Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Diyarbakır’da Perşembe günü terörist PKK’nın saldırısı sonrası gözler muhtemel yeni terör eylemlerine çevrildi. Yine hep duyduğumuz şeyleri işitmeye başladık.

        Ancak, ‘bu menfur saldırıyı kınayıp, çok yönlü soruşturma başlatıp, bölgeye çok sayıda ekip sevkedip ve hatta acaba ihmal mi var’ diye beylik sözlerle bunu da yavaş yavaş ‘analitik bir unutma moduna’ sokmadan saldırı ile ilgili gözümüzün tam önündeki büyük resmi atlamamamız gerekiyor. Yani, saldırının perde arkasını ve boyutlarını.

        İşte bu kritik resmin çok yönlü uzantıları…

        -Bu saldırı PKK terör örgütünün diğerlerinden ayrılan ilk eylem tipidir. Daha once uzaktan kumandalı patlayıcıları, mayınları, poşetleri kullanan örgüt bu kez El Kaide tarzı ciddi eğitim ve istihbarat isteyen bir eylemle bombalı aracı havaya uçurdu.

        -Bu durum terör örgütünün bir süreden beri bombalı araçlarla ilgili eğitim yaptığı ve bu şekilde eylemlerde bulunabileceği ile ilgili ilk somut ve kanlı veri.

        -‘Saldırı anının sivil plakalı da olsa askerleri taşıdığı bilgisine sahip olunan servis aracının tam geçişine denk getirilmesi, ‘patlama şiddeti artar, elektrik sistemini etkiler’ diye trafonun yakınının seçilmesi, olayın 10 m önündeki dersanenin öğrencilerinin çoğunun asker ailesi olduğunun bilinmesi ve bu çocukların çıkış saatinin rastgetirilmesi’ bu saldırının neden üzerinde dikkatle düşünülmesi gerektiğini anlatıyor.

        -Bu yüzden, inşallah yanılıyoruzdur ama Türkiye’nin diğer yerlerinde denenmek üzere bu bir prova olabilir.

        -Siz bakmayın sağda solda fısıltı gazetelerinin, 'Kuzey Irak’a harekatlarda gerçekte dağın taşın vurulduğu ve bir tane bile PKK’lının öldürelemediği’ iddialarına. Bu operasyonlarda ciddi darbe alan örgüt, demoralizasyon ve çöküş sürecinden çıkmak ve ‘yıkılmadım, ayaktayım’ mesajı vermek için bu eylemlerini ciddi anlamda yapmayı planlıyordu. PKK, bu eylemleri ile aynı zamanda devletin otoritesini sarsarak, vatandaşın gözü önünde küçük düşürme ve yandaşlarına moral vermeyi de hedefliyor.

        -Saldırı ile halkta sürekli bir panik ve yılgınlık hali de özellikle amaçlanıyor. Şüphesiz, PKK’nın misilleme düşüneceği askeri harekatlar olduğu kadar hayat sivil kırılgan toplum hayatı da devam edecek ve kimse evlerine kapanmayacak. Bu nedenle de, herkesin sağduyu ile hareket etmesi, bu tip saldırılara psikolojik anlamda hazır olması, sürekli çevredeki gelişmelere karşı uyanık olması, şüpheli durumları güvenlik güçlerine bildirmesi süreçte önem taşıyor.

        -Saldırılarda ihmal mi var demek…şu an için çok erken ve biraz da haksızlık. Çünkü, dünyanın en iyi istihbarat örgütleri ve teknolojik takip altyapısına sahip ülkelerinde bile açık toplumların teröre kaşı çok kırılgan ve zayıf olduğunu unutmamak gerekiyor. Bugün Londra’da, Madrid’de veya New York’ta bunun örnekleri hep yaşandı. Ayrıca, güvenlik sağlanırken her metrekareye birer polis koyulması gibi bir durumun olamayacağı da aşikar. Bu yüzden, Türk emniyet ve istihbarat teşkilatının da bir rehavet içinde olmadığını ama bazı saldırılarda da tıpkı diğer ülke meslektaşlarında olduğu gibi yapabileceklerinin bir yere dek sınırlı olabileceği kanaatindeyim.

        -Kamuoyunda bazı kesimlerde, ‘PKK’ya darbeler vuruldu, İş tamam artık örgüt bitti, bu konu da kapandı’ gibi bir hava da var. Çok yanlış ve riskli. Çünkü terör hiç bir zaman bitmez. Sadece gücü azaltılır. Silahlı mücadele ile de Türkiye bunu zaten yapıyor. Tamamen bitirmek uzun soluklu ve sabır isteyen bir iş. Bu işin topyekün bir mücadele olduğunu ve bu yüzden de herkese görev düştüğünü unutmamak şart. Bu çerçevede, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Başbakan Erdoğan’ın, Diyarbakır’a giderek, ‘Ben buradayım, devlet burada’ demesi anlamlı.

        Bu işte herkesin psikolojik sağlamlıktan, duyarlılığa, hatta ölenlerin cenazelerine milyonlarla katılıp ‘teröre hayır’ demek dahil bir çok görevi var. Çünkü, bunu bu ülkenin ne tek derdi dersaneye gidip iyi bir üniversiteye gitmek olan ancak bir alçakça saldırı ile hayatını kaybeden çocukları, ne de diğer masum insanları hakediyor.

        metehandemir@haberturk.com

        Diğer Yazılar