Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçen hafta sonu Gaziantep iş dünyası ile buluşma programında açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan yılın ikinci çeyreğinde güçlü baz etkisinin etkisiyle çift haneli, yüzde 20'ler civarında bir büyüme beklediklerini açıkladı.

        Ekonomide sorunun enflasyon ve döviz kurunun oynaklığında olduğunu belirten Bakan Elvan, "Yüksek enflasyondan kurtulmamız şart. Disiplinli ve öngörülebilir politikalar enflasyonla mücadelede başarı getirecektir. Bu ülkenin ihtiyacı düşük enflasyon ve kur istikrarı. Fiyat istikrarı olmaksızın, sürdürülebilir bir büyüme ve refah artışından bahsedemeyiz" diye konuştu. Yatırım için de fiyat istikrarına vurgu yapan Elvan "Merkez Bankası'nın fiyat istikrarına odaklı kararlı duruş sergilemesi gerektiğini söyledi. Disiplinli ve öngörülebilir politikalar enflasyonla mücadelede başarı getirecek" dedi.

        %20’LİK BÜYÜME NEYİN NESİ?

        -Yılın ilk çeyreğinde büyüme yüzde 7 olmuştu. İkinci çeyrekte ise veriler yüksek büyümenin sürdüğüne işaret ediyor. Sanayi üretimi nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 66 ile rekor düzeyde arttı. Bunda baz etkisinin payı büyük. Çünkü geçen yılın nisan ayı tam karantina şartlarında geçmişti. Mayısta da sanayi üretim artışı baz etkisinden dolayı yine yüksek çıkabilir.

        REKLAM

        -Sanayi üretimi ile büyüme arasında güçlü bir ilişkiyi var. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın resmi kurumların tahminini bir araya getirerek belirttiği yüzde 20 büyüme gerçekleşirse çok uzun süre görmediğimiz bir oran. En azından çeyrekler itibariyle oranları bildiğim 1980 sonrasında böyle bir rakam yok.

        -İkinci çeyrekteki yüzde 20 veya bunun üzerinde gelecek oranla yılın ilk yarısında çift haneli, yüzde 10’lu büyümeyi yakalayacağız. Bu büyümede daralma, yani ekonominin ribaundu etkili. Seçili alanlarda yurtiçi talebin ve yatırımların desteği yanında ihracatın yüksek seyri de büyümenin destekçileri.

        İKİNCİ YARIDA İVME DÜŞECEK

        -Yılın ikinci yarısında ise baz etkisi avantajı kalmayacak. Dolayısıyla yüksek büyüme rakamları düşüşe geçecek.

        -Ama bu dönemde ekonomiyi açtık ve aşılamayı hızlandırdık. Dolayısıyla turizm ve hizmetler sektörü devreye girecek ve ikinci yarıda büyümeyi destekleyecek.

        -Ters etki yaratacak iki ana gelişmenin birbirini törpülemesi ile yılın ikinci yarısında büyüme oranının uzun vadeli düzeylerine geri dönmesi beklenir. Buna rağmen yılın toplamında ilk yarı ile ikinci yarının ortasında bir yerde yüzde 7.5 civarında büyüme gerçekleşebilir. Bu da dünya büyümesinin üzerinde ve Türkiye’nin tam bir yılı yüksek büyümeyle geçirmesi demek.

        -Yılın ikinci çeyreğinde yüzde 20 büyüme tahmini tutarsa son dört çeyreğin büyümesi, önceki dört çeyreğe göre yüzde 9.4 artacak. Son bir yıllık büyüme çift haneye dayanacak.

        -Kaldı ki yüzde 20’lik tahminin daha yüksek çıkma ihtimali var. Çünkü ihtiyatlı tutumuyla tanınan Bakan Elvan’ın burada belli bir hata payı bıraktığı varsayılabilir.

        -Zaten yılın ikinci çeyreğine üretimin yüzde 66 artışla başlaması, mayıs ayında ihracatın sürmesi, hazirandan itibaren kademeli açılmayla hizmetler sektörünün devreye girmesi büyümeyi destekliyor.

        REKLAM

        SERMAYE HAREKETLERİNİN ETKİSİ

        -Yüzde 9.4’lük büyümeye ulaşmak büyümenin geri dönüşünün sert olduğunu gösteriyor. Aynen geçmişteki negatif büyümeden pozitif büyümeye geçişlerde görüldüğü gibi. Bitişikte yer alan grafikten de izlenebileceği gibi, 2000’li yıllarda son dört çeyrekler itibariyle daralma yaşanan 3 dönem var.

        -Ekonomide ribaund’ların ilki, 2001 krizinde yaşanan yüzde 5.9’luk daralmanın ardından gelen uzun süreli büyüme dönemiydi. Büyümenin geri dönüşü ve karşı atağı IMF destekli program, yeni hükümetin ivmesi, AB ile tam üyelik müzakeresi ve küresel sermaye hareketlerinin hızlanmasıyla desteklendi. 2002 ikinci çeyreğinden başlayan ilk yüksek büyüme dönemi 24 çeyrek veya 6 yıl sürdü ve küresel krizle kesildi.

        -İkinci sert yükseliş ekonominin küresel kriz etkisiyle 2009 yılında yüzde 4.8 daralmasının ardından geldi. Küresel çapta bol ve ucuz para döneminin açılmasıyla 2010’da başlayan bu dönem 2014 yılı ilk çeyreğine kadar 17 çeyrek veya 4 yıldan biraz daha fazla devam etti. Hem siyasi gelişmelerin hem de gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarının terse dönmesiyle duruldu.

        -2016 yılı üçüncü çeyreğinde büyüme oranı yüzde 0.1 ile negatif düştü ama son dört çeyreklik büyümeyi daralmaya dönüştürmeye yetmedi. Bu nedenle KGF kredileri ve küresel sermaye akımlarının hızlanmasıyla 2017’de yaşanan yüksek büyümeyi bu değerlendirmenin dışında tuttuk. Ekonomi daralmadan büyümeye dönmedi, yıllık bazda daralmadı bile.

        -Kur şoku sonrasında ekonomi 2018’in son çeyreği ile 2019 son çeyrek arasındaki bir yılda, ondan önceki aynı döneme göre yüzde 1.3 daraldı. Ardından yaşanan 3 çeyreklik toparlanma koronavirüs yüzünden 2020’nin ikinci çeyreğinde yüzde 10.4’lük daralmayla kesildi. Geçen yılın ikinci yarısında başlayan ve halen devam etmekte olan yüksek büyüme birinci yılını dolduruyor ve ikinci çeyrekteki yüzde 20’lik büyüme hesabına göre yüzde son dört çeyrekte yüzde 9.4’e varıyor.

        -Ekonominin sert geri dönüşünde kamu bankaları öncülüğünde başlatılan büyük kredi genişlemesi, negatif faiz uygulaması ve ihracat artışı etkili oldu. Bu kez küresel sermaye hareketlerinin pozitif etkisi olmadığı gibi, nette çıkış ile negatif etkisi bile oldu. Küresel çapta sermaye hareketleri sürüyor ama Türkiye özelinde devam etmiyor.

        -Büyümede son 20 yıldaki üçüncü sert yükselişin devam edip etmeyeceğini ve sürdürülebilirliğini, olası makro etkilerini ve finansal piyasalara etkilerini ise bir sonraki yarımızda işleyeceğiz.

        Diğer Yazılar