Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "TÜRKİYE, İran-Suriye-Hizbullah karşıtlığı kurmaya çalışanların tuzağına düşmeyelim"

        tezini paylaştığım yazımın çıktığı gün İran'dan gelen "operasyonu" hayretle izledik... Yaşananlar "açıkladı-açıklamadı-yanlış haber" tadında kalacak kadar basit değil, baştan sona bilinçli bir süreçti... İran, Türkiye'ye şu mesajı vermeyi denedi; "Sen, Kandil ve çevresine istediğin gibi operasyon yapamazken, ben içeride dışarıda rahatım. Karayılan veya diğerlerini yakalayıp sana karşı içeride PKK kartını oynamayı düşünebilirim. Bunu bilerek ŞAM'a yaklaş"...

        Sevgili dostlar, dün yazdığım yazıda özellikle iç kamuoyunu "Türkiye karşısında İran-Şam-Hizbullah" kutuplaşması yaratılmak isteniyor noktasında uyarmış ve detayları da paylaşmıştım. Aynı gün İran "o tuzağa" düştü ve kendi aklınca bize mesaj vererek "iş yaptı"! Aslında bir bakıma da Türkiye adına "olumlu" bir adım attı. Türk kamuoyu "bölgede bizden başka" silahlı güçlerin daha doğrusu nükleer kabiliyete dahi sahip "bir silahlı gücün" varlığını hatırladı ve denkleme dahil etti...

        Sonuç: Türkiye'nin "ŞAM kartı", Türkiye-İran kutuplarına sahip yeni bir "denklem" ortaya çıkarırsa ve yapılan küresel baskılar sonucu "İran-Suriye-Hizbullah" tek parça haline gelir ve Türkiye de karşılarında kalırsa, bu denklemden bir tek kazanan çıkar; İSRAİL! Herkes AKILLI olsun! Ben bir kez daha uyarayım!!!

        ***

        Türkiye askeri operasyonlarda 'inisiyatifi' asla kaybetmemeli!

        "KARAYILAN yakalandı" haberini analiz etmek için TV'lerde konuşanlar çok önemli bir noktada birleştiler; Türkiye son dönemde askeri kararlılıkta ve operasyonların inisiyatifinde gevşedi, İran bu boşluğu dolduruyor ve kesintisiz harekât ile kontrolü elde tutuyor...

        Sevgili dostlar, Başbakan Erdoğan'ın "Her şey artık farklı olacak" cümlesine kadar Türkiye'nin tavrında belirgin bir "pasif tavır" olduğu söylemine ben de katılıyorum. Demokratik Açılım süreci tüm yönleriyle "işlesin, çalışsın" diye beklendi ve bu dönemde haklı gerekçelerle "asker, pasif konuma" çekildi... Erdoğan'ın söylemi sonrası "henüz kamuoyu" görmese bile "anlayış" ve çok yakında göreceğiniz gibi "hareket stratejisi" tamamen değişti... Yeni konsept "çok geniş askeri" operasyonlar hatta Kandil'e yapılacak bir indirme harekâtı üstüne kuruluyor... Operasyonun adı büyük bir ihtimalle "Cehennem Harekâtı" Türkiye'de "Sri Lanka modelinin" hayata geçtiğinin işaret fişeği olacak! Böyle bir operasyon başladığı zaman "geri dönüşünün" de olmayacağını düşünüyorum... Türkiye "yeni cihanşümul konseptine" uygun bir askeri "fiiliyat" yaratacak! Ne zaman mı? Pek yakında... Bir son detay; Dünya piyasalarındaki dalgalanma, harekâtı geciktirdi, Kıbrıs sonrası en büyük indirme planı dahil "her şey hazır", her saniye başlayabilir!

        SONUÇ: Türkiye "askeri geniş çaplı bölgesel bir operasyona" kesin karar verdi, gerekli adımları attı! Şam'a karşı "başlatılan girişimleri" ve özellikle Amerika ile ilişkileri bir de bu gözle yeniden inceleyin, çok ciddi ipuçları bulacaksınız!

        NOT: Örgüte katıldıktan sonra, daha suça karışmadan pişman olup geri dönmek, devleti ve milletiyle kavuşmak için fırsat kollayanlara da bir çağrım var; yukarıda yazdıklarıma inanmayabilirsiniz! Bence inanın, teslim olun ve Türk Devleti'nin "gözü karardığında" nereye kadar gidebileceğini yaşayarak görmeyin! Amerika bu sefer KESİNLİKLE DUR demeyecek! Benden söylemesi...

        Diğer Yazılar