Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Fatih Altaylı’nın köşesinde dikkat çektiği “Ev mi iyidir, iş mi?” sorusu tartışma konusu oldu

        Özlem YILMAZ/HT EKONOMİ

        HABERTÜRK Gazetesi yazarı Fatih Altaylı'nın dün köşesinde dikkat çektiği "Ev mi iyidir, iş mi?" sorusu polemik konusu oldu. Altaylı yazısında, PenState Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Tıp Araştırmaları yayını için bir grup bilim insanının Amerika'nın farklı eyaletlerinde 122 kişi üzerinde yaptıkları incelemeyi aktardı. Araştırmada, 122 kişinin gün içinde çeşitli aralıklarla tükürüklerindeki stres artışına bağlı olarak yükselen bir hormon olan kortizol hormonu ölçüldü ve ortaya ilginç bir sonuç çıktı. Araştırmaya göre, katılımcıların evdeyken işyerine oranla daha fazla stresli oldukları tespit edilmiş. Peki bu araştırmanın sonuçları doğru mu, ev mi daha stresli, iş mi?

        'Duygusal paylaşımın yok olması, evde strese neden oluyor'

        Davranış Bilimleri ve İletişim uzmanı Aşkım KAPIŞMAK:

        İNSANLARIN evde stresi olmalarının sebebi, aile içi ilişkilerdeki etkinliğin azalması, duygusal paylaşımların yok olması olabilir. Çalışanlar için evde böyle bir ortam varsa işyeri daha caziptir. En azından sosyalleşme ve iletişim kurabildikleri alandır. Eve geldiklerinde ayrı odalarda yaratılan kendi dünyaları yalnızlığa iter. İşyerinde çözmeleri gereken sorunlar ve sorumluluklar insanda mücadele duygusunu arttırdığı için insan yaşamına anlam bulur ve iyi hisseder, işe yaradığını algılar. Evlerde sorunlar birlikte çözülmediği için, duygusal sorumluluklardan kaçıldığı için, ev sadece yeme içme ve uyku alanı gibi görüldüğü için insan, mücadele alanı bulamıyor. Bu da insanı bunalıma sokuyor. Stres, çok şey isteyip hiçbir şey yapmadığımız alanlarda artar. İnsanlar evlerinde kimlerle neler yapıp nasıl yaşamak istediklerine odaklanmalı ve bunların hangilerini yapıp yapamadıklarına bakmalıdırlar. Yoksa evin dışındaki her yerde evdeymiş gibi yaşayamayız.

        'Nedeni, evdeki rollerin rekabete dönüşmesi'

        Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi, sosyolog Prof. Dr. Mazhar BAĞLI:

        BENCE ilginç bir sonuç. Nedeni, evdeki rollerin rekabete dönüşmesi. Ailedeki eşlerin, anne babaların ve çocukların karşılıklı uyuma dayalı rol ve statülerinin bir rekabet içine dönüştürülmesinden de kaynaklanabilir. Bununla ilgili zaman zaman Japonya'da da birtakım çalışmalar yapılıyor. Orada da işyerindeki mutluluk düzeyi araştırılıyor. Türkiye'de de ailede büyük bir değişim var. Ancak bu olumsuz bir değişim. Aile kurumu, insanların huzur bulduğu pek çok duygusal ihtiyacını karşıladığı bir kurum olmaktan ne yazık ki uzaklaşmaya başladı. Bunu genel aile yapısına ilişkin toplumsal algıyla da açıklamak mümkün. Konuyu, kadına yüklenen rol ve anlamla açıklamak gerekiyor. Türkiye'de kamuoyunun bu konudaki temel yaklaşımlarını açıkçası doğru bulmuyorum. Bu nedenle araştırma sonuçları, benim için şaşırtıcı olmadı. İnsanlar artık evde daha mutsuz oluyor. Rol ve statülerle ilgili sorun var, bizde de öyle, hatta bizde bu mutsuzluk düzeyi daha yüksek. Çünkü hem geleneksel değerler var, hem modern roller var. Bu çatışma büyük bir handikapa neden oluyor.

