Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Finansal piyasalarda sert dalgalanmalar yaşanıyor. Özellikle yeni yönetim sistemine geçilen 9 Temmuz'dan beri kurda sıçrama, faizlerde artış, borsada sert kayıplar gündeme geldi. Türkiye varlıklarında yerleşikler değil ama daha çok yabancılar tarafından yeniden bir değerlendirme ve yeniden fiyatlandırma yapılıyor. Yeni sistemde Türkiye'de olmak istemeyenler satıp, çıkıyor. Bu satışların kabine ile isimlerle fazla bir ilgisi yoktur.

        Zaten satacaklardı.

        -Türkiye'deki sistem değişikliği yanında FED'in faiz artırımının ve ticaret savaşlarının resmen başlamasının etkisiyle gelişmekte olan ülkelere yönelik dünyada negatif bir bakış da var. Bunun etkisinden kaçınmamız çok zor.

        -Üstelik çok önemli bir seçim sürecinden geçtik ve çok önemli bir yönetim değişikliği yapıyoruz. Bunun da belli bir tozu dumanı elbette olacak. Neyse ki, bu yönetim değişikliğinin sonuna yaklaşıyoruz. Bu anlamda bilinmedik ve fiyatlanmadık bir şey kalmayacak. Ortalıktaki toz duman da o zaman yatışacak. Sonra ortaya yeni yönetimin icraatları ve reformları çıkmaya başlayacak. Sistem de giderek oturacak ve daha iyi anlaşılacak. Giden gidecek, kalan kalacak.

        -Bir de kur artışından ve faiz yükselişinden şirketlerin bilançolarına ne kadar yük binmiş, hangi şirket ve sektörler, kesimler ne ölçüde etkilenmiş, bu ortaya çıkacak. Birleşmeler olacak, yabancıya satışlar gündeme gelecek. Belki kapatmalar da görülecek. Yılın ilk yarısındaki yüksek büyümenin ikinci yarıda devam etmeyeceği açık. Dolayısıyla iki ayrı ekonomik durum elbette farklı fiyatlamalar gerektirir.

        -Büyümenin yılın ikinci yarısında düşeceğinin net işareti de geldi. Yüksek artış eğilimineki ithalat en son mayıs ayında yüzde 5.5 arttı. Mayıs ayı kur ve faiz şokunun yaşandığı ay. Bu açıdan haziran daha farklı bir ortamda geçti ve ithalat da yüzde 3.6 azaldı. Son iki yıldır ilk kez gerçekleşen ithalatın bu eğilimini önümüzdeki aylarda da sürdüreceği tahmin edilir.

        -İthalatla dış ticaret açığı da hız kesiyor. Mayıstaki 7.6 milyar dolarlık dış ticaret açığı önce verilere göre haziranda 5.5 milyar dolara indi. 7.6 milyar dolarlık ticaret açığının dün açıklanan rakamlarla mayısta yol açtığı cari açık 5.9 milyar dolar oldu. Yıllık cari açık da 57.6 milyar dolara yükseldi. Bu tutar ile cari açık tepe noktasına ulaştı ancak haziran ayından itibaren de düşüşe geçecek.

        -Çünkü haziran ayı dış ticaret açığı ithalatın düşüşü ile birlikte 5.5 milyar dolara indi ve yaklaşık 2 milyar dolar azaldı. Aynı tutarda azalmayı, hatta turizm gelirlerindeki artıştan dolayı cari açıkta daha fazla azalmayı bekleyebiliriz. Bu da cari açığın yıllık 57.6 milyar dolardan düşüşe geçmesini başlatacak. İthalattaki azalmaya paralel olarak cari açık düşüşünü sürdürecek.

        YENİ HİKAYENİN ALICISI ÇIKAR

        -Dolayısıyla ekonomide yeni bir genişleme dönemine kadar cari açık akut bir sorun olmaktan çıkacak. Sorun, büyümeyi yeniden artırmanın nasıl gerçekleştirileceğine dönecek.

        -Yeniden fiyatlama yapılırken ve geçiş süreci yaşanırken, döviz kurunun yeni rekorlar kırmaması, faizlerdeki yükselişin durması hatta gevşemeye geçmesi belirleyici olacak.

        -Günler, haftalar, hatta aylar geçtikçe ortaya icraatlar ve reformlar çıkacak. Bunların içeriğine, uygunluğuna ve uygulamaya konulmasına bağlı olarak yeni dönemin hikayesi ortaya çıkacak. Bu hikaye inandırıcı olabildiği ve taraftar bulabildiği ölçüde yurtiçi yerleşik ekonomik aktörleri harekete geçirebilir. Yabancıların tercihini Türkiye'den yana değiştirebilir. Ekonomide ve finansal piyasalarda yeni pozisyonlanmalar ve yeni fiyatlamalar yapılabilir.

        -Bunu başarabilmenin yolu da yeni hikaye yazmaktan geçiyor. Bu hikaye yazıldıktan sonra alıcısı mutlaka çıkar.

        BERAT ALBAYRAK BAŞARIR

        -Oluşturulan yeni yönetimin, Hazine ve Maliye Bakanlığı'na atanan Berat Albayrak'ın duruma hakim olduğunu görüyorum. Albayrak, Mehmet Şimşek'ten görevi devralırken şunları söyledi: "İstikrarlı büyüme için Türkiye'nin ihtiyacı olan yapısal değişim için çok daha hızlı adımlar atacağız. Paydaşlarla çok yoğun istişare süreci içinde, hızlı, net iletişim içinde büyük bir Türkiye hikayesi yazacağız. Piyasa ekonomisi kuralları içinde küresel sistemle daha entegre bir ilişki içine gireceğimiz süreci yaşayayacağız."

        -Görevi devralırken bu sözleri söyleyenden bundan sonra icraatı beklenir. Geçmişte ne yaptığına bakılır. Bana göre Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda gösterdiği son derece enerjik performansı, bu işin altından da kalkacağına işarettir. Bakanlığı döneminde TANAP projesinin hayata geçirilmesi, nükleer santralın temelinin atılması, Tuz Gölü altına doğalgaz depolama, yenilenebilir enerji yatırımları gibi büyük ve önemli projeler yeni dönemde yapabileceklerinin teminatı gibidir.

        Diğer Yazılar