Bu hafta ne yapsak?

Heja Bozyel

heja.bozyel@gmail.com

04.01.2014

21.00’de TİM Show Center’da Yunanistan’ın otantik halk dansları ekibi, Kostas Aleksandris yönetimindeki 35 kişilik Momoyeri Dans Grubu; Atina’nın yükselen yıldızı Areti Ketime ve Cafe Aman sahnede.

22.00’de BKM Mutfak’ta Onur Mete var. 22.00’de Jolly Joker’de Gripin sahnede. 22.30’da Kadıköy Sahne’de Moğollar var.

23.00’te Indigo’da house müzik dinleyicisinin hayatına “What I Might Do” adlı single’ı ile unutulmaz bir giriş yapan Manchester’lı Ben Pearce ve elektronik müziğin ilham veren çocukları Homework var.

ANTALYA

22.00’de Jolly Joker’de Levent Yüksel var.

07.01.2014

19.30’da İKÜ Akıngüç Oditoryumu’nda Fazıl Say ile caz var. 22.30’da Hayal Kahvesi’nde Suzan Kardeş sahnede.

08.01.2014

20.00’de İş Sanat’ta 500’den fazla kayıtları ve oda orkestrasından senfoni orkestrasına kadar çeşitlenebilen yapısıyla dünyanın en ünlü oda orkestralarından Academy of St Martin In the Fields; Sir Neville Marinner’den sonra müzik direktörlüğüne gelen ilk kişi olan Joshua Bell yönetiminde sahnede. Sırf Joshua Bell’i izlemek için bile gidilir ama biletleri tükenmiş bile!

GÜNÜN KONSERİ: 20.00’de Akbank Sanat’ta Danimarkalı caz sanatçısı Caroline Henderson var.

20.30’da Yunus Emre Kültür Merkezi’nde Fatih Erkoç, akustik grubuyla sahnede.

21.30’da Babylon’da Queen anısına Cingi sahnede. 22.00’de Kadıköy Sahne’de Direc-t var.

22.30’da Hayal Kahvesi’nde Çiğdem Erken var. Onun hemen ardından Özge Fışkın mikrofonu devralacak.

09.01.2014

20.00’de Lütfi Kırdar’da Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın sanat yönetmeniği ve sürekli şefliğini Sascha Goetzel’in üstlendiği ve sevgili Gürer Aykal’ın onursal şef olarak yer aldığı yeni yıl konseri var.

ANKARA: Rock’ın babası Erkin Koray, 21.00’de IF’te.

10.01.2014

GÜNÜN KONSERİ: 20.00’de İş Sanat’ta Neşet Ertaş şarkıları var. Olgun Şimşek, Can Dündar, İsmail Altunsaray, Cengiz Özkan, Feryal Öney gibi sanatçıların yer alacağı saygı duruşu niteliğindeki bu konserde “Bozkırın Tezenesi” büyük usta Neşet Ertaş anılacak.

GÜNÜN DJ’İ: Günün ve haftanın DJ’i John Talabot! Dans pistini muhteşemleştiren adam, Babylon’da olacak. Öncesinde Mabbas ile ısınacağız.

21.30’da Martı Hotel’de caz müzik saati. Dolunay Obruk tüm güzelliğiyle sahnede.

20.00’de Maya Cüneyt Türel sahnesinde Büyük Ev Ablukada var.

22.00’de Jolly Joker’de Halil Sezai sahnede. I 23.30’da Bronx Pi’de Yüzyüzeyken Konuşuruz var.

24.00’te Sahne İstanbul’da Aşkın Nur Yengi var.

ANKARA 22.00’de Noxus’ta yeni albümünden şarkılarla Bedük var.

ANTALYA 22.00’de Jolly Joker’de Duman sahnede.

İZMİR 23.00’te Ooze Venue’de Mabel Matiz var.

FESTİVAL

Senenin ilk müzik festivali tabii ki Babylon’da! Demonation Festivali; sludge’dan hip hop’a, dub’dan free jazz’a, çok geniş yelpazeden oluşan seçkisiyle Türkiye’nin bağımsız müzik sahnesinden isimleri bugün ve yarın Babylon sahnesinde biraraya getiriyor. 2010’dan beri devam eden “Demonation Festivali” serisinin dördüncüsü olan festivalde, büyük plak şirketlerine bağlı olmaksızın, kendi demolarını kendi hazırlayan ya da herhangi bir ticari baskı ya da kaygıdan muaf bir tavırla müziklerini icra etmekte olan grup ve müzisyenler, sahnenin tozunu atacak. Daha evvel bu festivalde dinlediğimiz isimlerin sonradan playlistlerimizin vazgeçilmezlerinden olduğunu hatırlayarak hafta sonumuzu tabii ki Demonation’a vereceğiz! Zevkle!

KADIKÖY

Karaköy’ü, Cihangir’i, Asmalı’yı unutun! Şehrin artık en güzel yeri Kadıköy. Daha çok sanat dolu, daha sakin, daha güzel, daha ucuz Kadıköy geceleri. Hazal Yılmaz “New York’un Brooklyn’i gibi” dedi Kadıköy için. Ben de “Londra’nın Shoreditch’i, İstanbul’un Kadıköy’ü” diyerek yükseltiyorum oyunu. Haftaya 3 gün Kadıköy’ü tatmak için Bant.mag Mekan’a uğrayın. Bant Dergisi’nin 10. yılı sebebiyle 10-12 Ocak arası her gece başka güzellik olacak burada.

