Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Avrupa Parlamentosu’nun aldığı telaşlı ve isabetsiz karar karşısında Türkiye’nin bütün hassasiyet birimleri harekete geçti.

        Meclis Başkanı Cemil Çiçek öncülüğünde; siyasal tavır mukabelesi gündeme getirildi ve AK Parti, CHP, MHP Meclis grupları, aldıkları ortak karar ile, Avrupa Parlamentosu kararının isabetsizliğini dünya kamuoyu önünde protesto etti.

        Muhtemeldir ki bu yaklaşım; Avrupa Birliği nezdindeki temsilcileri, kendilerinin harekete geçirdiği haksız ve yersiz karar üzerinde daha derin ve terbiyevi düşünmeye davet edecektir.

        ***

        HDP bu karara imza koymadı.

        Gündelik dille yazarsak, “yan çizdi” diyebiliriz... Amiyane tabirlerle yazarsak, “su koyuverdi” diyebiliriz... HDP, bu konuda görevlendirdiği temsilcisi aracılığıyla Türkiye hakkındaki jenosid iddiasını doğru bulduklarını söyledi. Avrupa Parlamentosu’nun kararını isabetli ve doğru bulduklarını belirtti. Meclis’te alınan ortak karar imza koymayacaklarını açıkladı.

        HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, Avrupa Parlamentosu’nun kararını değerlendirdi: “Geç de olsa, amaç farklı da olsa, biz yasayı doğru buluyoruz. Kararı yerinde görüyoruz. Türkiye’nin de bunu kabul etmesi gerekiyor” dedi.

        ***

        Belli ki bu konuşma, Faysal Beyin bir ilçe belediyesini ziyaretİ sırasında önünün, sonunun nereye varacağı noktasında bir durum hatasının ortaya koyduğu sözlerden ibaret değildir.

        Bu bir; Avrupa Parlamentosunun Ermeni tasarısını kabul etme kararı vesilesiyle kendi ana değerlerini ve bunun karara dönüştürülmüş şeklini Türk kamuoyuna duyurma arzusudur.

        Faysal Bey diyor ki, “Türkler soykırım yapmışlardır”. Ve arkasından başlıyor kendine göre bir sıralama yapmaya: “Ermeni soykırımı bunlardan bir tanesidir. Dersim soykırımı, Süryani soykırımı, tek ırk, tek din, tek devlet, ulus devlet zihniyetinin ürünleridir.” Son günlerde yoğunlaşan Türkiye’ye yüklenme girişimi çerçevesinde Faysal Bey de bu vesileyi kapsam genişletmesi olarak kullanıyor.

        Faysal Beyin konuşması ne bir sürç-i lisandır; ne de durum takdirinde hata tekrarıdır. Tam aksine fırsatı ganimet bilen bir politika merakının aşikâr hatasından ibarettir.

        Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde; Demirtaş munis çehreli bir siyaset erbabı olarak, her kesimden insanın dikkatini çekip oy oranını arttırmayı amaçlamıştı. Türkiye bütünlüğü üzerinden propaganda yaparak ilgi ve takdir topladı. Ama asıl hedefinin bu olmadığını yeni seçim arifesinde gösterdi. Bugün tartışılan husus Demirtaş’ın propaganda içtenliğinin olup olmadığıdır...

        ***

        Peki, takındığı bu yeni üslup fayda sağlar mı?

        Onu seçim sonrasında göreceğiz.

        Faysal Beyin bu müdahalesi, kuşku yok ki tesirini Selahattin Beyin konuşmalarında gösterecektir. Tempo ve tavır bu olunca Selahattin Beyin eski ikna ediciliğinin bulunmadığı hükmüne varılabilecektir. Bu seçimde oy kullananlar, Faysal Beyin şahsında sergilenen sert ve ayrımcı ifadeleri görünce, Selahattin Beyin inandırıcılığında tereddüt yaşayacaklardır. Çok yakında yapılan anketlerde bu ayrımcılığın tesiri hemen görülecektir. Türkiye’yi küçük düşürmeyi hedefleyen bu tuzağa yürekten iştirak örneği sergileyen HDP ve Faysal Bey lisanının olumsuz tesirleri fark edilecektir... Selahattin Beyin de giderek artan sert lisanlı ve ayrımcı üslubunun şaşırtıcı örneği oy verenleri olumsuz etkileyecektir.

        Çünkü Mecliste olup da baraj sorunu yaşayan tek parti HDP’dir...

        Diğer Yazılar