Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Küresel piyasalar Çin’in ardından ABD’den gelen enflasyon şokunun baskısı altında. Çin’de üretici fiyatları yüzde 13.5 ile 26 yılın zirvesine çıktı. ABD’de ise beklentileri bir hayli aşan tüketici fiyatları yüzde 6.2’yle Kasım 1990 sonrasının rekor düzeyine yükseldi.

        Sonbaharda enflasyonda gerçekleşen kabarmanın kış koşullarında da sürmesi bekleniyor. Enerji, gıda, konut ve araba fiyatları yüksek ve yüksek kalmaya aday. Tedarik sorununun kışın, hatta 2022 boyunca süreceği, rahatlamanın ancak 2023’te olabileceği tahmin ediliyor.

        ŞOK ARTIŞ UYUM DÖNEMİNİ BİTİRDİ

        -Son gerçekleşen rakamlar ve beklentiler merkez bankalarının ve özellikle de FED’in dillendirdiği “enflasyon geçici” tezini çürütecek ve bundan sonra savunulmasını güçleştirecek yükseklikte. Aksine enflasyon kalıcı ve daha da yükselme potansiyeline sahip.

        -Merkez bankaları yükselmekte olan ve hedeflerinin üzerine çıkan enflasyona karşı aksiyon almayı ağırdan aldılar ve geç kaldılar. Amerika’da politika faizi yüzde 0.00 ile 0.25 aralığında iken, enflasyon hedefi yüzde 2 ortalamaya alınmışken, ekim ayında gerçekleşme tüketicide yüzde 6.2, çekirdek enflasyonda yüzde 4.6 oldu.

        -Finansal piyasaların farklı görüşleri olsa da, şimdiye kadar merkez bankalarının yönlendirmelerine ve parasal teşviklerine karşı aşağı yukarı uyum gösterdiler. Ancak şok ekim ayı rakamları sonrası bu uyumun artık gösterilmesi çok zor. Merkez bankaları ciddi itibar kaybına ve eleştirilere de uğrayacaklar.

        REKLAM

        TAPERİNG VE FAİZ ARTIRIMI HIZLANIR

        -Ekimdeki şok enflasyon rakamları hem parasal azaltım programını hem de faiz artırımlarını öne çekecek yükseklikte. Dolayısıyla bundan sonra hem hızlı faiz artırımları hem de hızlı tapering dönemine girme ihtimali gayet yüksektir.

        -Merkez bankalarının geç kalmasının etkisiyle daha sert, öne çekilmiş ve daha büyük adımlar atılması gerekecek. Mesela gelecek yılın ortası gibi bitirilmesi planlanan FED’in varlık alımlarının azaltılması öne çekilebilir. Zaten olaylara duyarlı olarak aylık bazda değiştirilebilir bir program izlenecekti. Şimdi muhtemelen aylık azaltım tutarları artırılacak ve tapering erken bitirilecek.

        -Faiz artırımlarının başlatılması da öyle. Gelecek yılın ikinci yarısında beklenen iki faiz artırımı muhtemelen öne çekilir. Yılın ilk çeyreği biterken veya en geç ikinci çeyreğinde faizlerde ilk artış yapılabilir. Faiz artırım sayısı da artabilir.

        -Daha önemlisi yüzde 0.25 puan düşünülen faiz artırımları, şimdi belki de 0.50 puana çıkartılacak. Çünkü 31 yıl sonra yüzde 6’nın üzerine çıkan ve daha da yükselme eğilimi gösteren bir enflasyona çeyrek puanlık artırımlar ne yapacak? Durum acilleşti.

        DOLAR TAMAM DA, ALTIN NEDEN ÇIKTI?

        -Enflasyon şokunu, hızlandırılacak tapering ve faiz artırımları izleyecekse finansal varlıkların yeniden fiyatlanması gerekecek. Er veya geç merkez bankaları ve öncelikle FED harekete geçecek veya geçmek zorunda kalacak.

        -Faiz artırımlarının öne çekileceği ve oranlarının artırılacağı ihtimalinin ilk etkilediği yer ABD doları. Büyük paralar karşısında doların değerini gösteren Dolar Endeksi dün yüzde 1’e yakın yükseldi ve 94.873’e kadar yükseldi. Endeks bu düzeyi ile Temmuz 2020 sonrasının en yükseğini gördü. Euro/dolar paritesi de 1.1477’ye düşerek Temmuz 2020 sonrası ilk kez 1.15’in altına indi.

        REKLAM

        -Doların güçlenmesi normal de altın fiyatları neden yükseldi? Altının spot fiyatı, yükselen enflasyonun düşürdüğü reel faizlerin etkisiyle dün ons bazında 1.868 dolara kadar çıktı. Ama kapanışı 1.852 dolardan yaparak yüzde 1.1’i artışta kaldı.

