Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün açıklanan ekim ayı istihdam verileri son bir yıl içinde işsizlere yarım milyon kişinin daha katıldığını gösteriyor. İşsiz sayısı 3 milyon 647 bin kişiye çıkarken işsizlik oranı 1.3 puanlık artışla yüzde 11.8’e yükseldi. Tarım dışı işsizlik yüzde 14.1, genç nüfustaki işsizlik de yüzde 21.2 oldu. Ekim 2016 itibarıyla Ekim 2015’e göre işsizlikte net bir kötüleşme var. İyi olan iki kalem ise işgücüne katılımın artması ile 15-24 yaş arasında ne eğitimde ne de istihdamda olanların oranında yüzde 24.7’ten yüzde 24.3’e gerilemesi. En azından burada artış olmamış, küçük oranlı da olsa bir gerileme söz konusu. İşsizlikteki artış bize aynı zamanda reel ekonominin durumunu da yansıtıyor. Demek ki işler iyi gitmiyor.

        - Zaten turizm sektörü bir yandan Rusya’nın ambargosu diğer yandan güvenlik endişeleriyle tarihi en sert düşüşünü yaşıyor. Sektörde üçte birlik gerileme var.

        - İhracat tutar olarak ikinci yılında artışa geçemedi. Bunda Rusya’nın ambargosu da etkili. Dış müteahhitlik gelirlerinde de ciddi düşüşler gerçekleşti.

        - Tüketici ve reel kesim güveni bozuldu. Çünkü yukarıdaki gelişmelerin yanında bir darbe girişimi, not düşüşü, kur yükselişi, jeopolitik risklerin artışı, siyasi belirsizlerdeki yükseliş üst üste geldi. Sonuçta yılın üçüncü çeyreğinde büyüme yüzde 1.8 geriledi. Bu durum da 2009’dan bu yana ilk kez gerçekleşti.

        - Ekonomide daralma başladı ve bunu işsizlikteki artış izliyor. Finansal tarafta kurların sert yükselişi ve yüksek oynaklığı ise iş yapmayı en çok zorlaştıran gelişme. Bu yazı yazılırken de ekonomi yönetimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında soruna çözüm bulmak için toplantı halindeydi. Reel kesimin, özel sektörün, ekonominin durumu bu. İşlerin iyi gitmediğini herkes kabul ediyor ve soruna çare arıyor.

        - Ortaya koyduğumuz bu tablonun yukarıda yer alan 2016 bütçe gerçekleşmeleriyle de çok yakından bir ilişkisi var. Çünkü bütçe gerçekleşmeleri bize gösteriyor ki, ekonomide kamu kesimi daha fazla büyüyor. Daha fazla gelir elde ediyor ve daha fazla harcıyor. Devletin ekonomideki durumu özel sektöre göre iyi.

        - Bütçenin en dikkat çeken kısmı faiz giderlerinin 6 milyar düşük, faiz hariç giderlerin ise 19 milyar lira daha fazla çıkması. Faiz dışında 514.5 milyar lira harcama hedeflenmişken gerçekleşme 533.4 milyar liraya ulaştı. Artış yüzde 17.7 ile gerçekleşen enflasyonun iki katı düzeyde. Buradaki en büyük harcama kalemi artışı 7.2 milyar lira ile cari transferlerde.

        - Elbette bu harcama artışları ekstra bütçe açığına yol açmadı. Çünkü faiz harcamalarından zaten 6 milyar lira tasarruf geldi. Faiz dışı denge de 7 milyar lira daha büyürken bütçe dengesi hedeflendiği gibi 29 milyar açıkla kapandı. -29.2 milyar liralık bütçe açığının GSYH’ye oranı da son bir yıllık 2.487 milyar liralık milli gelir gerçekleşmesine göre yüzde 1.17 düzeyinde kalıyor. 2016’nın son çeyrek geliri daha yüksek çıkacak gibi. Dolayısıyla bütçe açığının GSYH’ye oranını yüzde 1.1 alabiliriz. Buradaki hedef ise yüzde 1.9 idi. Ama bu hedef de eki milli gelir hesaplamasına göre yapılmıştı.

        - Ekonomi zorlanır ve üçüncü çeyrekte büyüme daralmaya dönerken devletin vergi gelirleri yükseliyor. Devlet de bu gelir artışına göre harcamasını artırıyor. Bunun farkına varılmış olacak ki, asgari ücretten bir yıllığına alınmayan gelir vergisi 2017 yılında da devam ettirilecek.

        - Ama bu yetmez. Devletin vergiyi toplayıp kendisi yardım yapma yerine bizzat dolaylı bazı vergileri düşürmesi, iş, yatırım, üretim ve yaşamı biraz daha kolaylaştırması gerekiyor. Aksi, zor şartlarda özel sektör daha zorlanırken kamunun büyümesi sonucunu doğurur. Amaçlanan bu ise gidilen yol doğrudur.

        SONUÇ:“Çatıyı tamir etme zamanı, güneşin parladığı SONUÇ: zamandır.” John F. Kennedy

        Diğer Yazılar