Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YENİ global düzen, her ülkede ve meslekte sadece vasatı tutturanın artık dışlanmasını gerektiriyor. Yeni düzeni anlamaya çalışan sosyal bilimciler bunu "death of average" olarak ifade ediyorlar.

        Global dünyanın yeni kuralları, kanunları koyulmadan önce yaptığı işte vasatı tutturanlar yeterli, başarılı olarak nitelendiriliyorlardı.

        Woody Allen bir süre önce, "Hayatın yüzde 90'ı sadece orada bulunmaktan ibarettir" demişti. Global, yeni düzen öncesini güzel anlatan bir tespitti bu. Yeni globalizmde Woody Allen'ın bu sözü de artık geçerli değil. (Global düzene en fazla kafa yormuş gazeteci olan Thomas Friedman, "That Used to Be Us" adlı kitabının "Average is Over" adlı bölümünde bu konuyu çok güzel incelemiş.)

        Yani bir işe girip sadece sabah 9'dan akşam 5'e kadar ortalamayı tutturarak çalışmayı yeterli sayanlara başarılı, tatmin edici olarak bakıldığı bir dönemdi yeni global düzen öncesi eski sistem.

        ŞİMDİ TUTUNMAK İSTEYEN BİLE...

        İşler o kadar hızlı değişti ki yeni düzende sadece tutunmak isteyenler bile vasatın üstüne çıkmak zorunda. Hele Çin gibi yükselen bir ülkeyseniz ve lider olmaya göz koymuşsanız her meslekten vatandaşınızdan vasatın daima üstünde kalmasını istemek zorundasınız. (Zaten Çin de bunu yapıyor şu anda, orada başarı kriterleri çok yüksek.)

        En rutin bir işte çalışan işçiler arasında bile yapmakta olduğu rutin işe yeni, orijinal bir yaklaşım getiren, verimliliği artıran işçi ön plana çıkarılacak. Her meslekte aynı yaratıcılık talep ediliyor artık; çünkü her ülkenin, her iş dalının

        dünya ölçeğinde iç içe geçmiş olduğu ve en ücra köşede alınan bir kararın bile dünya ölçeğinde etkilerinin olabildiği, başarı kriterlerinin global konulduğu bir dünyada başka türlüsünün olması da mümkün değil.

        Yani siz kendi ülkenizde vasatı tutturmayı yeterli görerek yaşamayı yeğlerseniz, başka ülkelerde sizin meslek dalınızdaki kriterleri yükselten, daima vasatın üzerine çıkanlar olacak ve siz bu rekabetin karşısında silinip gideceksiniz. O rekabetten kaçış da yok. Bu defa dış dünyaya kapanmak da mümkün değil.

        ASKERLİK BİLE DEĞİŞİYOR

        Yani öyle bir süreçteyiz ki her meslek -ki askerlik de dahil buna- radikal biçimde kaçınılmaz olarak değişiyor. ("Askerlik de dahil her meslek değişecek" başlıklı yazımı, www.haberturk.com'da MEDYATIK blogumda okumanızı rica ediyorum. Tabii o yazı, mesleklerdeki değişimin ileride güç hiyerarşilerini nasıl değiştireceği konulu çok daha kapsamlı bir başka yazının ön çalışmasıdır.)

        Yeni global düzende kendisine büyük roller biçen ve yükseleceğine inanan her ülke, vasatın üstüne muhakkak çıkılması gerekliliğini görüyor ve bunun için çalışıyor. Artık sadece tatmin edici ve ortalamayı tutturan sonuçlar almak, kaybeden ülke olmaya giden yol olarak kabul ediliyor.

        Ortalamanın üstüne çıkabilen, orijinal, yaratıcı olabilen ülkeler başarılı ve lider olacak yeni global düzende. Zaten o türden olan Çin gibi, Hindistan gibi ülkeler yükselişte şu anda. Ne kadar öldü bitti denilse de ABD de gerçeklerin farkında ve ben inanıyorum ki yakında gereğini yapmaya başlayacak.

        TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDEKİ TEHLİKE

        Ekonomik başarıları ne kadar şu anda övülüyor durumda olsa da, ne kadar yeni global düzenin star ülkeleri arasında kabul edilse de Türkiye aslında büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Türkiye'de hâlâ birçok meslek dalında vasatı tutturmanın başarı olarak kabul edildiği bir düşünce sistemi hâkim. Hatta vasat olunmasını teşvik eden bir ideoloji bile var.

        Eğitim sistemimiz hâlâ çok vasat, hatta bazen vasatın bile altında. Bu eğitim sisteminden yeni global düzende düşünce bazında var olabilecek, öne geçecek insanlar nasıl çıkarılacağını görmek pek mümkün değil.

        AKP yeni global düzende Türkiye için çok iddialı ve bu iddiasını da ekonomi dalında şimdilik gösteriyor. Ancak sosyal alanda Türkiye'nin sadece vasatta tutulması da AKP tarafından sağlanıyor.

        Sosyal alanda hiçbir yaratıcı, orijinal fikre hoş bakılmıyor, hatta yaratıcı orijinal fikirler tehlikeli olarak bile görülebiliyor ve cezalandırılabiliyor.

        Ben bunu bizim sektörümüzde net olarak görüyorum. Bu ortamda vasatın medyaya hâkim olması ve vasatı tutturanların daima ödüllendirilmesi de şaşırtıcı değil tabii ki.

        Adalet sistemimiz de dışarıdan çok orijinal şeyler (olumsuz anlamda da orijinal olunabilir) yapıyor gibi görülebilir ama aslında sadece Türkiye'ye özgü vasatı tutturmakla yetiniyorlar. Bizim adalet sistemimizden beklenti, adaletsiz olmasıdır; bu kriter de daima tutturuluyor.

        Halbuki global düzende yükselmesi istenen Türkiye'nin yapması gereken, hedeflediği ileri demokrasiye uygun adalet sistemini ve uygulamaları bulmak ve vasatın üstüne çıkmak olmalıydı.

        BU ALTYAPI DAYANAMAYIP ÇÖKER

        Ben anlatıldığı kadar güçlü olduğuna da inanmıyorum ama velev ki doğru olsun, ekonomimiz gerçekten vasatın üstünde olsun, ama emin olun ki sosyal düzende vasatın hâkim kılınması sonucunda ekonomik altyapı bu üstyapıyı katiyen taşıyamayacak ve çökecek.

        Vasatı bu kadar güçlenen her ülke sonunda çökmeye mahkûmdur ve Türkiye'de de bu tehlike var. Çünkü yeni global düzen çok acımasız ve her alanda vasatın üzerine çıkamayan ülkeleri cezalandırabiliyor.

        Yapılacak iş basit aslında: Ekonomimizin bize sağladığı ivme şansını iyi kullanalım; yeni global düzende kuralların ne olduğunu ve başarılı olmanın yeni şartlarını iyi okuyalım; diğer ülkeler ne yapıyor diye bakalım ve ülkemizden vasatı topyekûn atmak için çalışalım... Yeni Anayasa bu seferberlik için iyi bir başlangıç noktası olabilir.

        ***

        Resimsiz kama-sutra kitabı

        "BU da olur mu be!" diyeceksiniz biliyorum. "Böyle bir şey ne işe yarar ki?" diye soracaksınız, haklı da olabilirsiniz. Ama yararı, bir felsefeyi iyi anlatmak olabiliyor bu kitabın.

        Orijinal kama-sutranın yeni İngilizce çevirisi bu defa resimsiz yayınlandı, haberiniz olsun.

        Diğer Yazılar