Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Enflasyonu düşük tek haneli rakamlara indiremedikten, bu düzeylerde uzun yıllar kalıcı kalmasını sağlamadıktan sonra, Türk Lirası’na da kalıcı istikrar kazandıramayız.

        - TL’yi istikrara kavuşturamazsak enflasyonu düşürmede de başarılı olamayız.

        - Yüksek ve oynak enflasyon ortamında geleceği ve uzun vadeyi göremeyiz. Borç verme vadelerini uzatamayız. TL üzerinden faiz oranlarını hem mevduatta hem kredide düşüremeyiz.

        - Bu nedenle yatırım kredileri hep döviz bazında ya yurt içi bankalardan kullanılır ya da doğrudan yurt dışından olur. Reel sektör dövizde açık pozisyon taşımaya ve ekonominin üzerinde vesayet oluşturmaya mahkum olur. Açık pozisyon taşımayanlar ise işine ya cebinden para koyar ya da büyümeyi unutur.

        - Yüksek enflasyon ortamında TL ile tasarruf yapmayı da özendiremeyiz. TL ile tasarruf yoksa mali piyasaları derinleştiremeyiz. Bu durumda kısa vadeli ve değişim aracı olarak TL’yi kullansak da, uzun vadeli tasarruf ve borçlanma aracı olarak yabancı parayı kullanmak zorunda kalmaya devam ederiz.

        - Dolarizasyon da devam eder gider hatta büyür. Türkiye çift paralı bir ekonomi olmaktan kurtulamaz. Sonunda durum TL’yi terk etmeye kadar gider. Yüksek enflasyonun yolu değersizleşen ulusal paraya ve yüksek dolarizasyona çıkıyor.

        - TL’nin değer kaybının da neye yol açtığını bugün yüksek enflasyonla yaşıyoruz. Birbirini besleyen sarmala yakalandık. Bir yerden ve bir aşamada bu sarmalı kırıp çıkmamız lazım.

        ***

        MEYVE VE SEBZENİN YÜZDE 57.62 ARTIŞINDA DOLAR NEREDE?

        Doların yüzde 83, altının yüzde 65 arttığı bir yılda tüketici enflasyonu yüzde 24 ama taze meyve ve sebzeyi yüzde 57.62 zamla yedik

        Yüzde 6.30 ile son 20 yılın en yüksek Eylül ayı enflasyonunun ardından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı’nın önümüzdeki hafta açıklanacağını duyurdu.

        Böyle bir program Yeni Ekonomi Programı’nda da yer almıştı. Döviz kuru şokunun ardından yüzde 25’ler düzeyine çıkması artık en acil ekonominin sorunun enflasyon olduğunu ortaya koyuyor.

        Çünkü enflasyonun içeriği önümüzdeki dönemde de yüksek düzeylerin devam edeceğine işaret ediyor.

        - İthal edilen bütün mallar kur artışına paralel zamlandı. Zaten yükselen enflasyonda baş sorumlu da kur artışı. Bu nedenle ithalata konu olan temel mallar grubu artışı son bir yılda yüzde 29.10 arttı. Buna karşılık hizmetler grubu artışı yüzde 13.97 ile henüz sınırlı düzeyde.

        - Temel mallar içinde de otomobili de içeren dayanıklı malların artışı yüzde 46.65’i buluyor. Eylülden eylüle son bir yılda dolar artışının yüzde 83’ü bulmasının etkisini burada görüyoruz.

        - Doların artışını daha iyi yansıtan ise altın. Dış piyasada artışı yok, hatta yüzde 8.9 gerileme var. Buna karşılık içerideki TL fiyatının yüzde 64.96’yı bulmasının nedeni tamamen kur artışından.

        - Yine son bir yılda taze meyve ve sebze grubu fiyat artışı yüzde 57.62’yi buldu. Bu ürünleri ithal etmediğimize göre dolar bunun neresinde? İthal etmiyoruz ancak mazot, gübre, tohum, ilaç gibi girdilerin yüzde 60’ı ithalata ve dolayısıyla dolara bağlı. Bu maliyet artışları üzerine bazı ürünlerde hava koşullarının üretimi azaltmasını ve bazı ürünlerde de bazı aracıların pür spekülatif hareketlerinin etkilerini koyun. Sonuçta tamamı Türkiye’de, tamamı yerli ve milli topraklarda, yine tamamı yerel emekle üretilen taze meyve ve sebzeyi yüzde 57.62’lik fiyat artışıyla yemek zorunda kaldık.

        - Bu artış da hem dolarla, hem altınla yarışır düzeyde. Altının artışı aylık ortalama olarak geçen yılın eylülünde 1.316 dolardan bu eylülde 1.199 dolara indi ve yüzde 8.9 geriledi. Ama dolarla ithal edilip TL ile satıldığından dolayı Türkiye’de altın fiyatları son bir yılda yüzde 64.96 arttı.

        - Dolar ise geçen yılın eylül ayında ortalama olarak 3.46 TL’den bu yılın eylülünde 6.35 TL’ye yükseldi ve yüzde 83.4 arttı.

        Son gelişmelerle birlikte, özellikle de taze meyve ve sebzedeki son bir yıllık fiyat artışının yüzde 57.62 gibi inanılması zor seviyelere çıkmasının ardından Enflasyonla Topyekun Mücadele Programı'nın çok iyi hazırlanması, titizlikle uygulanması Yeni Ekonomi Programı kadar önemli hale geldi.

        Diğer Yazılar