Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - Bir süreden beri belli bir rahatsızlığın işaretlerini alıyoruz. Faizlere getirilen üst sınır, döviz satışlarından yüzde 0.1 vergi kesilmesi ve nihayet bankalardan müşterilerini döviz yerine TL’ye yöneltilmesi isteniyor.

        - Halbuki serbest piyasa sisteminde mevduatın sahibi ne yapacağına kendisi karar verir, bankacı değil. BDDK başkanını böyle bir mesaj vermeye zorlayan koşullar nedir acaba?

        TL MEVDUATLAR AZALIYOR

        - Son verilere göre TL mevduatların toplamı 1 trilyon 24 milyar. 10 Mayıs itibariyle son bir haftada yüzde 0.30, geçen yıl sonuna göre yüzde 1.34 azalma var. Son bir yıldaki artış ise yüzde 1.78 olan TL mevduatları reel olarak büyümüyor, azalıyor.

        - Buna karşılık yabancı para mevduatların toplamı 1 trilyon 246 milyar lira. Son bir haftalık artışı yüzde 5.26, yıl sonuna göre artışı yüzde 30.85 ve son bir yıllık artışı yüzde 57.16 düzeyinde.

        - TL yerinde sayarken hatta küçük oranlı bir gerileme eğilimine girmişken döviz mevduatında kurun da etkisiyle yüksek artışlar gerçekleşti.

        MEVDUATIN % 55’İ DÖVİZLE

        - TL ve döviz mevduatının toplamı 2 trilyon 270 milyar lira. Döviz mevduatları toplamın yüzde 55’ini, TL mevduatları yüzde 45’ini oluşturuyor. 2001 krizinden bu yana döviz mevduatlarının payı en yükseğe çıkmış durumda.

        - Döviz mevduatındaki artışın gerisinde kurların yükselmesi yanında yurtiçi yerleşiklerin daha çok dövizi tercih etmeleri etkili. Nitekim döviz hesapları dolar cinsinden 10 Mayıs itibariyle 212 milyar dolara yükseldi. Son haftalık artış yüzde 1.05, yılsonuna göre yüzde 10.13 ve son bir yılda yüzde 5.53 arttı.

        KREDİLERİN % 61’İ TL İLE

        - Mevduatların yüzde 45’i TL ile olmasına karşılık kredilerin yüzde 61 TL ile gerçekleşiyor. Dövizde ise mevduatın payı yüzde 55 olmasına karşılık kredilerin payı yüzde 39.

        - Sorun da burada. Türkiye’de yaşayanlar dövizle tasarruf edip TL’yle kredi istiyor.

        Bankacılık sisteminin döviz pozisyonu açması mümkün değil. Onun için swap yani para takası devreye giriyor.

        - Dövize yönelmeme işini bankacılara havale etmek, yada yüzde 0.1’lik vergi getirmek sorunu çözmez. Aksine getirilen vergi aynı zamanda iş yapanları da vurur. Bankacılara olan müşteri güvenini de düşürür. Müşteri TL yanında dolar, Euro veya altını da bankaya getiriyor. Demek ki finansal sisteme güveniyor. Bu iyi bir şeydir.

        ANA SORUN YÜKSEK ENFLASYONDUR

        - Biz bu tür küçük sorunlarla uğraşırken ana sorunu gözden kaçırıyoruz. Ana sorun yüksek enflasyondur ve güvensizliktir. Dövize yönelenlerin büyük kısmı bunu enflasyondan korunmak için ve TL’nin seyrine karşı güvensizlik duyduklarından dolayı yapıyor. Enflasyonu düşük tek hanelere indirebilseydik ve oralarda tutabilseydik, dövize böylesine yönelme olmazdı.

        - En kötüsü ise sistemi ve piyasa mekanizmasını her tarafından zorlamak, sonunda da güvensiz hale getirmek olur. Para ise güvensiz yerde durmaz. O zaman piyasa mekanizmasının işletilmesinin de, yüksek faizin de, indirilen vergilerin de, verilen garantilerin de bir faydası olmaz. İş işten geçer.

        Diğer Yazılar