Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türk Silahlı Kuvvetleri 16 Aralık 2007 tarihinden bu yana, Kandil- Kuzey Irak ekseninde terörist PKK yuvalarına büyük kapsamlı 4 büyük hava harekatı gerçekleştirdi.

        Sonuncusu da, 15 Ocak’ta icra edildi. Şüphesiz, bu operasyonlarda PKK’ya büyük darbeler vuruldu. Ancak, harekatlar sonrası Genelkurmay tarafından yapılan açıklamalarda altı ısrarla çizilen bir nokta dikkat çekiyor.

        O da, Türk jetlerinin bombardımanında ‘collateral damage’ adı verilen istem dışı sivillere zarar verilmemesi için, harekat planlama ve hedef tespit aşamalarında özel bir hassasiyet gösterilmesi hususu.

        Bunun ne derece başarılı olduğu da bugüne kadar gerçekleştirilen yüzlerce sorti sonrası, ‘Kuzey Irak’tan bir kaç itibar görmeyen propaganda harici’, aksi yönde görüntü ve haber gelmemesi.

        Aksi takdirde, Mesut Barzani başta olmak üzere, bölgedeki Kürt gruplar TSK’nın harekatı ile meydana gelen sivil kayıp ve zararları tüm dünyaya propaganda amacıyla delilleri ile birlikte duyurmakta bir saniye bile tereddüt etmezlerdi.

        Peki bu kadar çok konuşulan, sivil hedeflere zarar vermemek amacı ile harekat öncesi bu çok bahsedilen titiz hedef seçimi nasıl yapılıyor?

        İşte çok merak edilen bu sorunun yanıtları…

        -Öncelikle dijital-elektronik işaretleme ile yakından izlenen ve önceden belirli hedef bölgeleri ile ilgili istihbarat geliyor.

        - Bu istihbaratlar şu kaynaklardan sağlanıyor: 1-Erhaç 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’nda konuşlu 173 Filo’nun hava fotoğrafları çekebilen RF-4 Fantom uçakları, 2- Bölgedeki istihbarat elemanları (HUMINT),3- 65 bin feet yani yani yaklaşık 22 km yukarıdan fotoğraf çekebilen Amerikan U-2 casus uçakları ve Amerikan istihbarat uyduları,4-Türk ve Amerikan insansız hava araçları

        - Sonrasında, gelen bilgiler bölge ve hedef analizi ile a,b,c ve d olarak öncelik ve aciliyet kategorilerine ayrılıyor.

        - Kategorizasyon tamamlandıktan sonra hedeflerin doğruluğu ile ilgili bölgesel istihbarat elemanlarından 2. kez teyit alınıyor.

        - Bunun ardından, gelen hedeflerin koordinatlarını oluşturup, savaş uçaklarının bilgisayarlarına girmek üzere harita okuma uzmanı harekat istihbarat subayları devreye giriyor.

        -Ayrıca, gelen hedef bilgilerinin, sivil yerleşim merkezleri ile çakışıp çakışmadığı ve herhangi bir yanlışlık olup olmadığı kontrol ediliyor.

        -Bu birinci süzme işlemini takiben, terörist hedefler aciliyet ve taktik ihtiyaç kapsamında özelliklerine göre önem sırasıyla listeleniyor.

        -Sonrasında, hedeflere en fazla hasar verilebilmesi için mühimmat ve uçak tipleri belirleniyor. Bunun için de, Hava Üs ve Taktik Kuvvet Harekat Komutanlıkları sorumlu oluyor.

        - Savaş harekat merkezlerinde devam eden bu süreçlerde, en üst seviyeye kadar sorumlu komutanlara anlık bilgi akışı sağlanıyor.

        - Bunlar olurken, Harekat Komutanlıkları, belirlenen mühimmat ve uçak tipine göre görev verilecek savaş filolarını (F-4 veya F-16) belirliyor.

        - İstihbarat subayları ile harekatları icra edecek savaş pilotları tekrar biraraya gelip bir değerlendirme yaptıktan sonra, filo harekat brifingi ilgili tüm komutanların katılımıyla yapılıyor.

        - Harita üzerinde hangi uçağın nereyi vuracağı, hangi rotadan gidilip dönüleceği teker teker çalışılıyor.

        - Hava Kuvvetleri Ana Karargahı ve Genelkurmay Başkanlığı’nın adım adım izlediği bu süreçte, ‘nihai olarak harekatın başlaması ve vur emrini’, sivil hedeflerin içerilmediğine kendisine sunulan raporlarla bir kez daha emin olan Genelkurmay Başkanı veriyor.

        -Tüm harekatların ana beyni olarak ise, operasyonların canlı olarak izlendiği Genelkurmay Harekat Merkezi rol oynuyor.

        -Operasyonlar sonrası gelen savaş uçağı görüntü kasetlerinden tekrar hedef analizi yapılarak ilerideki hata payı ve riskleri de sıfıra indiriliyor.

        metehandemir@haberturk.com

        Diğer Yazılar