktaki basın toplantıları, nereye gittiği belli olmayan sohbetler tonla akıp durur. Üstelik herkesin her şeyi bildiği yerlerin merkezi gibidir buralar. (Mini eteğiyle Delicatessen’de, ilkokul beş seviyesinde bir siyaset bilgisiyle demokrasi hakkında konuşmak sıradan bir hal aldı. Basit bir basın toplantısı hıncahınç gazetecilerle dolmaya başladı. İşin kolayına kaçmak: “N’apalım abi elimiz kolumuz bağlı, bu tip haberler yapacağız bir müddet” adı altında oluyor.

        Ne Olduğunu Bilmeyen

        Teenage değilim… 19 oldum ben!

        Her tarafta gençlerle karşılaşmaya başlayınca kendi aralarında kullandıkları tabirleri öğrenmeye başladım. İçlerinde bazıları var ki evlere şenlik: Teenage grubundan birinin bir diğer teenage gruptan birini küçümsemesi. Şimdi kelime olarak “teenage” henüz onlu yaşlarında olan insanlara denilen İngilizce bir tanım. Bu kelimeyi yirmili yaşlardaki insanlar genelde “ergen işi” demek için kullanırlar. Absürt anlamsız bir hareket olduğunda yirmilerindeki vatandaş “Ergene bak ya da tam ergen işi” diyerek olayı tanımlar. Oysa şimdi o teenage’ler yarım İngilizce bilgileriyle kendilerini küçük düşürüyorlar. Vapur beklediğim bir sırada:

        Adam gencin konuşmasına daha fazla dayanamaz ve sorar: “Sen kaç yaşındasın ki?

        -19 yaşındayım

        -He teenage değilsin yani…

        Ve Hayali Yıkılan

        Toplu taşıma ücretsiz olabiliyormuş

        Bütün bu “Kalkışma” İstanbullular için bir gerçeği daha ortaya çıkardı: O da toplu taşıma istenildiğinde ücretsiz olabiliyormuş. Bakınız zor değilmiş… Bence asıl sorulması gereken bu uygulama için illa ki “Kalkışma gibi bir durum” ya da “Demokrasiye sahip çıkmak” mı gerekiyordu? Normal zamanlarda da ücretsiz ulaşım olamaz mı? İki haftadır neredeyse toplu taşımayı ücretsiz kullanıyoruz ve herhangi bir sıkıntımız da olmuyor. Olabilirliği varmış ama bir yere kadar… Bu da hayalleri yıkılan öğrencinin dramı:

        -Abi, nasıl ya!! 7 Ağustos’a kadar ücretsiz değil miydi?

        -Saçmalama bee… Doğru okusana haberleri, gündüz ücretli!

        - Vay …. (burada da yüklem var aslında)

        Bizdeki nüfus artmaya devam ettikçe daha bu gözler, kulaklar nelere şahit olur kim bilir...

        Diğer Yazılar