Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Metinlerarasılık Nedir?

        1960'lı yılların edebiyat eleştirisinde, Julia Kristeva tarafından ortaya atılan, kökenini Biçimcilerin çalışmalarından alan, edebiyatın ve edebiliğin vazgeçilmez bir ölçütü, yapı kurucu unsuru yapılan bir kavramdır. Kavram, yeni "metin" anlayışı ile metinlerin anlam/yorumunu açığa çıkartmaya yarayan yeni bir okuma, anlamlandırma ve yorumlama kuramının ve ondan hareket eden bir yöntemin adı olmuştur. Mikhail Bakhtin'in (1975) "söyleşimciliği"ni kendi kuramının odağına yerleştiren Kristeva'ya göre, "Metin, başka metinlerden alınan sözcelerin bir kesişme yeridir." Metinlerarasılık bir metnin başka bir metin içinde etkin olarak var olması, iki veya daha fazla metin arasında karşılıklı konuşma ve bir metnin yeniden üretilmesidir. Yuri Lotman'a (ö. 1993) göre metin-dışı ilişkiler de metne özgü ilişkilerdir. Bu tanımlamayla yeni, sarsıcı bir "metin" algısı oluşturulmuş, metnin kapalı değil açık ve özerk bir sistem olduğu, "metin-dışı/ötesi ilişkiler toplamından soyutlanmış bir 'metn'in anlam taşımayacağı" görüşü benimsenmiştir. 

        "Bütün metinler metinlerarası"dır demek, hiçbir metnin müstakil anlamı yoktur demektir. "Anlam yoktur" demek, metnin "çok sesli" ve "çok anlamlı" yapıda olduğunu, "metnin bir tek anlamı"nın değil birçok anlamının bulunduğunu, "metnin, diğerleriyle ilişkisinin çeşitliliğine, bağlamına göre üretilen "metinsel anlam"ın ilişkili olduğu metinler yüzünden sabit değil kaygan olduğunu, sürekli değiştiğini ifade etmektedir. Metinlerarası okumada okur merkezdedir: Okur yoksa metin/anlam yoktur. Anlam, okumayla oluşur. Okur metinlerarası anlama, metinlerarası kavram ve imgeler üzerinden ulaşır (Alıntı, gizli alıntı, anıştırma, atıf, telmih gibi kavramlar; üslûbun taklidi/pastiş, alaycı dönüştürme/ta'riz, ironi ve parodi/yansılama gibi türev ilişkileri; kolaj, palempsest, brikolaj, yeniden üretme, yeniden yazma gibi teknikler). Bir metnin alıntıladığı diğer metinlerde izi sürülen metin "alt-metin"; bir metinle tavzih, tafsil ve tenkit türünden ilişkisi olan, bir metne ilişkin değerlendirme yapan diğer metinler "üst-metin"dir. 

        Metinlerarasılığın, yazının var oluşundan beri var olduğu iddiası gerçekçi değildir. Metinlerarasılığı, "metinlerarasılığın unsurları"na indirgeyen bu iddia, "metinler arası" ile "metinlerarası" kavramlarının farkını; "başka metinler olmaksızın var olamayan bir metin" ile "müstakil, özgün, anlamlı bir metin" arasındaki farkı görmezden gelmek; "Mutlak Metin"i bu kavrama dahil etmek demektir. Burada bir kasıt söz konusudur. Bazılarının, "İlahi vahiy"de bile "metinlerarasılık" arama girişimleri bu maksadın ürünüdür. Batılı eleştiri bu noktada kaygısızdır; çünkü "Saf Metin", "Mutlak Metin" sahibi değildir. Kitab-ı Mukaddes yorumlardan oluşur. İncillerde metinlerarasılık söz konusudur. Kur'an'da metinlerarasılık yoktur. Ama Kur'an'la metinlerarasılık yapılabilir. Bu uygulamada, "meşrûiyet" ilkesi gözetilmelidir. Metinlerarasılıkta önemli olan; uygulamanın, tek tek retorik kavramlar üzerinden saptanması değil, bu yaklaşım mantığının, yeniden-yazma işleminin ne maksatla yapıldığının, nasıl bir mana üretimi için kullanıldığının tahkiki ve sorgulanmasıdır. Çünkü metinlerarasılık farklı bir işlevle yeni bir mana üretimidir. 

        Edebiyatımızda Metinlerarasılığın -parodi, pastiş ve türevlerinin meşru ve gayrımeşru biçimde- uygulandığı dönem İkinci Yeni ve sonrası ile Milenyum dönemidir. Yöntemin 2000'li yıllar sonrasında bulaşıcı bir moda halini almasında, postmodern söylem ve mantığın, kültürel ve siyasal parçalılığın, serbest piyasanın, dijital ağların, melez algılayışların yaygınlaşmasının rolleri olmuştur. 

        Metinlerarasılık resimler, müzikler, filmler, atasözleri, deyimler arasında da kurulabilir. Geleneğin yeniden üretilmesi, diriltilmesi ile metinlerarasılığın ya da geleneğin ifna edilmesinin birbirine karıştırılmaması gerekir. Metinlerarası ilişki, anlam üretiminde her şeyi meşru gören postmodern söylemin bir aracıdır. Anlam böyle metinlerde ironik yapılara dönüşür, metinlerin değerleri yapıbozuma uğratılır. Geleneğe ilişkin dayanaklar yerinden edilir. Gösterenler parçalanır, bir araya gelemez. Çünkü yöntem, metin içindeki tutarsızlıkları izler, anlam yapısını sorgular; metnin tükendiği anda Metinlerarasılık devreye girer. Göstergeler gibi metinler de başka metinlere gönderir: Yapısökümcüler durmaksızın genişleyen bu ağa metinlerarasındalık derler. Böylece metne ilişkin anlam/yorum sürekli çoğalır. 

        Bu yüzden Metinlerarasılığı, edebiyat eleştirisinin kurucu ögesi değil, içi boş, gereksiz bir kavram ve edebiyatın gelişmesine karşı bir blok oluşturma çabası olarak görenler olduğu gibi onu yapısöküm tarzında radikal hermenötik olarak değerlendirenler de vardır. Türk edebiyatında bu yöntemi meşru ve gayrımeşru biçimde kullanan ve tatbik edenler olduğu kadar, sorumluluk bilinciyle uygulayanlar da mevcuttur.

        YAZAR

        Hasan Akay