Seda Zeynep KÖSE
szk@haberturk.com
instagram/ tatildeyimdonucem
Habertürk ve Tatilstil.com işbirliğinde devam eden Orta Avrupa turumuzda şimdi ise Prag'a geçiyoruz. Listemde olan, ama bir türlü gidemediğim Prag'a giden yol, benim için bitmek bilmedi. Avrupa'lıların "Altın Şehir" adını koydukları Prag, Çekçe "Praha" olarak anılıyor. Çek Cumhuriyeti'nin başkenti, geçmişte Çekoslovakya'nın da başkentiydi. Orta Bohemya'da yer alan Prag, Vltava Nehri'nin üzerinde yer alıyor ve rivayete göre, adını da nehirden geçen pervazlardan alıyor. Prag'ın en büyük özelliklerinden biri de, II. Dünya Savaşı'nda zarara uğramasına rağmen, yapıların bir kısmının kendini korumuş olması. Bu yüzden tarihi evler ve mekanlar açısından çok zengin.
Prag turumuza, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın da içinde bulunduğu Hradcany yani Prag Kalesi ile başlıyoruz. Aziz Vitus Katedrali ikinci durağımız oluyor. Yapımına 1344 yılında başlanmış ve 9 yılda tamamlanmış katedral, tam bir Fransız gotik mimarisi örneği. Kıyamet gününü temsil eden "Altın Kapı", "Aziz Vaclav Şapeli" ve " Rönesans Çan Kulesi" görülesi yapılardan bazıları.
İlerledikçe, Charles Köprüsü'nün ışıl ışıl Prag manzarası ile karşılıyoruz. Ve elbette, seyrine doyulmaz bu manzara ile mest oluyoruz. Charles Köprüsü diğer bir adıyla Karl Köprüsü, Eski Şehir’le Küçük Mahalle’yi birbirine bağlıyor. Köprü üzerinde 30 heykel, sağ ve sol taraflarında ise, iki kule bulunuyor. Bu heykellerden, Aziz John Nepomuky heykelinin ortasındaki altın kaplamalı alanda, avucunuzu bir kaç saniye tutup dilek dilerseniz, kabul olacağına inanılıyor. Bir başka inanışa göre ise, bunu yaparsanız Prag’a tekrar geleceğiniz iddia ediliyor. Ben denedim, bakalım ne olacak? Siz de bir deneyin derim.
Eski Şehir Meydanı ve bu meydanda yer alan Astronomik Saat, Prag'ın olmaz olmazları arasında. Eski Şehir Meydanı, Prag'ın kalbi olarak adlandırılıyor. Tarihte bir çok olaya şahitlik etmiş olan meydan, faytonlar dışında trafiğe kapalı. Meydanın iki önemli özelliği var, bunlardan ilki Prag liderlerinden Jan Zelivske'nin, diğeri de; döneminde İmparator Matthias'a karşı gelen 27 liderin bu meydanda idam edilmiş olması. Zaten belediye binasındaki 27 haç bu olayı temsil ediyor. Bunun dışında, Franz Kafka’nın yaşadığı evde yine bu meydan da bulunuyor. Astronomik saat ise, dünyada çalışan en eski saat. 1410 yılında yapılan saatin üzerindeki astronomik çizimi, üç ayrı zamanı gösteren üç halkası ve her saat başı gerçekleşen animasyonu ile dikkat çekiyor.
Eski Şehir Meydanı’ndaki diğer bir olmazsa olmaz Tyn Kilisesi. Prag’da olur da kaybolursanız, her yerden görünen kiliseyi takip edin, sizi doğrudan merkeze getirecektir. İçi barok tarzda döşenmiş olan kilise, Gotik mimarinin en başarılı örneklerinden biri. Tyn kelimesi Çek dilinde, ‘kasaba’ anlamını karşıladığından, kiliseye bu ad verilmiş. 1385 yılında inşa edilen kilise, protestanlığın kuruluşunda önemli bir yere sahip. Kilisenin sağ kulesi Hz. Adem’i, sol kule ise Hz. Meryem’i temsil ediyor, bu yüzden sağ kule, sol kuleden bir tık daha büyük.
