Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ağustos ayı sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış halde yüzde 7.2 arttı. İmalat sanayii artışı ise daha da yüksek, yüzde 8.7. Sanayi üretimindeki bu sıçrama son 19 ayın da en yüksek artışı.

        Ağustos koalisyon hükümetinin kurulamayacağının ve erken seçim kararının alındığı bir ay. Yurtiçi tüketim eğilimi zayıf, hatta 2009 yılı düzeyinde. Yatırım eğilimi zayıf. İhracat düşüşünü sürdürüyor. O zaman sanayi üretimindeki bu sıçrama neyin nesi?

        Bunun için temmuz ayına bakmak gerekiyor. Bu ayın yarıdan fazlası ramazandı, ardından bayram tatili geldi. Yani üreticiler temmuz ayını kısmen tatilde geçirdi. Bu nedenle sanayi üretimi de yüzde 0.3 düzeyinde kaldı. Genede ağustos ayı sanayide tatil ayıdır. Ancak bu yıl tatilin temmuza kaydırıldığını görüyoruz. Üretim rakamları bize bunu söylüyor. Yoksa temmuz ile ağustos ayları arasında üretimde meydana gelen sıçramayı açıklayacak büyük farklılıklar göremedik. Tek fark ramazan ve bayram etkisi. Hatta siyasi, güvenlik, dış konjonktür ve kur artışı bakımından ağustos ayı daha kötüydü. Temmuzda yapılmayan üretim ağustosta yapıldı. Durum buysa muhtemelen eylülde üretim yeniden ivme kaybedecek.

        ÖDEMELER AKSIYOR: Üretimde ve ticaretteki yavaşlamanın net bir göstergesi de ödemelerde aksamanın boyutlarının giderek artması. Karşılıksız çıkan çek tutarlarındaki artış, karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek tutarındaki azalma ve protesto edilen senetlerdeki artış, ekonominin çarklarının giderek ağırlaştığını söylüyor bize. Sadece ağustos rakamlarını karşılaştırmak nokta atışı olabilir ve eğilimi iyi vermeyebilir. Ama yılın ilk 8 aylık dönemi kümülatif olarak eğilimi iyi yansıtır.

        Yılın ilk 8 ayında karşılıksız çıkan çek tutarı 11.8 milyar liradan 17.6 milyar liraya yükseldi ve yüze 48.6 arttı. Yarı yarıya yüksek bir artış.

        Karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek tutarlarında ise tersine bir eğilim söz konusu. Yılın 8 ayında bu çeklerin ödenmesi yüzde 26 azaldı, 2.5 milyar liraya indi. Rakam geçen yılın aynı döneminde 3.3 milyar liraydı. Protesto edilen senet tutarı da 5.2 milyar liradan 6.1 milyar liraya çıktı ve yüzde 17 arttı.

        GÖLGE MERKEZ BANKASI GİBİ: Oran olarak en yüksek karşılıksız çıkan çekler, terörün de hâkim olduğu Doğu ve Güneydoğu ilerinden. Bitlis, Bingöl, Van, Hakkâri ve Mardin’de karşılıksız çıkanların toplam çeklere oranı yüzde 8-11 düzeyinde.

        Çek ve senetlerin karşılığının olması ve zamanında ödenmesi ekonominin çarklarının dönmesi açısından hayati önemde. Çek ve senet bizim ekonominin kan damarları gibi. Nedeni de gayet açık. Ekonomide, ticarette kullanım oranı gayet yüksek. Ağustos sonu itibarıyla bankalara ibraz edilen, yani kullanılan çek tutarı 429 milyar lira olmuş. Önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artmış.

        - Çek dediğin itibarı olanların yarattığı, para yerine geçen değerli kâğıt. Yani bir yerde paranın kendisi. Çünkü bizdeki vadeli çek. 3 ay, 6 ay süreyle bu çekleri kesenler aynı zamanda bu kadar parayı da yaratmış oluyorlar. Bankacılık sisteminin kullandırdığı kredilerin toplamı 1.4 trilyon lira. Çeklerin toplamı da yıllık bu rakamın yarısına yaklaşıyor. Senetleri eklersek geçiyor bile.

        - Yani bankalar kredi yoluyla 2 lira veriyorsa, iş dünyası da kendi arasında çek ve senet yoluyla bunun üzerine bir daha koyuyor ve faaliyetlerini öyle finanse ediyor. Türkiye’de adeta Merkez Bankası dışında başka, gölge bir banka daha var ve bu düzeyde bir para yaratıyor.

        SONUÇ: “Eğik dalın eğik gölgesi olur.” Japon atasözü

        Diğer Yazılar