Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        4 Ekim Dünya Hayvan Günü sitesinin tepe sloganlarından birinde “Onları birinci sayfa haberi yapın” diyor… Keşke yapmasak! Manşete varıncaya değin hepsi bir bir sökün ediyor; Eskişehir’de kedi kesen canavar, Bursa’da balkona kapatıldığı için kurtulmaya çalışırken boynundan cansız asılı kalan köpek, Sapanca’da patileri hunharca kesilen ve aramızdan göçen o yavru, Antalya’da bitip tükenmek bilmeyen yavru kedi katliamları, yeraltı köpek dövüşleri, Büyükada’nın çileli atları. Tamamı birinci sayfa haberi.

        Ayakları kesilip hayattan koparılan yavru, zulmün simgesi oldu.

        Sınır aşan haberlerden; Kanada’daki sopalı fok katliamları, biçare test hayvanları, büyük ve küçük başlara sofra öncesi deniz aşırı nakliye işkencesi, çorba uğruna köpekbalıklarına yüzgeç canavarlığı, palm yağı uğruna orangutan soykırımı, vahşi boğa güreşleri, kanlı köpek dövüşleri, ölüm ağlarında can veren yunuslar, eğlence parklarında (güler yüzlü sanılarak) sömürülen yunuslar, katil balinalar. Dünya medyasının birinci sayfa haberleri. Hepsi zulüm ve işkenceye dair. Ve hepsine itiraz etmek çok basit, eşit yaşam hakkına sahip canlılar olarak insanlık onurunun bir parçası.

        Milano'da PETA'nın moda protestosu: Tavşanların kürkleri onlara aittir.

        KULLANIŞLI ŞARTNAME

        UNESCO’nun 1978 tarihli Hayvan Hakları Bildirgesi dönemin hissiyatına uygun olarak çok konforlu kaleme alınmış. Doğadaki bütün varlıklara saygı gösteren bir birey olarak hiç rahatsızlık çekmeden her hükmüne eyvallah diyebiliyorsun: “Hayvanlar eşit yaşam ve saygı hakkına sahiptir, zulmedilemez. Hayvan öldürmek yaşama karşı işlenmiş suçtur. Beslenmek için bakılan hayvanların ölümleri korkutmadan ve acı çektirmeden olmalıdır. Çalışan hayvanlar dinlenme hakkına sahiptir. Acı çektiren deneyler hayvan haklarına aykırıdır. Hayvanlarla gösteri yapılması hayvan onuruna aykırıdır. Safariler ve av partileri, hayvanlara karşı soykırımdır” şeklinde uzayıp giden bildirgede normal bir vatandaş için hiçbir zorlayıcı tedbir ok.

        VEGAN ÇIKMAZI

        Ama hayvan haklarına dair modern eğilimler fena halde meydan okuyor; hayvana sevgi ve saygı beslesen de köşeye sıkıştırıyor. Hayvanlara etik muamele için mücadele eden PETA malum, dünya çapında en fazla ses getiren örgütlerden. PETA’ya göre “insan olmayan hayvanların insanoğlu yararına var olduğu” yargısı, bir önyargıdan ibaret. Yani et yiyerek, balık avlayarak, deri, yün ve ipek giyerek, özetle hayvanın etinden sütünden yararlanarak hayvan hakkını savunamazsın. Kısaca vegan olmamız gerekir PETA'ya göre.

        PETA'nın vegan ekibi dünya turunda İstanbul'a da uğramıştı.

        Çünkü hayvanla insanı kıyaslarken esas olan düşünme, konuşma yetisi değil, fiziksel ve ruhsal acı çekme kapasitesidir. Bu ortak karakteristiğimizdir. Hayvanlar da acı, korku ve zevk hisseder, üzülür, yalnızlık çeker ve anne sevgisi besler. Onları ihtiyaçlarımız için kullanamayacağımız gibi ihtiyaçlarını da gözetmemiz gerekir. Kendimiz için istediğimiz hakları başkalarından esirgemek ancak önyargılarla mümkün olabilir. İster ırk ve cinsiyet, isterse diğer türlere karşı olsun önyargı etik olarak kabul edilemez. Köpek yemiyorsan neden danayı yiyesin? Diyor PETA.

