Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarih sırasına göre gidersek ilk faiz dalgasının yaşandığı kıta Amerika. FED geçen hafta haziran toplantısını yaptı ve faizi değiştirmedi. Gerekçe endişe verici boyuttaki mayıs ayı istihdam verileri ile Brexit yani İngiltere’nin AB’den ayrılıp ayrılmayacağıydı. Dolayısıyla gelişmeler ve verilerin beklenmesine karar verildi.

        -Ancak FED bölgesel başkanlarının da faiz oranı beklentilerini düşürdüğü görüldü. FED faizi için bu yıl sonu yüzde 0.9’luk beklentide değişiklik yok. Ancak bu oran 1 faiz artırımına işaret ediyor.

        2017 sonu için yüzde 1.9 olan beklenti ortalaması yüzde 1.6’ya, 2018 için yüzde 3.3 olan faiz yüzde 2.4’e indi. Daha uzun vadeli faiz beklentisi de yüzde 3.3’ten yüzde 3’e düşürüldü.

        -Dahası ABD’de ilk faiz artırımına kadar en şahin kesilen St. Louis FED Başkanı James Bullard sonra güvercinleşmişti. Bu toplantı sonrası ise tam bir güvercin kesildi ve dedi ki: ”ABD ekonomisinin öngörülebilir gelecekte devam edecek bir yavaş büyüme dönemine girmiş olması muhtemeldir. FED faizi için uygun seviyenin gelecek 2.5 yılda yüzde 0.63 olduğunu tahmin ediyorum. Bu süreçte büyüme oranı yüzde 2, işsizlik oranı yüzde 4.7 civarında kalacak ve enflasyon yüzde 2 hedefine doğru yürüyecek.” Bullard’ın sözleri 2018’e kadar tek faiz artırımına işaret ediyor.

        -Bu yaklaşım yılın ilk çeyreğinde oluşan FED’in 2016 yılı boyunca kolay kolay faiz artıramayacağı, hatta bunun 2017’yi de kapsayacağı yönündeki piyasa görüşüyle paralellik arz ediyor. Doların değer kaybına yol açan ve gelişen ülke paralarının toparlanmasını sağlayan etken de buydu. Şimdi bu görüş FED başkanlarınca da paylaşılmaya ve tartışılmaya başlandı.

        -Buna uygun olarak ABD 10 yıllık tahvillerinin faizi mayıs sonunda 1.8340 iken 16 Haziran Perşembe günü 1.5687’ye kadar indi. Bu oran ABD faizlerinin 2012 yılında 1.3810’u gördüğü dip seviyeden sonra ikinci en düşük düzey.

        BREXİT'İN KADERİNİN DEĞİŞTİĞİ AN

        Brexit’in asıl fiyatlaması belki de geçen hafta yapıldı. Önce satış sonra alım vardı. Perşembe gününe kadar anketler de, piyasa fiyatlamaları da, müşterek bahis sitelerindeki pozisyonlar da, aynı yöndeydi. İngiltere AB’den çıkmaya doğru gidiyordu. Ancak perşembe günü AB yanlısı İngiliz Milletvekili Jo Cox’un AB karşıtı bir milliyetçi tarafından öldürülmesi, gidişi tam tersine çevirdi.

        -Para yatırarak bahis oynayanlara göre AB’den çıkma ihtimali yüzde 44’ten, bu olayın ardından yüzde 38’e indi. Piyasalar da bahisçilerle aynı anda döndü.

        -Öncesinde yüzde 3.5 değer yitiren sterlin son 1.5 günde yüzde 2.5 değer kazandı. FT 100 Endeksi mayıs sonundan 16 Haziran’a kadar yüzde 6.2 değer yitirmişken, son 1.5 günde yüzde 2 arttı.

        -Bütün piyasalarda ve Türkiye piyasalarında da son 1.5 gün pozitif bir eğilimle geçti.

        -Bu sırada Avrupa’da faiz oranları geriledikçe geriledi. Alman 10 yıllıkları ilk kez negatife döndü ve 16 Haziran’da yüzde -0.020’ye kadar indi. Brexit etkisiyle en büyük dalga Avrupa’da da faizlerde yaşandı.

        -AB ile yola devam edilmesini savunan bir milletvekilinin öldürülmesiyle perşembeden başlayan referandum rüzgârında yön değişikliği bir kırılmayla sonuçlanabilir. 23 Haziran’a kadar AB ile yola devam eğilimi ağırlığını sürdürebilir ve eğer yapılırsa referandumdan Brexit’e “Hayır” çıkabilir.

        -Bu durumda piyasaların pozitif fiyatlaması hafta boyunca sürebilir ve referandum sonucu ile son bir kutlama yapılıp bitirilebilir.

        EN YÜKSEK DALGA JAPONYA'DA YAŞANDI

        Küresel piyasalar Brexit’e odaklanmışken daha büyük faiz ve piyasa dalgalanmaları Japonya’da yaşandı. Çünkü Japon Merkez Bankası da geçen haftaki faiz kararında yeni bir parasal genişlemeye kapı açmadı. O da FED gibi, Brexit’in sonucunu görmeyi tercih etti.

        -Bu durum Japon Yeni’ni değerlendirirken faiz oranlarını daha negatif bölgeye doğru itti. Japon 10 yıllık tahvilleri mayıs sonunda yüzde -0.114 işlem görürken 16 Haziran Perşembe günü yüzde -0.202’yi gördü.

        -Dolar, yen karşısında aynı tarihlerde 111.11’den 103.58’e düştü ve yüzde 6.8 değer kaybetti.

        -Yen değer kazanırken Nikkei Endeksi yüzde 10.4 düşüşle en çok değer kaybına uğrayan gelişmiş borsa oldu.

        SONUÇ: “Kendi pIanIarımızı yapıyorduk ama kaderin de pIanIarı oIduğunu unutmuştuk.” Dostoyevski

        Diğer Yazılar