Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Tubitak Ansiklopedi Yesevilik Nedir?

        Merkezi Asya Türklüğü arasında 'Pir-i Türkistan' lakabıyla da anılan Ahmed Yesevi'nin (ö. 1166) kurduğu tarikattır. Hayatı hakkındaki bilgilere daha çok menakıb-nameler, tasavvuf ulularınca kaleme alınmış eserler, şifahi ve yazılı kaynaklardaki rivayetler ve bilhassa da hikmet mecmuaları (Divan-ı Hikmetler) yoluyla ulaştığımız Ahmed Yesevi bugünkü Kazakistan sınırları içinde 11. yüzyılın sonlarına doğru dünyaya gelmiştir. 

        İlk mürşidi kabul edilen Arslan Baba'dan tasavvufla ilgili temel bilgileri alan Ahmed Yesevi, onun vefatından sonra yine onun daha önce verdiği bir işarete uyarak devrin ilim ve irfan merkezi olan Buhara'ya gider ve muhtemelen yirmili yaşlarında o zamanın önde gelen mutasavvıf ve bilginlerinden Melameti-Kalenderi geleneğine bağlı olduğu söylenen Şeyh Yûsuf el-Hemedani'nin (ö. 1140) şagirdi ve müridi olur. Yûsuf el-Hemedani'nin vefatı üzerine şeyhlik postuna önce Hace Abdullah-ı Beraki, onun ölümünden sonra da Şeyh Hasan-ı Endaki geçer. Hasan-ı Endaki'nin ölümü (ö. 1160) nün ardından Ahmed Yesevi şeyhlik makamına geçer. Bir müddet sonra, daha önce şeyhi Yûsuf el-Hemedani'nin verdiği bir işaret üzerine makamını Şeyh AbdülhaliḲ-ı Gucdüvani'ye (ö. 1179) bırakır ve Yesi'ye döner; vefatına kadar da orada yaşar. 

        Hoca Ahmed Yesevi'nin yaşadığı Maveraünnehir'deki Buhara ile Seyhun'un doğusundaki Sayram ve Yesi şehirleri, onun doğumundan çok önce İslam toprakları dairesine girmişti. Bu yerleşim bölgelerinde halkın çoğunluğu Müslümanlığı kabul etmiş Türklerden oluşuyordu; Ancak yine de Türklerin önemli bir bölümü Müslüman olmuş değildi. Yeseviliğin yayıldığı Sir-i Derya, İlek ve Fergana bölgelerinde yaşayan Türkler o dönemde İslam dışı veya heterodoks inanışlara sahiptiler. Üstelik Müslüman olan ve olmayan Türkler arasında birlik olmadığından çatışma mevcuttu. Hoca Ahmed Yesevi böyle bir ortamda dünyaya gelmişti. İşte Yesevi'nin kaleminden çıktığı farz edilen 'Divan-ı Hikmet' dağınık göçebe Türk topluluklarını birleştirmek amacını gütmüş bir kılavuz metin olarak görülmelidir. 

        Aslında Yeseviyye tarikatının bir nevi prensiplerini de yansıtan 'Hikmet'lerde genel olarak ele alınan konular şunlardır: Kur'an ve hadise dayanan İslam esasları, Yesevi'nin propagandasını yürüttüğü tarikat yolunun Kur'an ayetleriyle buyurulmuş olan kulluk görevlerini eksiksiz yerine getirme, iyi işleri işleme, yasaklanmış kötü iş ve davranışlardan kaçınma, bunun yanında her an Allah'ı anarak dua ve niyazda bulunma, Tanrı katına yakınlaşmak (kurbet) için nefsi isteklerin esiri olmaktan kurtarıp, kalbi Hak sevgisiyle doldurma, yücelikler dünyasından gelecek görüntülerin yansımasını sağlamak üzere gönül aynasını (ruhu) arıtıp parlatma, aşkına düşülen yüce varlığın, yani Hakk'ın "didarını görme" mutluluğuna kavuşma, Ahmed Yesevi ile Hz. Peygamber arasında ortak noktaların öne çıkarılması, tasavvufi aşk, zikir, tarikatin şeriatle ayrılmaz bağı-sema ve raks-, Hallac-ı Mansur'un acıklı sonu, şeriat ve tarikat yönünden yorumu gibi, gerçek alim/yalancı alim, gerçek şeyh/yalancı şeyh, hamd ve şükür, nedamet, tövbe ve istiğfar, dünyanın vefasızlığı, ölümün kaçınılmazlığı karşısındaki tedirginlik ve huzursuzluk, öte dünyada halinin ne olacağını bilememe korkusu, ümitleri, dua ve dilekleri dile getirme. Bunların yanında yer yer heyecan ve duygu derinliği ile lirizm taşıyan, renkli teşbihlerle edebi bir renge bürünmüş şiir parçaları da vardır. 

        Yeseviyye mektebi ve Orta Asya derviş nazmı, bu coğrafyada İslam'ın yayılması, sahih akidelerinin tahrip olmadan korunması ile Türk ruh ve düşünce birliğinin sağlanmasında mühim rol oynamıştır. 

        Ahmed Yesevi takipçilerince manzum menkıbeler, hikmetler ve daha başka dini parçaların bir araya getirilmesinden oluşturulan Divan-ı Hikmetler, halk edebiyatının en erken ve en kıymetli temsilcilerindendir. Divan-ı Hikmetler, yüzyıllar boyunca Orta Asya'nın daha çok okuma yazma bilmeyen Türk ahalisine Kur'an ve Sünnet öğretileri ile İslam mistisizminin belli başlı kavramlarını aktaran temel malzemeyi barındırır. 

        YAZAR

        Mehmet Mahur Tulum