Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Tasavvur Nedir?

        Tasavvur, zihnin herhangi bir şeye dair kavrayışı ve kuşatışıdır. Dış dünyadan veya iç dünyamızdan yahut zihnin bizatihi kendisinden veya başka kaynaklardan edinilmiş olan zihindeki izler, etkilerdir.

        Zihnin bilme eylemi, klasik mantıkta iki temel işlemle gerçekleşir: Tasavvurlar-kavramlar oluşturma ve tasdikler-yargılar yapma. Dolayısıyla bilgimiz de buna göre tasavvurlarımız ve tasdiklerimiz olmak üzere iki ana kısma ayrılmaktadır. Akletme yetisine sahip olan insan zihni, öncelikle tasavvurlar oluşturur, edinir. İkinci aşamada en az iki tasavvur arasında özel bir ilişki kurarak tasdikler yapar. Zihnin bu iki işlemi, birbiriyle bağlantılı olsa da temelde hüküm-yargı ile birbirinden ayırt edilir. Dolayısıyla bilgimiz ya hüküm olmaksızın, 'salt tasavvur' şeklindedir ya da 'hükümle birlikte tasavvur' yani tasdik formundadır. 

        Tasavvurlarımız, temelde ya öznellikle bağlantısı kopmamış bir şekilde tikel (cüz'i) tasavvurlardır ya da bireysel, öznel tüm hususiyetlerinden tecrit edilip soyutlanmış bir şekilde tümel (külli) tasavvurlardır. Dolayısıyla tikel tasavvurlarımızın temel doğası, öznelliği ve başka hiçbir şeyle asla ortaklaşmamasıdır; bunun karşısında yer alan tümel tasavvurlarımızın doğası ise çokluğa yüklem olabilmesi; birden fazla şey üzerine söylenebilen bir yapıda olmasıdır. Tümel tasavvurlar, bilme ve bilimin başlangıç noktasıdır. Ancak bu tümel tasavvurlarımızın kaynağı da çoğunlukla tikel tasavvurlar olduğu için ikisi arasında dinamik, sürekli denetlenen ve yenilenen sağlıklı bir ilişki kurmak, bilimsel çalışmalar için elzemdir. Tikel tasavvurlarımız olmasa tümel tasavvurlarımız var olmazdı; tümel tasavvurlarımız olmasa, tikel tasavvurlarımız anlamsız ve bilinmez bir yığın olurdu; bizi diğer canlı türlerinden ayırt eden akıl 'gözümüz' adeta 'kör' ve işlevsiz olurdu. 

        Salt tasavvurda hüküm-yargı bulunmadığı için, tasavvurlarımız için doğruluk veya yanlışlıktan ziyade açıklık, seçiklik, tamlık, eksiklik gibi nitelemeler kullanılır. Özellikle bilimsel bilgide kullandığımız tümel tasavvurları, zihnimizin çokluk içinden yakalayış ve kavrayış sürecinin adı da bunu bilimsel bir biçimde ifade edişinin adı da tanımlamadır. Dolayısıyla klasik mantıkta "bize tasavvuru veren tanım, tasdiki veren ise kanıtlamadır" denilmiştir. Tanım, zihnimizin edindiği ve bir isim vererek, yani bir sözcükle kendisine işaret ettiği tümel tasavvurun bir tür açılımıdır; açımlanmasıdır; o yüzden kavl-i şarih, yani 'açıklayıcı söz' olarak da isimlendirilmiştir. 

        Tasavvurlarımızın yine temelde iki yönü vardır; kaplamları ve içlemleri. Tasavvurlarımızın içlemleri, onun tanımsal öğeleridir. Kaplamları ise bu tanımsal öğeleri bir bütün olarak yükleyebileceğimiz tikelleridir. Bir tasavvurun kaplamı, onun bir tür küme elamanlarıdır; bu kavram kümesine giren tikelleri veya daha dar kaplamlı tümel tasavvurlarıdır; yani alt kümeleridir. Her tasavvur için temelde bu iki yön söz konusudur. Ancak tikel tasavvurlar için, yalın anlamlar için ve en genel olan anlamlar için sadece kaplam söz konusudur; iç içe anlamların bulunduğu, bileşik anlamların tasavvurları için ise hem kaplam hem de içlem söz konusudur. Tanım da bu bileşik anlamların tasavvurları için söz konusudur. 

        YAZAR

        Ferruh Özpilavcı