Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Borsada işlem gören şirketler üçüncü çeyreğe ait bilançolarını açıkladı. Ziraat Yatırım’ın hesaplamalarına göre bankalar da dahil olmak üzere toplam 306 şirketin üçüncü çeyrekteki kârı yüzde 17.7 azaldı. Geçen yılın üçüncü çeyreğinde 23 milyar 116 milyon lira olan karlar bu yılın aynı döneminde 19 milyar 16 milyon liraya indi. Bu yıl şirketler ve bankalar tek bir çeyreklik dönemde 4 milyar lira daha az kâr etti.

        - Söz konusu olan, kâr ve zararın birbirinden arındırılmış durumu. Toplamda 40 sektörün arasında kârı ortalamanın üzerinde artan da var, altında kalanlar da. Elbette zarar edenler de kar edenler de bulunuyor.

        - Geçmiş yıllara göre bu yılın önemli farkı ise zarar eden sektör sayısında hızlı bir artış olması. Üçüncü çeyrek itibariyle zarar açıklayan sektör sayısı geçen yıl 4 iken, bu yıl 14’e çıktı. Kar eden sektörlerin sayısı da 10 azalmayla 36’dan 26’ya düştü. Böylece kâr edenlerin yarısı kadar da zarar eden sektörler oldu.

        KÂRLAR NEDEN DÜŞÜYOR?

        - Kârı azalan sektörler arasında bankacılık da var. Bankaların geçen yıl üçüncü çeyrekte 6.9 milyar olan kârı bu yıl 6.6 milyar liraya indi. Banka kârlarındaki azalma yüzde 3.6 ile sınırlı kaldı.

        - Zarar eden diğer sektörlerin başında ise telekom, gayrimenkul, enerji, perakende, lojistik geliyor.

        - Şirketlerin kârlarındaki azalmanın nedenleri arasında döviz kurundaki sıçrama, ardından faizlerdeki artış, sonra enflasyonun fırlaması ve nihayetinde büyümenin hızla aşağı gelmesi yatıyor.

        İHRACATA ÇALIŞANLAR KÂRDA

        - Zaten büyüme ve yurtiçi talep artışı yoksa, şirketlerin satışlarını artırmaları ancak ihracatla mümkün. İhracat artmasına artıyor ama bu artış şirketlerin toplamı için yeterli olamıyor. Kârını en çok artıran sektörler de aynı zamanda en çok ihracat yapan, döviz kazananlar. Havayolu, demir çelik, savunma sanayi, madencilik gibi.

        - İhracat artışı toplamı kurtarmaya yetmiyor çünkü ihracatın GSMH içindeki payı düşük ve yıllarca yüzde 15-20 koridorunda gidip geliyor. Bu da, iç pazarın daraldığı bir dönemde yapıyı değiştirmek, ihracata yönelmek için iyi bir fırsat ve kurtuluş yolu.

        DÜŞÜŞ BÜYÜMEYLE PARALEL

        - Ekonomide ve şirketlerdeki bu durum borsaya da yansıyor. Mesela ekonominin yüzde 7.4 büyüdüğü geçen yıl borsa fiyat endeksinin ortalaması 98.966’ya çıktı. Yine bir önceki yılın ortalamasına göre yüzde 37.3 arttı. Tüm işlem günlerinin ortalaması bir endekse göre yapılan hesap bu. Bir günlük, bir haftalık veya bir aylık değil.

        - Borsa endeksinin son dönemdeki seyri ise 90-100 bin arasında devam ediyor. Hatta yukarı gitmekte zorlanıyor. Düşüşler daha kolay gerçekleşiyor. Ortalama olarak Borsa Endeksi ocak ayında 116.815 iken, haziran ayında 95.874’e iniyor. Ağustos ayında 93.355 ile en düşük düzeyine geriliyor. Ekim ayında ise kısmen toparlanarak 95.330’a çıkıyor. TL bazında endeksin kaybı sınırlı. Ancak TL’nin kaybı yüksek. Dolayısıyla yerlilerin borsadaki kaybı da göründüğünden daha yüksek.

        YABANCIDA YARI YARIYA KAYIP

        - Dolar bazında borsa endeksinin ortalama değeri ise ocak ayındaki 3.10 dolar iken düzenli olarak her ay gerileyerek eylülde 1.50’ye iniyor, ekimde 1.63 oluyor. Borsanın üçte iki büyüklüğüne hakim olan yabancılar için, Türk hisse senetleri 10 ayda yaklaşık yarı yarıya değerini kaybetmiş durumda. Yabancıların durumunu daha kötüleştiren ise kurun seviyesi veya TL’nin değer kaybetmesi.

        BÜYÜME OLMADAN ASLA

        - Borsadaki fiyatlara ortalama bazda bakınca hele bu ortalamayı aylar veya yıla uzatınca reel ekonomik gelişmelerle bire bir paralellik görülüyor. Bu anlamda hisse senetlerinin gelecekteki değeri de büyümeyle, şirketlerin durumuyla, satışlarla, elde edecekleri karlarla doğrudan bağlantılı olacak. Büyümenin yönünü kalıcı bir şekilde yukarı çevirmeden borsanın da yönünü yukarı döndürmesi mümkün olamayacak.

        BORSA ÖNDEN KOŞAR

        - Tek bir ayrım var. Piyasalar ve özellikle borsa gelişmeleri önden fiyatlar. Bu açıdan kalıcı büyümenin gerçekleşmesi beklenmeyecek.

        - Ancak ondan önce de büyümenin ne kadar aşağı gideceği fiyatlanıyor. Yılın üçüncü çeyreği için net bir veri ortaya çıktı. Sanayi üretimi bu çeyrekte ortalama yüzde yarım arttı. Büyüme de bu orana yakın çıkar. Borsa yüzde 7.4 gibi yüksek büyümeden buralara gerilemeyi geçmiş dönemde fiyatladı.

        KÂR YOKSA BORSA DA YOKTUR

        - Sırada son çeyrekte yaşamakta olduğumuz beklenen daralmanın fiyatlaması olabilir. Ardından daralmanın ne kadar süreceği ve canlanmanın ne zaman başlayacağının fiyatlanması gelecek. O zamana kadar da borsa kalıcı yukarı yön bulmak zor.Kâr yoksa borsada fiyat artışı da yoktur.Kârın olması da en başta satışların artmasına bağlıdır.

        Diğer Yazılar