Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün sabah başladı mesajlar yağmaya. 1, 2, 3, 4, 5... Bir sürü insan. Hepsi aynı şeyden bahsediyor. “Acil” kodlu mesajlar. Önce anlayamadım, sonra toparladım... Bir annenin yardıma ihtiyacı var ve yine o anneye, diğer anneler yardım etmek üzere harekete geçmişler. Dile kolay, tam 10 yıl olacak ekim ayında resmen annelerle ve annelikle yaşıyorum, doğal olarak akıllarına ben geliyorum. Elimden geldiğince de her mesaja, soruya özenle yanıt veriyorum. Ne gerekirse gerçekten önemli konularda hemen organize oluyorum. Ancak bu kez başkaydı durum. Ne daha önce duyduğum, ne şahit olduğum bir şeydi... Bir toplantı öncesi gelen mesajlardan birindeki internet adresine tıkladım. Ve o an dağıldım. Ayağımın altında bir halı varmış da çekmiş sanki birileri gibi, koltuğa oturup kalmışım. Pıt pıt pıt düşen gözyaşlarıyla ağlıyorum. Hani birisi gelip “Ne oluyor?” dese bağırarak ağlamaya geçebilirim, o kadar kötü oldum.

        Sonra aklıma Nina Zilli’nin 50 Mila şarkısı geldi. Ferzan Özpetek’in Serseri Mayınlar filminden bilirsiniz. “Bu şarkıyı her dinlediğimde içimden üstümdeki ağırlıkları atıp dans ederek koşmak geliyor” demiştim Arzu’ya bir gün... O da demişti ki “Aslında sözleri öyle hüzünlü ki...” Sonra konuştuk hem şarkıyı, hem 50 bin gözyaşını, hem de bizim kültürümüzün nasıl da acıklı olduğunu. Başka kültürlerde yetişen insanlar hüzünlerini bile böyle anlatırken biz öyle yetiştirilmiştik ki ağıt yapmak istiyorduk. “Neden böyleyiz?” demiş bırakmıştık konuyu. Ben de demiştim ki “Çok hüzünlü olduğum bir zaman bu şarkıyı açacağım, bakalım nasıl olacak?”

        İşte o an okuduklarıma ağlarken bu konuşma geçti gözümün önünden. “Kendime gelir miyim dinlesem?” dedim. İç sesim “Hayııııır!” diye haykırdı. O an ne 50 Milla dinleyerek unutabilirdim konuyu ne de başka şey yapabilirdim. İçimden bağırarak ağlamak, ağıtlar yapmak geçiyordu. Ne yaparsak yapalım değişemezdik biz. Biz buyduk... Acıları kalbimizin en derin yerinde hissediyorduk. Bununla da gurur duymamız gerektiğini düşündüm o an. Nurturia üyelerinden mesaj yağıyordu ve sanırım onu hiç tanımadığı halde seven bir sürü anne toplamda zaten şimdiden binlerce gözyaşı dökmüş, onun için dua ediyorlardı. Türkiye duy bu çağrıyı: Gamze Akbaş için acil yardım gerekiyor! Gamze Akbaş gencecik bir anne. Şu anda Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde yatıyor. Kan Grubu A RH (+) ve bizden yardım bekliyor. Lösemi ile savaşıyor. Doktor 3 ay gibi bir ömür vermiş. Anladığım kadarıyla o kadar ani olmuş ki her şey, insanın inanası gelmiyor.

        Donör bulmak gerekiyor. Kan gerekiyor. Kısaca acil yardım gerekiyor. Konuyu, detaylı anlamak isteyenler; Gamze neler yaşadı, neler yaşıyor öğrenip yardım etmek isteyenler kişisel blogunda hikâyeyi okuyabilir. Hazır olun, o yazıları okudukça, geçmişe doğru gittikçe çok ağlayacaksınız, o fotoğrafları görünce elleriniz titreyecek. Ancak gözyaşlarınızı silip kendinize gelmenizi ve hemen harekete geçmenizi istiyorum. Zaman az çünkü. Hem dua etmemiz hem de uygun ilik bulmamız gerekiyor. Maddi, manevi her konuda destek gerekiyor. O güzeller güzeli Atakan’ın annesine yardım etmek için elbirliği yapmamız lazım. Bu gülen yüzlü, çok güzel gülümseyen gamzeli kadını kaybetmememiz lazım. Yazdıklarından okuduğum kadarıyla harika bir anne Gamze, çocuğuna âşık, kocasına âşık, insan gibi insan, sağlam bir kadın... Onun gibiler bize lazım, hayata tekrar merhaba demesi lazım! Ve bu konuya başta İzmirliler olmak üzere herkesin el atması lazım. İşte Gamze Akbaş’ın web sitesi adresi: http://atakan310309.wordpress.com

        Dış etkenlere karşı onu koruyun

        Nestle bünyesinde 27 yıldır var olan Alman markası Bübchen, dış etkenlere karşı koruyucu özelliği tam olarak oluşmayan bebek cildine, doğal ve bitkisel içerikli ürünleriyle kalkan oluyor. Ph değeri ciltle dengeli, cildin kendi doğal korumasını destekleyen, alerji riskini minimize eden, cilt uyumu en yüksek düzeyde ürünleriyle, bebeklerin cilt koruması, Bübchen koruması altında... Bebek ve çocuk şampuanlarından bebe yağlarına, nemlendirici sütten pişik kremine, bebek pudrasından bakım kremine, yıkama jelinden güneş kremlerine kadar tam 59 farklı ürünüyle annelerin ve miniklerin doğallığı için Türkiye’de Bübchen. Üstelik doğallığın, anne karnından başladığı bilinciyle de hamileler için duş jeli, masaj yağı ve bakım sütü bile mevcut Bübchen’in. En hassas bebek cildi için üretilen Bübchen ürünleri, yetişkinler için de bulunmaz fırsat.

        Diğer Yazılar