        'Evde kimse insanı ödüllendirmiyor'

        Davranış Bilimleri Uzmanı Cavidan TELMAN:

        BU araştırma, ev ortamında huzurun olup olmamasıyla yakından ilgili. Dışarıya çıkan, çalışan insanlar kendilerine daha iyi bakıyorlar. İnsanın kendini gerçekleştirdiği hayat, iş hayatı. Evde kapalı ortamda, kendisini gerçekleştiremiyor, kendisine vakit ayıramıyor. Genelde kadınlarda bu durum daha fazla. Kadın örneğin çocuğu küçükse ve bakıma muhtaçsa, akılını evde bırakmış oluyor. Türkiye'de de bu araştırma, aynı şekilde geçerli olabilir. İş hayatında kişi dışarı çıkıp hava alıyor, kıyafetine dikkat ediyor, özgüveni yüksek oluyor, bir işi başarmanın verdiği haz daha yüksek. Oysa evde kimse ödüllendirmiyor insanı. Evde çok çeşitli işler var. Kadınlar açısından hakikaten öyle, çocuk bakımı, ev temizliği, çamaşır vs. sorunlar daha fazla. İş hayatında iş bölümü yapıldığından koşullar daha rahat, herkes kendi işini yapıyor.

        'Türkiye'de iş hayatı daha stresli, çünkü insanlar aç kalmamak için çabalıyor'

        Davranış Bilimleri Uzmanı Kunter KURT:

        KESİNLİKLE iş hayatının daha stresli olduğunu düşünüyorum. Amerika'daki araştırma, Türkiye'deki iş gerçeğini asla karşılamıyor. Çünkü ordaki iş ortamı ile Türkiye'deki iş ortamı arasında çok büyük farklılıklar var. Oradaki insanlar daha kaliteli yaşam sürmek için çabalarken, Türkiye'deki insanlar aç kalmamak için çabalıyorlar. İşyerinde çok büyük stres yaşayan Türk halkı, bu anlamda eve geldiğinde gerçekten bitik durumda oluyor. Ayrıca tahammül oranı minimize durumda olduğu için eşine, çocuklarına ve birinci derece yakınlarına tahammül gösterememesi de, bu anlamda Amerika ile bir örtüşmenin göstergesi olabilir. Ama sebep çok farklı. Burada iş hayatındaki stres, evi tetikliyor. ABD'de insanlar hayat standartı yüksek olduğu için evde çeşitli olanakları bulamadıkları, kendilerine zaman ayıramadıkları için farklı tepkiler verebiliyorlar. Amerikalılarda bireyselliğin de ön planda olduğunu unutmamak gerekiyor.

        'Mutlu bir evlilik aksine stresten koruyucudur'

        Psikiyatrist, evlilik ve aile terapisti Doç. Dr. Armağan SAMANCI:

        MUTLU bir evliliğin olduğu bir ev çok daha az stresli, tam aksine stresten koruyucudur. Normalde biz biliyoruz ki, evliliğin kalp hastalığı, felç gibi hastalıklardan koruyucu bir etkisi var. Çünkü yalnız yaşayanlarda hem ruhsal, hem fiziksel anlamda sağlık sorunlarının daha çok olduğu görülüyor. Evlilik daha koruyucu bir mekanizmadır. Tabi ki kandaki kortizol seviyesiyle stres ya da depresyon arasındaki ilgi yüzde 50'dir. Stres ya da depresyonu belirleyen bir ölçüm değildir, ama kullanılan yöntemlerden birisidir. Genelde stresli ya da mutsuz bir evlilik ya da iş hayatı her halükarda stresi arttırıcıdır. Mukayese edersek, mutsuz bir evlilik, mutsuz bir işyerine göre çok daha büyük bir stres kaynağıdır. Ama tek başına böyle bir çıkarıma ulaşıp evde daha fazla demek doğru değil. Ben araştırma sonuçlarına katılmıyorum.

        'Aslında işyerindeki stres, eve taşınıyor'

        Aile Akademisi Derneği Başkanı, psikoloji danışman Dr. Mücahit GÜLTEKİN:

        EVDEKİ stres, aslında işyerindeki stresin eve taşınmasından ibaret. İşyerinin psikolojik yükünü, gerilimini anne babalar eve taşıyorlar. Çünkü çalışanlar öfkelerini, gerilimlerini ofiste, işyerinde yeterince ifade edemiyorlar. Orada kırmamaları gereken meslektaşları, patronları, amirleri var. Orada bir yüklenme oluyor ve bu stresi evde boşaltıyorlar. Biz öfkemizi, gerilimimizi evde yansıtıyoruz. Evde stres ve gerilim bu nedenle daha fazla oluyor. Bir de hem anne, hem baba eve geldiğinde hepsi de ilgiye muhtaç oluyor. Psikolojik enerjilerini işyerinde bırakmış oluyorlar. Evde psikolojik açıdan birbirlerinden ilgi görmedikleri için bu durum gerilimlerini daha da arttırıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