SERGİ

Koleksiyon ve İstanbul Serbest Mimarlar Derneği’nin ortak çalışması “Koleksiyon / İstanbul SMD Mimarları Ağırlıyor” projesi, Cafer Bozkurt Mimarlık’ın konuk olduğu 11. sergi ile devam ediyor. 19 Şubat’a kadar Koleksiyon Galeri’de.

İYİ MEKÂN KÖTÜ SERVİS

İstanbul’un popülerleşen tüm mekânlarının sonu bu. Yemekleri iyi, ortamı güzel olan her yer maalesef sonunda elemanları yüzünden şikâyet alıp duruyor. Bu konuda en ünlü yer Karaköy’ün kabarmasının müsebbiblerinden Karabatak. Geçenlerde yurtdışından gelen bir arkadaşım annesiyle hafta içi boş bir saatte orada kahve içmek istemiş. Yan masadan sandalye çekince bir “Hoşgeldiniz”i bile duymadan azarı yemişler. Kapı komşusu Unter’in barmenleri de kalabalıkta insanı dövmekten beter ediyor. Kötü mönü, kötü garsonlar ile iyice çöküyor. Diğer örnek Asmalımescit’in tek ferah soluklanma yeri olan Şimdi. Biri hariç her eleman insanı suratsızlığıyla delirtiyor! Hakeza Cihangir Hayat Meyhanesi. Ortaklarından biri ayrılınca resmen sarhoş olmuş. Eski elemanlardan sadece biri kalmış, onun dışında kimse ilgilenmiyor ve gülümsemiyor. Bu liste uzar gider... Keşke Beyoğlu ve Karaköy esnafı birleşse de bir “servis elemanı akademisi” kursa. Biraz emek vermenin getirisi çok fazla olabilir.

SİNEMA

Haftanın gergini: Korkmayı sevenlere göre Paranormal Activity: İşaretliler.

Haftanın yerlileri: Ferahfeza, Dursun Çavuş, Sağ Salim 2 ve Yunus Emre: Aşkın Sesi.

Haftanın aşığı: 58 yaşındaki bir kadının hayatı yeniden keşfedişini anlatan Gloria.

Haftanın animasyonu: Neşeli bir Noel filmi, Zamanda Yolculuk.

DEFTER

Dünyaca ünlü çizerimiz Selçuk Demirel’in çizimleriyle süslediği Metis defteri, yeni yılda mühim notlar alacaklara hem defter hem kitap... Zira her çizim mühim bir insanın mühim bir konu hakkında mühim ifadelerine de bağlanıyor.

Şehirden fısıltılar

13 Şubat’ta başlayacak olan 13. !f İstanbul Film Festivali’nin ilk sürprizleri açıklandı ve harika filmler var.

En heyecan vericisi “Dallas Buyers Club”. I Film Amerika’da gösterime girdiğinde oldukça kötü bir sinemada izlemiştim. Neredeyse 3 saat hiç ara vermeden, ağlayarak! Sürekli kıkırdayan oğlan çocuğu ve kız dışında gözü kızarmamış tek bir insan çıkmadı salondan.

Burada da öyle olacağından, hatta salondan hıçkırık sesleri yükseleceğinden yüzde yüz eminim. Oyunculuklar o kadar iyi ki Matthew McConaughey ve Jared Leto’ya sarılıp öpesim var. (Tamam Jared Leto’yu öpmek için bahane arıyorum, kabul ama o ayrı konu!)

Tom Hanks’in başrolde oynadığı, 1993 yapımı Philedelphia filminden beri HIV+ birini ve yaşadıklarını anlatan hiçbir filmden böylesine derin etkilenmemiştim.

Aslında çok sert hatta homofobik bir kovboyun AIDS’e yakalanmasını ve yeni hayatını anlatıyor Dallas Buyers Club. Ama ne anlatım! Filmin sadece 25 günde çekildiğine inanmak çok zor. O kadar iyi!

1995’te ölen Ron Woodroof’un gerçek hayat hikâyesinden uyarlanan film için McConaughey yaklaşık 22 kilo verdi. Jared Leto ise 52 kiloya düştü.

McConaughey Dallas’a yakın bir yerde doğup büyüdüğü için o bölgenin insanını canlandırmakta ve anlaması çok kolay olmayan aksanını yapmakta zorlanmamış.

Filmin yönetmeni Jean-Marc Vallee, Leto için “Onu tanıma fırsatım olmadı çünkü çekimler boyunca sadece filmdeki karakteri gibi yaşadı” demiş.

Bu arada Jean-Marc Vallee, zaten hastası olduğumuz bir yönetmen. Seneler evvel C.R.A.Z.Y. filmiyle bizi kendine ve filmlerine âşık etmişti hatırlarsanız.

!f İstanbul’un biletleri ön satışa çıktı bile. Filmlerinizi bir an evvel seçin, Dallas Buyers Club’ı izlerken de bunun gerçek olduğunu unutmayın.