        -Dolar yükselirken ve ABD faizleri artarken, altının kısa vadeler ve istisnai durumlar dışında değer kazanması zordur. Altının hem ABD faiziyle hem de dolarla ters bir korelasyonu vardır.

        -Ancak piyasadakiler FED’in faizleri hemen artırmayacak olmasından hareketle zamana oynayabilir. Bazı yıllarda görülen yıl sonu canlığını hazır yakalamışken, bunun biraz daha sefasını sürdürmek istiyor olabilirler.

        İLK VE EN BÜYÜK ETKİ TAHVİL PİYASASINA MI?

        -Üstelik ABD faizlerinin sıçrama göstermesine karşılık. Muhtemelen altın fiyatlarının sıçraması ardından geri çekilmesine yol açan gelişme de, ABD 10 yıllıklarının yüzde 1.415’ten yüzde 1.570’e kadar yükselmesiyle oldu.

        -Çünkü parasal genişlemede azaltımın ve faiz artırımlarının öne çekilmesinin en çok ve en önce etkileyeceği alan tahvil piyasasıdır. Faizlerin artırım sürecine ve yüksek faiz dönemine düşük faizli tahvillerle girmemek ve zarar etmemek için, eldekilerin satılması gerekiyor.

        -Dolayısıyla enflasyonda meydana gelen şok artışın en çok etkileyeceği ve yeniden fiyatlamanın belki en yoğun yapılacağı alan tahvil piyasası gibi görünüyor. Yüzde 6’nın üzerinde enflasyon karşısında yüzde 1.5 civarında 10 yıllık tahvil faizinin arasında 4.5 puan fark bulunuyor. En büyük balon tahvil piyasasında oluşmuş denilebilir.

        -Tahvil piyasası ise finansal piyasaların merkezi gibi. Burada meydana gelecek yüksek oynaklıkların etrafını sarsması da pekala mümkündür.

        KRİPTO PARALAR DA ETKİLENİR

        -Tahvil piyasasının uzağında ama faiz artışı ile parasal sıkılaştırmadan en çok etkilenecek piyasalardan biri kripto varlıklar olabilir. Hem kağıt paraların miktarı hem de fiyatı değişeceğinden, kripto paralar tersine bir etkileşim içine girebilir.

        REKLAM

        -Hisse senedi borsaları da mevcut ortamdan hemen etkileneceklerin başında gelmese bile, komşu binadaki sarsıntıdan etkilenecek ve belli bir satışla karşılaşacak gibi.

        -Üstelik büyümeye duyarlı borsalar için, faiz artışlarından dolayı ekonomik durgunluk yaşanıp yaşanmayacağı önemli olacak.

        BORSALAR İÇİN ASIL TEHLİKE

        -Borsalar için asıl tehlike ise faizlerin artırılmasının sonucunda enflasyonun düşmemesi ve aynı zamanda ekonomik durgunluğun başlaması yani stagflasyonun gerçekleşmesi durumudur.

        -Asıl korku da budur ama şimdiye kadar ihtimali düşüktü. Bu ihtimalin artıp artmayacağı dikkatle izlenmeli. Stagflasyonun ciddiye binmesi durumunda borsalarda büyük ölçekli ve sert satışlar meydana gelebilir.

        -Sonuçta hem küresel ekonomide hem de finansal piyasalarda oynaklığın artacağı bir sürece gireceğimiz anlaşılıyor.

        FATURA ÖDEME DÖNEMİ Mİ?

        -2008’den beri dünyada müthiş bir parasal genişleme ve tarihin en düşük faiz oranları yürürlükteydi. Pandemi döneminde 4 büyük merkez bankası bilançosunu 15 trilyon dolardan 25 trilyon dolara çıkardı. Faiz oranları dibin de dibine indi. Negatif faizli tahvillerin toplamı 18.4 trilyon dolara vardı.

        -11 yıl devam eden parasal genişleme ve düşük faizlerin üzerine pandemi ile hükümetlerin yardım ve nakit paketleri eklendi. Hükümetlerin Covid-19 için açtığı yardım paketlerinin büyüklüğü 17 trilyon dolara vardı. Hanehalkına dağıtılan nakit yardımlar tüketime gitti ve fiyat artışlarının bir ayağını oluşturdu.

        -Talihsizlik ise küresel ısınmanın ve kuraklığında etkisiyle dünyada gıda ve enerji fiyatlarında astronomik artışlar meydana gelmesiydi.

        -Bütün bunların yanında tedarik zincirinde aksamalar, üretimin birikmiş talep karşısında yetersiz kalmasının sonucu enflasyonda ortaya çıktı.

        -2008 sonrasında yediğimiz yemeklerin faturasını ödeme zamanı geldi galiba.

        Diğer Yazılar