Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yüzde 1.5 daralma olarak açıklanan GSYH’yı en fazla aşağı çeken yatırımlardaki düşüştü. Yılın ikinci çeyreğinde sabit sermaye yatırımları yüzde 22.4 azaldı. Azalma son dört çeyrektir sürüyor ve giderek de ivme kazanıyor.

        Yatırımlar bu kadar azalmasaydı büyüme oranı bu kadar düşmeyecekti. Mayıs itibariyle son bir yılda yeni işsiz sayısı da 1 milyonu aşmayabilirdi.

        Bunca ekonomik teşvik paketi, kredi paketi açıklanmasına karşılık yatırımlarda azalma durdurulamadı. Neden acaba? Bu dönemde neden yatırım yapılmıyor?

        MEVCUT KAPASİTELER DOLDURULAMIYOR

        -Yatırım artışı için en baştaki şart sanayinin kapasitesini iyi kullanması. Türkiye’de kapasite kullanımı yüzde 80 ve üzerine çıkıldığı zaman yatırımlar hızlanıyor.

        -2019 yılının 8 aylık döneminde sanayide kapasite kullanımı yüzde 75.5’e indi. Geçen yılın aynı döneminde yüzde 77.8 olan kapasite kullanımı 2017 sonunda yüzde 79.9’a kadar çıktıktan sonra geriledi. 2018’in son çeyreğinde ise yüzde 75’in altını gördü.

        -Kapasite kullanım oranındaki düşüklük sanayicileri yeni yatırım yapmaya teşvik etmiyor. Boş kapasiteler dururken yeni kapasite yaratmanın ekonomik bir getirisi yok.

        İHRACAT PAZARLARI DA SORUNLU

        -Bugün kapasiteler doldurulmasa bile gelecekte yurtiçi ve yurtdışı talep artışı olacağı tahmin ediliyorsa bu da girişimcileri yatırıma yöneltir. Ancak böyle bir beklenti de bulunmuyor. Yurtiçi talebin ne zaman toparlanacağı konusunda mantıklı gerekçelere dayandırılan tahminler yapılamıyor.

        -İhracatta da artış ivme kaybederek sürüyor. Ancak en büyük ihracat pazarımız Avrupa ekonomileri yavaşlıyor. Büyüme yüzde 1.9’den yüzde 1.2’ye inecek. Küresel ekonomi de yavaşlıyor.

        YATIRIM UCUZ DOLARLA YAPILIR

        -Yüksek enflasyon yerli parayla kredi kullanmayı sürekli pahalı ve çok kısa vadeli yaptı. Bu nedenle Türk sanayicisi her zaman ucuz dolar dönemlerinde yatırım yaptı. Pahalı dolar dönemlerinde durdu. Çünkü uzun vadeli ve ucuz finansmanı ancak dolar bazında bulabildi. Makine ve teknoloji ithalatı da dış finansman kullanmayı yaygınlaştırdı.

        -Bu anlamda doların en ucuz dönemi geride kaldı. Dolar Endeksi artık 70’li, 80’li düzeylerinde değil. 95-100 arasında salınıyor ve daha da değerlenme eğilimi gösteriyor. Yatırım artışının önündeki önemli bir engellerden biri de bu.

        ŞİRKETLER AŞIRI BORÇLU

        -Şirketler özellikle küresel kriz sonrasında düşen faiz oranlarının ve bollaşan küresel likiditenin etkisiyle büyümelerini borçla daha çok da döviz borcuyla finanse etti. Bu nedenle kur ve faiz artışı şirketler için birer şok oldu ve bugünkü zor duruma düşürdü.

        -Büyük grupların borç yeniden yapılandırmalarına gittiğini gördük. Borç yapılandırmalarına ilişkin kanun çıkarıldı, uygulama bekleniyor.

        -Şirketler geçmiş dönemde zaten yatırım yaptılar, büyüdüler. Bunu daha çok borçlanarak yaptılar ve sonuçta da tıkandılar. Öncelikle bu tıkanıklık aşılmalı.

        -Borç tıkanıklığı aşılmadan yatırım yapmak ve yeni borçların altına girmek çok zor bir iş. Borçları daha fazla büyütür ki, şu anda yaşanan sorunun adı zaten bu.

        -Geriye kar ederek yatırımların yapılması kalıyor. Bunun için de ya kuvvetli ihracat artışı ya da güçlü iç talep artışının olması gerekiyor. Bu ikisinden de şimdilik umut yok.

        ÖNCE KONSOLİDASYON

        -Yatırımların azalmasına ortamın bozulması, jeopolitik risklerin artması, güven kaybı, mülkiyet hakları gibi daha pek çok neden sıralanabilir. Ancak gerekçeleri uzatmaya gerek yok.

        -Çünkü şirketler kesimi aşırı borçlu ve bu borcun yarıdan fazlası döviz cinsinden olduğundan yatırımlar zaten hızlanamaz.

        -Önce bir konsolidasyonun yaşanması, borç yapılandırmalarının tamamlanması, reel sektör reformunun başarılması gerekiyor. Sonra dönüp kapasite kullanımına, finansal koşullara, iç ve dış talebe bakacağız.

        BÜYÜME BİR SONUÇ

        -Büyüme bir sonuç. Ekonomik yapının, yönetim yapısının, coğrafyanın ve toplumun ortak gücünün, yaratıcılığının, gelecekten umudunun, becerisinin sonucu ve karşılığı.

        Aynı zamanda büyüme dünyadan da bağımsız değil, etkileniyor. Sonucu değiştirmek istiyorsak nedenlerden başlayacağız. Nedenleri irdelemek de bir başka yazının konusu olsun.

        Diğer Yazılar