Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika 16 yaşında liselinin tahliye olmasına AK Parti'den ilk yorum

        AK Parti Grup Başkanvekili ve Adıyaman MilletvekiliAhmetAydın, 14 Aralık operasyonunun siyasi olmadığını mağdur edildiğini düşünen Tahşiyeciler gurubunun şikayeti üzerine başlatılan bir süreç olduğunu söyledi.

        Çeşitli temaslarda bulunmak üzere seçim bölgesi olan Adıyaman’a gelen AK Parti Grup BaşkanvekiliAhmetAydın, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

        14 Aralık operasyonunun siyasi olduğuna dair düşüncenin yanlış olduğunu ifade edenAydın, "14 Aralık mağdur edildiğini düşünen Tahşiyeciler gurubunun şikayeti üzerine başlayan süreçtir. Tamamen bir yargı süreci, bu süreci başlatan mağdur edildiğini düşünen gurubun şikayeti ve süreci yürüten yargı makamlarıdır. Dolayısıyla tarafsız ve bağımsız yargının bu süreci neticelendirmesini ve derinlemesine soruşturma yapmasını, kimin dahili varsa ortaya çıkarmasını istiyoruz" dedi.

        Operasyonları başlatacak veya sonuçlandıracak makamın siyasi makamlar olmadığını vurgulayanAydın, şöyle devam etti:

        "Burada basına, ifade özgürlüğüne karşı bir girişim varmış gibi algı operasyonuyla karşı karşıya kaldık ki bu tamamen mesnetsiz bir iddiadır. Burada ilgili şahıslarla ilgili ne bir basın suçundan bahsedebiliriz ne yazdıkları yazıdan dolayı ne de gazetecilik mesleğini yürütmelerinden dolayı bir işlem yapılmıyor. Sadece dediğim gibi özellikle ciddi manada bir süreçte mağdur edilen bir kesim var. Soruşturmada, haksız tutuklamalara, haksız işkencelere maruz kalan bir kesim var ve bu kesimin şikayeti üzerine başlamıştır. Onların mağduriyetine her kim yol açmışsa bunun soruşturulması ve bu işin sonuna kadar yürütülmesi lazım."

        ÇÖZÜM SÜRECİ TARİHİ PROJE

        Aydın, devam eden çözüm sürecinin cumhuriyet tarihinin en önemli projelerinden birisi olduğunu ve sonuçlandırma arifesine geldiklerini kaydetti. Ülkede yaşayan herkesin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini düşündüklerini dile getirenAhmetAydınşöyle konuştu:

        "Bu cumhuriyeti hep birlikte kurduk. Bu ülkenin bütün unsurları, bütün vatandaşlarımız eşit anayasa temelinde bir, beraber, kardeş, eşit ve adil haklara sahip olmalı. Bu manada da AK Parti bunu önceliği olarak gören bir siyasi parti oldu. 3 temel kırmızı çizgiyle siyasete girdik ve etnik, dinsel ve bölgesel siyaset yapmayacağımızı söyledik ve yapmadık. Kim olursa olsun bugüne kadar bu süreci yürüttük, bundan sonrada aynı şekilde sürdüreceğiz. Bu çözüm sürecinden ödün vermeyeceğiz. Bir taraftan kamu düzenini tesis ederken, diğer taraftan çözüm sürecinden asla taviz vermeyecek ve geri adım atmayacağız."

        "KONYA’DA TUTUKLANAN ÇOCUĞUN SALIVERİLMESİ DOĞRU OLMUŞTUR"

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle Konya'da tutuklanan 16 yaşındaki lise öğrencisinin serbest bırakılmasını da değerlendirenAydın, "Tutuklama, hürriyeti bağlayıcı bir durum olduğu için en son başvurulan bir çaredir. 18 yaşın altındaki çocuklarda, çocukluğunun üzerindeki harabiyetleri bilenler olarak, 16 yaşındaki bir gencin tutuklanması bizim de arzu ettiğimiz bir şey değil. Ama yargı kararı, yargı süreci. Dolayısıyla şu anda salıverilmesi de hakikaten bence de doğru olmuştur. Sonuçta yargılama devam edecektir. Yargılama neticesinde verilen karar ne ise bu karara da saygı duyacağız" dedi.

        "MAKUL ŞÜPHELİ YENİ BİR KAVRAM DEĞİL"

        Ana muhalefet partisinin makul şüpheli konusunda Anayasa Mahkemesi'ne gitmesini eleştirenAydınşöyle devam etti:

        "CHP milletin derdinden çok millet adına çıkan yasaları Anayasa Mahkemesi'ne götürme noktasında kendine bir görev üstlenmiş. Makul şüphe geçtiğimiz yıl Şubat ayına kadar zaten ceza mevzuatımızda, hukukumuzda olan bir kavramdı ve bir çok ülkede de yer alan bir kavramdır. Özellikle kamu düzeninin bozulmasına sebebiyet veren haller karşısında bunun ön tedbir alma noktasında bir takım makul şüpheye işlemlerin yapılması gerekirdi. İşte bu geçmişten şubat ayına kadar var olan bir şeydi. Son Kobani hadisesinde, yine kamu düzeninin bozulmasına yönelik bir takım hadiselerde makul şüpheden vazgeçilmesinin başka yan tesirlerinin olduğunu gördük. Ancak bu mahkumiyete yetecek kesin delil şeklinde algılandı. Bazı merciler bunu farklı farklı yorumladı. Dolayısıyla makul şüphenin varlığı halinde asıl olan kamu düzeninin tesis edilmesi. Buna engel olan ya da bu düzenin bozulmasına sebebiyet verenlerle ilgili makul şüphe yeniden var olan durumu hukuk sistemimize dahil ettik. Bundan endişelenecek bir şey yok, gocunacak da bir durum değil. Sıfırdan, yeni bir şey değil ve halkımızın özgürlüklerini kamu düzeninin olduğu bir ortamda kullanabileceğini düşünerek gerekliliğine kanaat getirdik ve sisteme dahil ettik."

        DHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