ILO'ya göre KOVİD-19 yüzünden dünyada 25 milyon kişi işsiz kalabilir

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), tüm dünyadan hükümetler, işverenler ve işçilerin temsil edildiği bir kuruluş. ILO Genel Direktörü Guy Ryder, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisiyle ilgili her ülkeden bir basın kuruluşu aracılığıyla dünyaya çağrıda bulundu. Türkiye’de Habertürk aracılığıyla mesaj veren Ryder, Kovid-19 pandemisinin insani boyutlarının, sağlıkla ilgili yapılan çalışmaların çok ötesine geçtiğini belirterek, “Geleceğimiz, ister ekonomik, ister sosyal, isterse kalkınmaya ilişkin olsun, bütün yönleriyle etkilenecek. Yanıtımız ivedi, koordineli ve küresel çapta olmalı; en muhtaç olanlara derhal yardım ulaştırılmalı” dedi.

Bu konuda hükümetler ile işverenler ve işçiler arasında sosyal diyaloğun önemine işaret eden Ryder, bu sayede 2020’lerin, dünya ekonomik buhranının yaşandığı 1930’ların tekrarının önlenebileceğini vurguladı.

25 MİLYON KİŞİ İŞİNİ KAYBEDEBİLİR

Guy Ryder, ILO’nun tahminlerine göre, KOVİD-19 dolayısıyla dünyada 25 milyon dolayında insanın işsiz kalabileceğini, çalışanların gelir kayıplarının 3.4 trilyon dolar seviyelerine ulaşabileceğini ifade etti. Ryder, tahminler bu yönde olmasına karşın, şimdiden, etkinin gerçek boyutunun bu rakamların ötesine geçebileceğini gösterdiğini söyledi.

Bu pandeminin, işgücü piyasalarındaki derin fay hatlarını çok acımasız biçimde açığa vurduğunu kaydeden Ryder, şöyle devam etti:

“Her büyüklükten işletmeler şimdiden faaliyetlerini durdurdu; çalışma saatlerini azalttı ve çalışanlarını işten çıkardı. Dükkanlar ve restoranlar kapanıyor, uçuşlar ve otel rezervasyonları iptal ediliyor, işletmeler uzaktan çalışmaya geçiyorken, birçoğu da çöküşün eşiğinde. İşini ilk kaybedenler de genellikle zaten güvencesiz işlerde çalışanlar: satış personeli, garsonlar, mutfak personeli, bagaj görevlileri ve temizlikçiler.”

5 KİŞİDEN BİRİ İŞSİZLİK YARDIMINDAN YARARLANABİLİYOR

Guy Ryder, her beş insandan yalnızca birinin işsizlik yardımından yararlanabildiği bir dünyada, işten çıkarmaların milyonlarca aile için felaket demek olduğunu ifade etti. Toplumun kendilerine bağımlı olduğu hasta-yaşlı vs bakıcıları ve kargo çalışanlarının birçoğu için hastalık izni mevcut olmadığından, genellikle hasta olsalar dahi çalışmaya devam etme baskısı altında olduklarına dikkat çekti. Gelişmekte olan ülkelerde parça başı çalışanlar, gündelikçiler ve kayıtdışı al-satçıların da, benzer şekilde, ailelerinin geçimini temin etme ihtiyacının altında ezildiklerini, bu kişilerin karantina döneminde mecburen çalıştıklarını vurgulayan Ryder, “Bunun acısını hepimiz çekeceğiz. Bu sadece virüsün yayılmasını artırmakla kalmayacak, aynı zamanda yoksulluk ve eşitsizlik döngüsünü uzun vadede çok daha büyütecektir” diye konuştu.

“GENİŞLEMECİ MALİYE VE PARA POLİTİKALARI ZORUNLU”

Hükümetler işletmelerin sürekliliğini sağlamak, işten çıkarmaları önlemek ve güvencesiz çalışanları korumak için kararlı biçimde harekete geçerse, milyonlarca iş ve işletmeyi kurtarma şansı olacağını kaydeden Guy Ryder, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hiç şüphesiz, hükümetlerin bugün alacağı kararlar, toplumlarımız ve ekonomilerimizin gelecekteki sağlığını belirleyecek. Şu anki baş aşağı gidişin uzun süreli bir ekonomik daralma haline gelmesini önlemek için, eşi-benzeri görülmemiş genişlemeci maliye ve para politikaları zorunlu. İnsanların bir haftadan diğerine geçinebilmesini sağlamak için ceplerinde yeterli para olmasını sağlamak zorundayız. Bunun için, milyonlarca çalışanın gelir kaynağı olan işletmelerin, bu keskin daralma ortamında hayatta kalabilmesi ve koşullar elverir elvermez yeniden işe başlayabilecek durumda olması gerekiyor. Başta, işsizlik veya sağlık sigortasından yararlanamayan kendi hesabına çalışanlar, kısmi zamanlı çalışanlar ve geçici işlerde çalışanlar ve ulaşılması güç kesimler olmak üzere, en kırılgan durumdaki çalışanlar için özel hazırlanmış önlemlere ihtiyaç var.”

“HERHANGİ BİR YERDEKİ YOKSULLUK, HER YERDEKİ REFAHA YÖNELİK TEHDİTTİR”

Sağlıkçılar başta olmak üzere, bu dönemde zorunlu olarak çalışması gereken kişilerin yeterli biçimde korunması gerektiğini belirten Ryder, uzaktan çalışmanın, kriz boyunca, çalışanların işlerine devam etmesi ve işverenlerin işletmelerini sürdürmesi için yeni fırsatlar sunduğunu ifade etti. Ryder, şöyle devam etti:

“Birçok ülke daha şimdiden, toplumlarını ve ekonomilerini korumak, çalışanlara ve işletmelere nakit akışını sürdürmek için eşi-benzeri görülmemiş canlandırma paketleri ortaya koydu. Bu önlemlerin etkinliğini azami kılmak için, hükümetlerin işçi ve işveren örgütleriyle bir araya gelerek, insanları ve işleri güvende tutacak pratik çözümleri belirlemesi zorunlu. Bu önlemler gelir desteği, ücret sübvansiyonu ve kayıtlı işlerde çalışanlar için işten çıkarmayı önleyecek geçici hibeleri; kendi hesabına çalışanlar için vergi indirimleri, işletmeler için de mali desteği içeriyor.”

ILO Anayasası’nda yer alan “Herhangi bir yerdeki yoksulluk, her yerdeki refaha yönelik tehdittir” ilkesine dikkat çeken Ryder, “Önümüzdeki yıllarda, bu varoluşsal tehdide vereceğimiz yanıtın etkisi, salt nakit enjeksiyon hızıyla veya düzelme eğrisinin yatay veya dik oluşuyla değil, aramızdaki en kırılganlar için ne yaptığımızla yargılanacak” diye konuştu.