HT Gastro
Seyahat

Cape Town’a gitmişken Simon's Town...

THY, direkt uçuşlara başladığından beri Güney Afrika'nın başkentlerinden Cape Town, özellikle kışın bir hayli popüler bir destinasyon olarak dikkat çeker oldu.

Giriş: 27.12.2019 - 15:08 Güncelleme: 27.12.2019 - 15:08
Haberler Gastro Seyahat Cape Town’a gitmişken Simon's Town...

Başta Ümit Burnu ve şarap bölgeleri ile 45 kilometre mesafedeki en eski yerleşim yerlerinden Simon’s Town, Cape Town’a gitmişken mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. İşte viktoryan tarzı mimarisi, balık lokantaları, pub’ları, küçük limanı ve penguenleriyle sürprizlerle dolu Simon’s Town.

Harita

Simon’s Town ya da yerlilerin dediği gibi Simonstad... Cape Town’dan 45 dakikalık rüya gibi bir yolculuk... “Rüya gibi” diye tanımlamamın nedeni; Cape Town’dan yola çıktıktan sonra sırasıyla şehrin en gözde plajlarından Camps Bay, yerlilerinin kasabanın girişindeki tabelasıyla gurur duydukları Hout Bay, Chapman’s Peak ve bembeyaz kumsallarıyla göz kamaştırıcı bir manzara sunan Noordhoek Beach güzergâhı boyunca sürüp giden bitmesini istemediğiniz görüntüler. Chapmans Peak’te koptuğunuz sahilden Noordhoek’te denize yeniden kavuşup Güney Afrika’nın en eski üç yerleşiminden biri olan Simon’s Town’a geldiğinizde ilk dikkatinizi çeken viktoryan tarzı yapılar oluyor. Simon’s Town, ana caddede sıralanan restoran, kafe ve pub’ları ile bir balıkçı kasabası izlenimi veriyor.

Şehirde bir başka dikkat çeken manzara ise ağaçlar. Şiddetli rüzgârın etkisiyle neredeyse 90 derecelik bir eğimle sıralanan ağaçlar, bölgenin sert iklimiyle ilgili ipucu veriyor. Simon’s Town’ın bir başka dikkat çeken özelliği ise günümüzde Güney Afrika’da pek az rastlanan beyaz nüfus yoğunluğu. Şehrin toplam nüfusunun yüzde 63’ünü beyazlar, yüzde 17’sini siyahlar, geri kalanını ise Asyalılar ve Hindular oluşturuyor. Bir başka önemli ayrıntı da Güney Afrika’nın tek donanma üssünün 200 yıldır Simon’s Town’da konuşlanması. Simon’s Town adını şehrin ilk valisi Simon van der Stel’den alıyor.

Manzaralı evler

Mimarisi kıyıya parallel yükselen şehir, Cape Town’a yakın en önemli yerleşimlerden biri. Özellikle gelir düzeyi yüksek, sakin yaşamayı tercih edenlerin üssü olan Simon’s Town’da neredeyse tüm evlerin manzarası süper. Kıyıdaki küçük liman, önceleri küçük doğal sığınakmış, zamanla ihtiyaca karşılık veremediği için büyütülmüş ve daha kullanışlı hale gelmiş.

Yat kulübü

Şehrin gözde yat kulübü, False Bay, Simon’s Town’ın en hareketli mekânlarından biri. Özellikle çarşamba günleri ve hafta sonları düzenlenen yat yarışları sonrasındaki eğlenceler şehrin ritminde önemli bir ayrıntı.

Martello Kulesi ve Simon’s Town tarih müzesi

Martello Kulesi 1795-1796 yıları arasında İngilizler tarafından inşa edilmiş. Amaç diğer bütün kale, kule ve benzeri yapılarla aynı: Gözetleme, özellikle Hollanda ve Fransız kolonilerinin saldırılarından koruma. Savaşta yıkılan kule, 1972’de restore edilip ziyarete açılmış. Kule şimdi ise tarih müzesi olarak kullanılıyor ve dünya tarih mirası listesinde yer alıyor. Müzede sergilenen İkinci Dünya Savaşı’nda donanmanın maskotu olan Able Seaman Just Nuisance adlı köpeğin bira içen heykeli şehrin sembollerinden biri.

Güney hattı tren yolu

Cape Town merkezinden Simon’s Town’a bağlanan hat, Güney Afrika’nın en eski tren yollarından biri. Ancak şiddetli fırtına ve dalgalar yüzünden zaman zaman tren yolu kapanıyormuş.

Boulders Sahili ve penguenler

Sahile adını veren kayalar ve kıyıya vuran ağaç iriliğindeki bitkiler, bölgenin coğrafi yapısı hakkında fikir veriyor ama asıl bu sahili ünlü kılan penguenler. 1980’lerin ortasına kadar herhangi bir kuş türünün yaşamadığı sahilin kaderi insaneli değince değişmiş. Ancak örneğine pek az rastladığmız şekilde bu kez insanoğlu doğanın canlanmasına katkıda bulunmuş. 1985’te 10 binlerce Güney Afrika pengueni Boulders Sahili ve kayalıklara yerleştirilmiş ve bu girişim şehrin ününe ün katmış. Afrika penguenleri Güney Afrika’da üç ayrı topluluk olarak yaşıyor, bunların arasındaki en önemli merkez Simon’s Town’da. Siyah ayaklı penguenler olarak bilinen bu türün diğer özelliği de “eşek gibi” anırması! Ortalama 70 santim uzunluğunda, ağırlığı 2-5 kilo arasında değişen bu sevimli penguenler, cana yakınlıklarıyla nam salmışlar . Bir metreye kadar yanlarına yaklaşmanıza izin veriyorlar. Ancak acı haber soylarının tükenmesi tehlikesiyle karşı karşıya olmaları... 2000’li yılların başında, 200 bin olduğu söylenen penguenlerin popülasyonu 2010’da büyük bir hızla 55 bine düşmüş, bu hızla 15 yıl içerisinde soyları tükenebileceğinden koruma altına alınmışlar. Afrika penguenlerinin bir de kötü huyu var. Anne-baba penguenler, açlıkla karşı karşıya kaldıklarında ya da kıtlık durumunda önce kendilerini düşünüp çocuklarını ölüme terk ediyor.

NE YENİR...

Jubilee Meydanı kafelerde demlenmek ve alışveriş için çok uygun. Black Marlin Restaurant, deniz mahsulleriyle meşhur, denenmeli. ww.blackmarlin.co.za

Bertha’s Restaurant da deniz mahsulü konusunda iddialı. Yat limanına hâkim terasıyla öne çıkan mekânda her daim yer bulunabilir. Oyster’ları mutlaka denemek lazım. www.berthas.co.za/

Bu içeriği paylaş