Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Haftalardır devam eden kur artışları ile dolar 4 TL’ye dayanınca Merkez Bankası da niyetini belli etti. Faizi azıcık da olsa artırdı. Cumhurbaşkanı başdanışmanları da Merkez Bankası’nın faizleri her an artırabileceğini çağrıştıran açıklamalar yaptı. Kur iki günlüğüne yatıştı ve geriledi. Ancak haftanın son günü yeniden canlandı ve yönünü yukarı döndürdü. Halbuki cuma günü önde gelen piyasalar kapalıydı ve normalde sakin seyrin sürmesi beklenebilirdi. Olmadı, çünkü kuru yukarı iten ana nedende henüz bir değişme yok. Para sahipleri ve döviz piyasasının aktörlerinin güvensizliklerinde fazla bir değişiklik yok ki, iki günlük nefeslenmenin ardından hafta sonu ne olur ne olmaz bilinmez diye cumadan yeniden alıma geçtiler.

        - Bu hafta zaten dananın kuyruğunun kopmadan önceki son hafta olacak. Dolayısıyla gelişmelere ve haber akışlarına güvenemeyenler kredilerini sağlama almayı tercih edince geçen hafta kur sepeti 4.17’den 4.32’ye çıktı ve yüzde 3.5 arttı. Kurun yükselişe geçtiği 11 Eylül’den bu yana ise artış yüzde 16’yı buldu.

        - Son 2.5 aydır yaşadıklarımızın sonunda bir kırılma aşamasına geliyoruz. Arife veya yarı final haftası bu hafta. Gelecek haftanın ilk günü 5 Aralık. Haftalardır gündemi oluşturan ve piyasaları da yönlendiren Zarrab davası ABD’de başlayacak. Bu davanın olası bütün sonuçlarını ve etkilerini görebileceğiz ve yaşayacağız. Olayın boyutuna ve derinliğine göre finansal piyasalarda fiyatlaması yapılacak. Zaten haftalar öncesinden başlayan fiyatlamaların yarı finali bu haftaysa finali de gelecek hafta olmaya aday. Bir anlamda dananın kuyruğu kopacak, sorunla yüzleşeceğiz, bu çarpışmadan ya kırılarak çıkacağız ya da sorunla baş edeceğiz.

        - Kırılma yaşanması halinde ise son 2.5 ayda yaşadıklarımızın devamı gelecek, belki kötüleşmenin derinleşerek ve boyut büyüterek sürmesi dahi söz konusu olabilir. Çünkü ABD ve Avrupa ile yaşanan mevcut krizleri çözmeden yenileri başlayacakmış gibi işaretler de geliyor.

        - Bunu AB’nin Türkiye’yi vergi kara listesine veya vergi cenneti listesine dahil etmeyi tartışmasından çıkartıyorum. Listeye dahil edilmek demek, AB ile ticari ilişkilerin ve finansal kesimin dışarıyla işlemlerinin negatif etkilenmesi anlamına gelir. Maliye Bakanı Naci Ağbal ise Türkiye ile AB arasındaki çalışmaların teknik nitelikte olduğunu belirterek “OECD incelemelerinde uyumlu değerlendiriliyoruz; görüş farklılıklarının giderileceğini düşünüyorum” dedi. Bu konudaki karar vericiler ise AB maliye bakanları olacak. Toplantı da ne tesadüf ki yine 5 Aralık’ta yapılacak. Büyük ihtimalle Türkiye’nin kara listeye girip girmeyeceği yine bu tarihte belli olacak.

        - 5 Aralık’ta aynı zamanda kasım ayı enflasyonu açıklanacak ve daha önemlisi yaşanan kur artışının enflasyonu ne ölçüde artırdığı belli olacak. Gerçi kurdan enflasyona geçişkenlik anında olmuyor, 1.5 yıla, hatta 2 yıla kadar varıyor. Ama ilk aylardan görülecek etki de gelecek enflasyonun seyri ve beklentiler açısından öncü bir işaret olabilir. Buna göre de Merkez Bankası gereğini yapmaya soyunabilir.

        - Eğer enflasyon yüksek çıkar ve bir faiz artırımını gerekli kılarsa 5 Aralık’tan normal faiz toplantısının yapılacağı 14 Aralık’a kadar beklenmeyebileceğini tahmin ediyorum. Gerçi bu durum kurun seyriyle de çok yakından ilgili ama gelişmelere bakılırsa orada öyle hemen yatışma görülmeyebilir. Dolayısıyla kur için de faiz kararı erkene alınabilir. Bu durumda 14 Aralık toplantısı erken yapılan faiz artırımına ince ayar çekilmesine uygun ortam yaratabilir.

        - Enflasyon düşük çıkar ve diğer gelişmeler de tansiyonu düşürücü yönde olursa tablo elbette değişir. O zaman da piyasalar tadından yenmez. Önce 5 Aralık’taki Zarrab davasını, kara liste kararını ve enflasyonu görelim. Üçlü çarpışma anından kırılmadan çıkarsak gerisi kolay gelir.

        SONUÇ:

        “Yaşam ay gibidir, bir parlak bir karanlık.”

        Polonya Atasözü

        Diğer Yazılar