Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ekonomi yılın üçüncü çeyreğinde yüksek büyümesini sürdürdü. Bu çeyrekte yüzde 7.4 artan GSYH yılın ilk yarısındaki yüzde 14.6’lık büyümenin de etkisiyle yıl sonunda yüzde 10’un üzerine çıkmayı garantiledi gibi. Yılın son çeyreğinde yüzde 5 büyüme dahi yılın toplamını çift haneye taşıyabilir.

        -Yüzde 10’u bulan büyüme 2011 yılında yüzde 11.2’lik büyümenin ardından ikinci en yüksek oran olacak. Bu yıl gerçekleşmekte olan büyüme 2000’li yılların en yüksek ve en sert ikinci büyümesi.

        -Kur artışının kasım ayında etkili olmaya başladığı dikkate alınırsa büyümenin hız kesebileceği söylenebilir. Ama bu hız kesme içinde bulunduğumuz döneme değil, muhtemelen yeni yılın ilk çeyreğine rastlar. Arabalarda fren tutma mesafesinde olduğu gibi, ekonominin de hız kesmesi belli bir zamanı alır.

        -Kaldı ki büyümenin dış ayağını dünyanın talebi belirliyor. Artan kurlar ve yüzde 40 civarında değer kaybeden TL nedeniyle Türkiye mallarına talep yüksek. Komşu ülkeler bile haftalık alışveriş için akın akın geliyor.

        -Dış talebin sürdüğü, iç talebin ise sınırlı gerilediği bir dönemde büyümenin ivmesinin hafifçe aşağıya gelebileceğini tahmin ediyoruz. Ancak yüzde 5’in üzerinde gelebilecek son çeyrek büyümesi ile yıllık bazda çift haneli GSYH artışı rahat yakalanacak gibi.

        REKLAM

        -Yüzde 7.4’lük büyüme ile son bir yılda GSYH 795.2 milyar dolara yükseldi. Bu da 2020 yılındaki 716.9 milyar dolarlık GSYH’ya göre 78.3 milyar dolarlık ve yüzde 10.9’luk artış demek.

        MAKİNE TEÇHİZAT YATIRIM1 7 ÇEYREKTİR ARTIYOR

        -Ana gruplara bakıldığında yıllık yüzde 7.4'lük büyümeye en yüksek katkı net ihracattan geldi. Buna göre ihracat 6.8 puanlık katkıyla büyüme onanına yakın düzeyde GSYH’ya katkı verdi. İhracatı 4.4 puanlık katkıyla iç tüketim, 2.6 puanla yatırımlar, 1.4 puanla devlet harcamaları izledi. Stoklar ise büyümeden 7.8 puan götürdü.

        -En önemli rakamlardan biri ise yatırımlardaki artış. Özellikle makine ve teçhizat yatırımlarındaki artışın korunması. Yılın üçüncü çeyreğinde makine ve teçhizat yatırımları zincirlenmiş fiyatlarla yüzde 17.5 arttı. Böylece yatırımlarda 2020 yılından itibaren başlayan artış 7 çeyrektir sürüyor.

        -Bitişikte tablodan izlenebileceği gibi, yatırım artışı özellikle geçen yılın son çeyreğinde yüzde 39, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 31, ikinci çeyreğinde yüzde 35.5 oranıyla yüksek artışlar kaydetti.

        -Makine ve teçhizat yatırımları bundan önce 2010 ve 2011 yıllarında benzer düzeylerde ve 2 yılı aşan zamanda sert artışlar göstermişti. Buradan hareketle son 10 yılın en sert yatırım artışı ile karşı karşıya olduğumuzu söylemek mümkün.

        -Bunun da gerisinde pandemi ile dünya tedarik zincirinin değişerek Türkiye’ye de kayacağı beklentisi ile geçen yıl tarihin en yüksek kredi artışına gidilmesinin payı büyük.

        -Ayrıca şirketler 2000 sonrasının en yüksek karlarına geçen yıl ulaştılar ve özsermaye karlılıklarını yüzde 20’nin üzerine çıkardılar. Karlılık bu yıl da devam ediyor.

        STOKLARI BİTİRDİK

        REKLAM

        -Yine dikkat çeken bir kalem stokların yüzde 7.8 puanla büyümenin kendisi kadar GSYH rakamını aşağıya çekmiş olması. Bu oranda negatif katkı uzun yıllar sonra ilk kez gerçekleşti, hatta büyüme serisinin yenilendiği 1998 sonrasının en yüksek rakamı.

        -Stokların büyük oranlı azalmasını ihracatın verdiği büyük katkıyla birlikte ele alınınca sanayi kesiminin stoklarını tamamen erittiğini söyleyebiliriz. Hatta hammadde tedarik edemediğini, bu konuda küresel ticarette yaşanan bozulmadan etkilendiğini İmalat Sanayi Satın Alma Endeksi’nden (PMI) biliyoruz.

        -Eğer durum böyleyse önümüzdeki dönemde sanayinin önünde iki seçenek var. Sanayi sektörü ya yükselen kurların düzeyinden ithalat yaparak hammadde stoklarını yerine koymayı, ya da üretimin frenine basmayı tercih edecek.

        İTHALAT TALEBİ NE OLUR?

        -Dünyada talep ve büyüme yüksek. İhracat artışı, ithalatta artan maliyetleri fiyatlara yansıtma konusundaki zorlukları ortadan kaldırıyor. İhracata çalışan üretim kesimi için sorun yok gibi. Bu taraftan ithalata belirgin bir talep devam edecek.

        -Yurt içine satış yapanların durumuna gelince, normalde kur artışının ekonomide fren etkisi yapması beklenir. Ancak yükselen enflasyon ve negatife inen faizler karşısında tüketim talebinin öne çekilmesi olasılığı yüksektir.

        -Asgari ücrete gelebilecek önemli artış ve seçim öncesinde ekonomide ortaya çıkabilecek rahatlama da, yurtiçi tüketimi destekleyebilir. Talep yurtiçinde de düşmeyecekse üretim sektörünün artan maliyetlerini iç fiyatlara yansıtması önünde zorluk kalmaz.

        -Buna göre üretime devam kararı verildiğinde ortaya ithalat talebinin çıkacağı açıktır. Ancak ithal fiyatları da el yakacak. Çünkü dolar yılbaşına göre yüzde 72 arttı. Bütün sonuçlar daha yüksek enflasyona çıkacak.

        Diğer Yazılar