        Yurdumuzda da vegan damarı yok değil. Tüm hayvanların yaşam hakkını savunan aktivist grup Bağımsız Hayvan var mesela. “Hayvan deyince hep yemediğiniz hayvanları düşünüyorsunuz” diyerek çiftlik hayvanlarını hatırlatıyor. Veganlığın ne kadar pahalı olduğuna ilişkin gerçekleri de içeren ama daha çok dalga geçme amaçlı tweet’lerle karşılık buluyorlar; “Az önce 4 kilo antrkot aldım” tarzında.

        Vegan Derneği Türkiye de “Her canlının sütü, kendi yavrusunu beslemek içindir. İnsanların tüketimi için hayvanların tutsak edilmesine karşı çık” diyor.

        KUTLA-MA GÜNÜ

        Ama tabii ki esas meselemiz vegan fantezilerinden önce, öldürülen, zulmedilen hayvanlarımızın yasal haklarına kavuşması. Bu nedenle Hayvan Hakları Federasyonu Haytap, “4 Ekim Hayvanları Koruma Günü Kutlu Olmasın!” diyor:

        “5199 sayılı yasa 4 taksitle ödenebilen kabahatler kanunundan çıkıp ceza kanununa girinceye kadar, benzin istasyonlarında bile bulunan yaban hayvan koleksiyonculuğu bitinceye kadar, sınırlarımızda tutsak yunuslar özgürlüğüne kavuşuncaya kadar. Hayvanlı sirkler, hayvan dövüşleri yasalarla yasaklanıncaya kadar mücadelemiz devam edecektir. 365 gün boyunca hayvan işkencelerine el birliğiyle son vermeye çalışan bizler bunca eziyeti göstermelik bir güne sığdırmaya çalışan tüm kişi ve kurumlara ‘HAYIR' diyerek, kalbinde vicdan taşıyan herkesi 365 gün boyunca en azından var olan yasalara uymaya ve 'MERHAMETE' davet ediyoruz.”

        BU SEVGİ DEĞİLDE NE?

        Hayvan Hakları Bildirgesi dahil bütün manifestolar hayvanların sirk ve gösterilerde kullanılmasına muhalif. Aynı fikirdeyim ama bazı özel durumlarda hayvanla insan arasındaki sevgi bağını da dikkate almak gerek.

        Örneğin Almanya’da yaşanan son vaka; Belly Sirki kadrosundan Robby adlı bir şempanzeyle ilgili. Robby o sirkin tek maymunu olduğu için PETA, hayvanın sosyalleşme hakkını gözeterek sirkten alınıp türdeşlerinin bulunduğu bir yurda yerleştirilmesi için dava açıyor. Mahkeme örgütü haklı bulup, Robby’nin sirkten alınmasına hükmediyor.

        Sirk müdürü Köhler, "Robby mahkeme kararıyla alınırsa ölür" diyor

        “Robby benim hayatım” diyen sirk müdürü Klaus Köhler temyize gidiyor. Şimdi üst mahkemenin 8 Kasım’da vereceği karar bekleniyor. Köhler’e göre 47 yaşındaki Robby’yi alırlarsa hayvan mutsuzluktan ölüp gider. Adam, “O benim yedinci çocuğum, ailemizin parçası. Günde dört saatimi onunla geçiriyorum” dese de PETA Robby’nin yalnızlık çektiği, sosyal bir partnere ihtiyaç duyduğu görüşünde. Bild gazetesi, “PETA, maymunu rahat bırak” haberinde veteriner görüşü de aktarıyor; hayvanın davranış bozukluğu göstermediği, acı çekmediği şeklinde.

        Köhler’le Robby’nin fotoğrafları da sonsuz bir sevgi bağını anlatıyor. Maymunum yok ama kedilerimin beni sevdiğini biliyorum. Hele şu videoyu seyrettikten sonra “nankör” denilerek iftiraya uğrayan kedilerin insan sevebildiğine kesinlikle kanaat getirmiş bulunuyorum. Sokakta tekme yediği için arka ayakları tutmayan, kortizon ve lazer tedavisiyle iyileşip yeniden yürümeye başlayan kedi "Fevzi"yle ilgili video...

        Veganlığa gelince vicdanın sesi de önemli; az önce sütlü kahve yanında peynirli omlet yaptım, hiç sızlamadı.

        Diğer Yazılar