Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Sadullah Ergin Habertürk'te

        Adalet eski Bakanı ve AK Parti Hatay Belediye Başkan Adayı Sadullah Ergin, Hatay'da gerçekleştirilen özel yayınla Habertürk TV Ankara Temsilcisi Nilgün Balkaç ve SHOW TV Ankara Temsilcisi Alican Türkoğlu'nun sorularını yanıtladı.

        HSYK DÜZENLEMESİ

        "2010'da HSYK'da yasama organının temsil edilmesine AYM karşı çıkıyordu"

        Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısında yapılan değişiklik, 159. maddedeki 2010 değişikliği eksik bir değişiklikti bunu da ifade ettik. Bu değişiklik, parlamentoda görüşülürken de komuoyunda tartışılırken de şu eleştirileri de yapmıştık; oluşan yapıda eskiden gelen kooptatik yapı kısmen kaldırılmakla beraber yasama organının temsili sağlanmıyor diye de ifade etmiştik. Niçin yapılmadı, yasama organı niçin temsil edilmedi o HSYK'da? Çünkü buna Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinden gayrieksiriyeti karşı çıkıyordu. Bunu biliyorduk. Eğer parlamento böyle bir değişikliğe yasama organından seçimiyle katmış olsaydı Anayasa Mahkemesi yetkisi olmamasına rağmen HSYK ile ilgili değişikliğin esas denetimini yapacak ve bu maddeyi de iptal edecekti. Nitekim Anayasa Mahkemesi hatırlarsanız, o değişiklikteki tek oy kullanma kuralını iptal etti.

        2010 şartlarında yapılan değişikliğin o günkü şartlara göre hazırlanmış bir değişiklik olduğunu gözden kaçırmamak lazım. O günkü şartlarda hazırlanmış olan bu paketin yapılan eleştiriler değerlendirildiğinde, bugünkü şartlarda doğrudur eleştiriler. Ama 2010 şartlarında farklı bir seçenek oluşturmak mümkün değildi. HSYK'da çoğulcu bir yapının oluşmasını amaçlayan tek oy sistemini bile Anayasa Mahkemesi iptal etti. Bırakınız parlamentonun HSYK'ya üye seçmesini, oluşacak yeni HSYK'dan tek oy sistemiyle üyelerin seçilmesiyle çoğulcu bir yapı oluşacaktı. Maalesef buna da müsade etmedi Anayasa Mahkemesi. Bugün bakıyorum 2014 ocağında eleştiriler, değerlendirmeler rahat rahat yapılıyor, bu eleştirileri yapanların 3.5 4 sene öncesine gitmesini öneriyorum. O günkü şartlarda ne yapılabilirdi, ne yapıldı?

        MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI VE HAKİMLİK TEMİNATININ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE ZEDELENECEĞİ DÜŞÜNCELERİ ÜZERİNE

        "EN ÇOK İTİLİP KAKILAN KURUM PARLAMENTO VE YASAMA ORGANIDIR"

        Oradaki teminat hakimin baktığı davada yaptığı yargılamada etki altında kalmadan işini yapabilmesine ilişkindir. Yoksa yargılamanın genel kurallarının belirlenmesi, yasama organının yetkisini kullanmasına ilişkin hususlarda hakimlerin müdahil olması anlamına gelmez o teminat. Yasama, yürütme, yargı erklerinin görev alanları bellidir. Bu manada geçmişten gelen bir arıza var bizde. Aynen siyasete askeri bürokrasinin müdahale geleneği gibi, 1950'den sonra 60, 71, 80, 97, 2007 müdahalelerine bakarsanız, siyaset yoldan çıkarsa asker onu hizaya getirir anlayışı var. Bu anlayış kısmen yargıda da vardı maalesef. Yargı da süreç içerisinde zaman zaman siyasete balans ayarı yapma ve siyasete adeta hiza verme uygulamaları yapmıştır geçmiş zamanda. Türkiye de aslında yasama, yürütme, yargı erkleri içerisinde en masumu, en çok müdahale edileni yasamadır. Ona bakarsanız çok partili siyasete geçtikten sonra Türkye 1950 sonrasını kastediyorum, en çok itilip kakılan kurum parlamento ve yasama organıdır. Yasama organının içerisinden çıkmış, yürütme organıdır itilip kakılan... Onun için kuvvetler ayrılığı eyvallah! Parıltılı, güzel bir ifade. Ama bu kuvvetler ayrılığında yargının ve zaman zaman yürütmenin parlamentoya karşı aldığı tavır, bu açıdan da bir incelenmeye değer doğrusu.

        PARALEL DEVLET TARTIŞMALARI

        Şöyle bir değerlendirmeye girmem; paralel oldu, dikdörtgen oldu gibi geometrik ifadelere girmeyeceğim. Ancak, yasama kendi sınırları içerisinde çalışmasını yapacak, yürütme de, yargı da. Anayasa kendisine verdiği sınırlar içerisinde çalışacak. Hiç kimse anayasanın nizamnamelerin kendisine çizdiği sınırları kanırtarak daha ötesine geçmemeli. Ben genel yaklaşımları, kuralları ortaya koyayım, herkes kendisinin ne yaptığını çok iyi bilir.

        YENİDEN YARGILAMA OLACAK MI?

        311. madde yeniden yargılamanın şartlarını belirler. Taraflar şartların oluştuğunu düşünüyorsa başvurularını yapacaktır.

        YARGIDAKİ KRİZ NASIL AŞILIR?

        Türkiye'nin AİHM'den aldığı ihlallerin önemli kısmı yargı kararlarından kaynaklıdır. Çıkardığımız kanunlara rağmen bazı hakimler eski alışkanlıklarını devam ettirdiler. Avrupa standartları sadece kanunlarla olmuyor, hakim ve savcılar da önemli. Mevzuattaki değişime uymamakta ısrar eden hakim ve savcıların tavırları terfilerde önlerine gelebilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