Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye en önemli altın talep eden ülkelerden biri. Altın stoku 5 bin ton tahmin ediliyor. Son fiyatlara göre bunun parasal tutarı 183 milyar dolar. Ziynettir, hurdaya gidecektir diye tutarı 150 milyar dolara indirelim. Bu büyüklük Türkiye’de yerleşiklerin bankalardaki döviz hesaplarına eşittir. Yani halkın ne kadar dövizi varsa ona yakın altını var. Halk dövizi de sever, altını da. Altından yaklaşık 10 senedir iyi para kazandı. Dolar bazında altının artışı yüzde 254 olarak gerçekleşti. Dövizden ise son bir yılda kazanıyor.

        NEDEN YÜKSELİYOR: Eylül 2011’de 1.923.7 dolarla zirve yapan altın fiyatları o tarihten beri düşüş eğiliminde. 24 Temmuz 2015’te 1.072.3 dolarla altın dip düzeyine indi. Kararsız bir seyir içindeyken son gelişmeler altın fiyatlarını yeniden canlandırdı. 2 Ekim’de ABD tarım dışı istihdam verisi faiz artırımını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde öteledi. Sonradan açıklanan FED tutanakları da ekonomik gelişmeler konusunda umut vermedi. Faiz artırımı bir süreliğine ötelendi. Altın fiyatları üzerindeki baskı da hafifledi. 2 Ekim’de 1.103.8 dolara kadar inen altın dün 1.168.6 dolara yükseldi ve 10 günde yüzde 5.9 arttı.

        Bu çıkışın arkasında, FED’in faiz artışını ertelemesi, dolar likiditesinin devam edeceği, piyasa faizlerinin artmayacağı, doların yatay dalgalanacağı ihtimali var. Ne kadar küresel likidite bollaşıyor ve faizleri düşüyorsa altın fiyatları o kadar yükseliyor. Sonuçta altın da alternatif bir dünya parası. Üzerindeki baskının hafiflemesiyle altın fiyatları düzeltme yapıyor. Faiz artırımı ne kadar ötelenirse, ABD ekonomisi ve küresel ekonomik riskler ne kadar artarsa altın o kadar değerli olmaya adaydır.

        NEREYE KADAR: Ancak bu yükseliş de bir yere kadar sürebilir. Eğer yeni bir küresel krize doğru yelken açmıyorsak, altındaki değerlenme kısa vadeli kalabilir, ya da birkaç ayı bulan orta vadeli yükselişi de yaşayabilir. Ama eninde sonunda uzun vadeli ana trendine de geri dönebilir. Yükselişi nasıl ki 10 yılı bulmuşsa altının düşüşü de 10’lu yılları alabilir ve geride bıraktığımız 4 yıllık düşüşle sınırlı kalmayabilir. Bu dört yılda altının dünyadaki değeri yüzde 39 geriledi.

        ALTINA DOLAR DESTEĞİ: Bu kaybın Türkiye’ye yansıması ise altının dolarla fiyatlanması ve ithal edilmesinden dolayı sıfır düzeyinde gerçekleşti. 6 Eylül 2011’de gram altının fiyatı 107.81 TL iken, dün itibarıyla 108.55 oldu. Ortada bir kayıp yok. Cumhuriyet altını da 725 liradan 2.5 lira kayıpla 722.5 liraya indi. Altının dışarıdaki fiyatı yüzde 39 düşmesine karşılık içerideki fiyatının neredeyse sabit kalmasını sağlayan faktör ise doların o zaman 1.77 liradan dün 2.90’ın biraz üzerine çıkması ve yüzde 63 artmasıdır. Altın yatırımcısını son 4 yılda yüzde 39’luk kayıptan koruyan dolardaki bu artıştır, altın yatırımının aynı zamanda dolar yatırımı anlamına gelmesidir.

        Dünyada da birbirinin alternatifi olduğundan dolayı, dolar yükselecekse altın düşecek, dolar düşecekse altın yükselecek. Sonuç ise kaybın kazancı veya kazancın kaybı dengelenmesine çıkıyor. Tıpkı son 4 yılda olduğu gibi.

        SONUÇ: “Gerçek, aynı altın gibi, elde büyütülerek değil, yıkanıp ayrıştırılarak elde edilir.” Tolstoy

        Diğer Yazılar