Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜN bir gazetede korkunç bir başlık vardı. Türkiye'nin "en etkili 10" listesini yapmışlar ve Ertuğrul Özkök'ün "Türkiye'nin kaderiyle oynayan adam" diye nitelediği "bölücübaşını" listeye almışlar!

        Ne güzel alıştırma değil mi; bu sene ilk 10 içinde sondan içeri alırsın, seneye ve daha sonraki yıllarda "1 numaraya" kadar çıkarırsın! Türk halkı da böylece fikre alışır, sen de bu arada "Bu adam evine çıksın, ne zararı var, siyaset yapsın" tezini ısıtmaya başlarsın! Bu medya grubu, bu topluma "şekil verme" denemelerinde aldığı darbelerden hiç akıllanmamışa benziyor! Hâlâ "toplu terziliği", "siyaset-sosyoloji mühendisliği" peşindeler. Hâlâ Almanya'da "baskı tesisi açılışı yaptıklarını" sanıyorlar!

        Sevgili dostlar, listenin ilk "4 ismine" itirazım yok, hatta tam yerine oturmuş, etki alanları doğru tanımlanmış denebilir. Ama "4'ten sonrası tam bir felaket" ve "manipülasyon"! Bölücübaşı kısmı "tam bir rezillik ve aşırıya kaçan bir deneme" olmakla birlikte "Ümit Boyner'in listeye girmesi de" ayrı bir DENEME! Eğer bu ülkede "Ümit Boyner'in sokakta 1 sandalye karşılığı, şu kaldırımı şuradan geçirecek gücü" ve 100 kişi üzerinde etkisi varsa, adımı değiştirip sokaklarda "Ben deliyim" diye bağırmaya hazırım! Ama amaç belli, Türk halkına hâlâ şu mesaj verilmeye çalışılıyor: Bizler yani "establishment" veya başka bir deyişle "yerleşik düzen", hâlâ bu ülkede çok etkiliyiz ve biz ne dersek o olur!

        Sonuç: O listede yer alan "skandal" isimler ve onların "listenin yarısı doğru yapıldıktan sonra" arkalarına bilinçli bir şekilde yerleştirilerek, ilk isimlerin gölgesine saklanarak "etkili diye pazarlanmaları", BASIN ve basının gücünü kullanma adına; KORKUNÇ!

        Son söz: Ey kendini "yerleşik düzen" sananlar ve onların medyası, size sesleniyorum: Sizler ne kadar kendinizi zorlasanız da, ne kadar "Bizler hâlâ etkiniz" diyerek topluma şekil vermeye çalışsanız da, şunu çok iyi bilin: ARTIK YOKSUNUZ ve bize "var diye" dayattığınız başta "bölücübaşınız", asla bu toplum için "kabul edilebilir" olmayacak!

        'Günah çıkarma içgüdüsü' içinde yardım yapanlara sesleniyorum!

        BU ülkede bazıları var ki; Van depremini "günah çıkarma ayinine" çevirdiler!

        İşleri güçleri şov yapmak ve yıllardır bilinçaltlarına depoladıkları "suçluluk duygularını" ortaya döküp gösteriye çevirmek...

        Sevgili dostlar, toplumun bir bölümü "öyle bir günah çıkarma" psikolojisi yayıyor ki; oradaki insanlarımız da bu havayı hissediyorlar ve bu "karşılıklı etkileşim", ayrışmayı inanın "nefret söylemleri" kadar körüklüyor, bizleri daha da çok ayrıştırıyor.

        Medyanın, özellikle "şov medyasının" yaptığı para toplama kampanyaları da buna güzel bir örnek! Yayılan hava, oradaki insanlarımızın "ortak bilinçaltına verilen mesaj" aynen şu: Biz işimizde gücümüzde, tatilimizde, güzel hayatımızdayız; sizler için de hem eğleniyoruz, hem para topluyoruz...

        Sonuç: Bu ülkenin zor doğasıyla baş eden insanlarımızın başına felaket geldiğinde, diğer tarafta kalan "parmak arası terlikliler" hissetmedikleri hiçbir şeyi sırf "suçluluk duygusu, günah çıkarma isteği veya başka içgüdüler" ile asla yapmasınlar! İyilik yapalım derken bu ülkeye, "birliğimize" ve ortak psikolojimize inanılmaz zarar veriyorlar.

        Son söz: Kendinizi "asla parçası" hissetmediğiniz, "Parayı burada kazanalım, başka yerde yiyelim" diye tarif ettiğiniz bu ülkenin "iç dinamiklerinden" UZAK DURUN!

        ***

        Van'da toprak neden yanıyor?

        TEK cümle; Van'ın altında çok zengin petrol yatakları var! Hatta Van'dan başlayıp Hakkâri'ye kadar uzanan! Neden mi çıkmıyor? Orası çok "derin" bir tartışma! Yok mu? YOK diyenler, bu yazıyı kesin saklayın!

        Diğer Yazılar