Gelelim yeme, içme hadisesine. Yemek için, pek çok seçeneğiniz var elbette. Ama, Prag’a gidipte ‘pecena kachna’ yani ızgara ördek yememek olmaz. Ördek için size, Staromestka’yı önereceğim. Yok ben ördek yemem derseniz, o zaman İtalyan restaurantlarını tercih edebilirsiniz. İnanın en az İtalya’daki kadar memnun kalacaksınız. La Scala İtalyan mutfağı için tavsiye edeceğim tek mekan. Ambiyansı güzel, fiyatları şahane. Bolognese Spagetti ve bir kadeh içecek için 8 Euro ödüyorsunuz. Prag'da yemenizi tavsiye edeceğim bir diğer lezzet ise, ‘trdelnik’ olacak. Sokaklarda, her köşe başında rahatlıkla bulabileceğiniz, bu hafif tatlı, Prag lezzeti bir nevi hamur kızartması. Bu arada, Pragiçecekleri ile ünlü bir şehir olduğundan, denemeden dönmeyin derim. Bir çok farklı çeşit var, damak zevkinize uygun bir tane bulacağınızdan eminim.
Harika bir ziyafet sonrasında, dinlenmek için otelimize geçiyor, sabah kahvaltısından hemen sonra, Karlovy Vary’e doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk sonrası yeşillikler içindeki Karlovy Vary’e varıyoruz. Adını IV. Karl’dan alan bu küçük şehir, aynı zamanda kaplıcaları ile ünlü bir turizm merkezi. Şehirde 10’dan fazla sıcak su kaynağı bulunuyor. Konaklama ise biraz pahalı. Pansiyonların bile gecelik konaklama ücreti 250 eurodan başlıyor. Bu yüzden, lüks turizme yönelik hizmet sunuluyor. Şehir tarih boyunca pek çok aristokratı, sanatçı ve ünlü ismi ağırlamış. Bu önemli isimlerden biri Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk. Beethoven ve Freud gibi tarihi isimlerin yanında, Cher, Madonna gibi starların da gözde tatil merkezlerinden biri.
Bir sonraki duraklarımız Dresden ve Slovakya olacak. Nefis önerilerde bulunacak, sizleri çok özel mekan ve noktalarla tanıştıracağım, benden söylemesi. Almanya’da buluşmak üzere…
Tatilstil.com'u ziyaret etmek için
PRAG DİP NOTLAR
* Prag çok ucuz bir şehir değil, para birimi Çek korunası (CZK) kullanılıyor. 27 CZK 1 Euro ya denk geliyor. Euro kullanabildiğiniz noktalar da var.
* Prag’da ulaşım çok rahat. Şehirde her yere yürüyerek gidebileceğiniz gibi, toplu taşıma araçalarını da kullanabilirsiniz. Eğer taksi kullanmanız gerekirse, 3A taksileri tercih edin. Ortalama 10 Euro öderseniz.
* Eğer vaktiniz olursa, protest heykeltraş David Cerny’nin eserlerini görün mutlaka. Çok değerli bir dostumun önerisiydi, ben de size önermek istedim.
* Gece çıkmak isterseniz, Cozichka, James Dean, Duplex ve Ldm’ye gidebilirsiniz. Mekanların hepsi merkezde ve hepsi birbirine çok yakın.
* Cafe Franz Kafka, Kafka’nın zamanında gittiği cafe sanılıyor, ancak, aslında buranın Kafka ile hiç bir alakası yok adı dışında. Yalnız tatlıları çok leziz. Eğer Kafka’nın gittiği kafeyi arıyorsanız, adresiniz Cafe Louvre olmalı. Çünkü Franz Kafka’nın felsefik konuşmalar yapmak için gittiği yer burası.
* Şehirdeki en göz alıcı yapılardan biri olan "Dans Eden Ev" binasını mutlaka görün. Bu bina, bir sigorta şirketinin, şehir merkezinde inşa ettirdiği binasına verilmiş bir isim. Gelenekselliğin dışında, dekonstrüktivist stilde tasarlanmış bina, "Sarhoş Ev" veya "Dans Eden Kız" adlarıyla da anılıyor. Oldukça ilginç, görülmeye değer bir yapı.
* Prag’da çoğu yerde, yemek servisinden önce, başlangıç olarak, bir dilim jambon veriyorlar ve bu genellikle domuz eti oluyor. Domuz ürünleri tüketmiyorsanız, garsonunuza mutlaka sorun.
