Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ulusal dil ve kültürün değerleri ile bir fikrin ifadesi, evrensel etkinlik kazanır mı?

        Çok şüpheliyim...

        Peki, aynı ifade, aynı ülkenin yurttaşları üzerinde etkili olur mu? Yine şüpheliyim...

        +

        Gelin şimdi de şüphe yerine ihtimal tartışması açalım...

        Ulusal dil ve kültürün değerleri ile bir fikrin ifadesi, evrensel etkinlik kazanır mı?

        Hayır, kazanmaz...

        Lafı bile olmaz...

        Peki, aynı ifade, aynı ülkenin yurttaşları üzerinde etkili olur mu? Hiç ihtimal vermem...

        İhtimal veren olur mu? Olur! Ama tesiri olmaz. Halk deyimiyle “havagazı” dediğimiz tesiri yaratır, o kadar.

        O halde Tayyip Bey, Putin’e rest çekti: “DAEŞ’ten (IŞİD) petrol alıyor” iddiasını ispat ettikleri anda görevi bırakır, giderim” iddiası inandırıcılık taşıyor mu?

        Yine çok şüpheliyim...

        +

        France 24 kanalına konuşan Tayyip Bey, böyle badireli bir münasebette, böyle bir konuşma yapar mı?

        İç siyaset bahislerinde, Tayyip Bey sıklıkla beyan keyfiliği yansıtan konuşma örnekleri ile tanıdığımız siyasetçidir. Hatta bu tanımlama, evrensel kabulde örnek olmuştur.

        Ama bütün dünyanın ilgi ve dikkati Türkiye üzerindeyken, Tayyip Bey’in cesareti her şeye müsaittir anlayışıyla, Putin’e gereksiz ve sebepsiz yere rest çeker mi? Çekemez...

        Ne siyaseten o kadar güçlüdür, ne de aklı varken zaaf sergilemeye niyetli bir tavrı vardır...

        Gürlemeye meraklıdır. Hatta uluslararası ilişkilerde de gürlediği olmuştur.

        Ama aklıselimin sükunet telkin ettiği eylem etkinliklerinde, ne işi zıvanadan çıkarır, ne de çıkarılmasına müsaade eder...

        İşin özeti şudur: Tayyip Bey, uluslararası ilişkilerde (hele Amerika gibi Rusya gibi devletlere karşı), “itidalin etkisi yerine”, “insiyakin keyfiliğini” hiç kullanmaz...

        Durup dururken “iş çıkarmanın âlemine” kendisini kaptırmaz...

        +

        Tayyip Bey uluslararası ispat kaynakları kullanarak, Putin’in restini göğüslüyor. Diyor ki: “Türkiye’nin birinci derecede petrol ve doğalgaz alımı yaptığı ülke Rusya’dır. İkinci derecede İran’dan, üçüncü derecede Azerbaycan’dan, dördüncü sırada Kuzey Irak’tan, beşinci sırada Katar’dan alıyoruz. Bunu, kendileri biliyor. Bunun dışındaki her ifade yalandır...”

        Sonra Amerikan kaynaklarına atıfta bulunarak, Rus firmalarının DAEŞ ile ortak petrol satışı yaptıklarını ifade ediyor...

        İşte bu konuşmanın ardından bu itham cümlelerini kurmanın gereği yoktu...

        Gergin ortamlarda makul gerekçeleri ileri sürerek yapılan açıklamalar, çok ikna edici savunmaları oluşturur.

        Ama savunmanın hemen ardından, benzer bir iddia ile ortaya çıkmak ikna edilmenin ahlakını zedeler. Nitekim Rusya, kaçak petrol satışında DAEŞ’in ortağı ifadesi, tahrik edası taşımaktadır...

        +

        Peki, kim haklı?

        Ne Putin, ne de Erdoğan...

        İkisi de haklı değil...

        Böyle iddialarla ve savunmalarla dış politika yapılmaz da ondan...

        Mikrofon ve ekran iptilasıyla dış siyasette, çöplük savunmasının horozları gibi dövüşmenin, manası ve tesiri yoktur...

        Türk dilinde “ipe sapa gelir olmak” deyimi vardır. Eminim, Rusça gibi çok yüksek değerli bir dilin deryasında da benzer ifade vardır.

        Bu değerleri ve aklı kullanmak, ne kadar olumlu tesir yaratır biliyor musunuz?

        Umarım biliyorlardır.

        Çünkü milletin ne kadar tedirgin olduğunu, bilmeleri gerekir...

        +

        İnternet medyasının haberine göre, Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, bir açıklama yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın düşürülen uçak konusunda Putin ile görüşme talep ettiğini ifade etmiş.

        Doğruysa bravo...

        Diplomasi budur işte...

        Diğer Yazılar