Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Alman gazete ve internet sitelerinden bu kadar çok ‘son dakika’ düştüğüne ilk kez tanık oluyorum. Konu başlığı “Wahl-Eklat”, yani “seçim skandalı”. Oylar mı çalındı, mükerrer oy mu kullanıldı? Hayır, doğudaki Thüringen eyaletinde Başbakan olması gereken Sol Partili Bodo Ramelow’un elinden seçim çalındı.

        Olay ilk bakışta “demokrasi de zaten böyle bir şeydir” dedirtebilir. Thüringen eyalet meclisinde başbakan seçimi yapılıyor; Liberal Demokrat Parti FDP’nin adayı Thomas Kemmerich, 90 vekilden 45’inin oyunu alarak seçiliyor. Sol Parti adayı Ramelow ise 44 oyda kalıyor. Adil bir seçim gibi görünse de o dakika şok dalgaları yayılıyor. Çünkü bu sonuç halk iradesiyle taban tabana zıt. Geçen ekim ayında Sol Parti yüzde 31 rekor oyla ilk kez bir eyalet seçiminden birinci parti olarak çıkmış, FDP’nin oy oranı ise topu topu yüzde 5. Diğer merkez partiler CDU, SPD, Yeşiller de dökülmüş ama göçmen düşmanı sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisi yüzde 23.4’le ikinci parti olmuş.

        AfD’nin her türlü koalisyon aritmetiğinden dışlanması gerektiği için en uygun görünen denklem “Sol Parti-SPD-Yeşiller” koalisyonunun devam etmesi şeklindeydi. Zaten Ramelow seçime eyalet başbakanı olarak girmişti ve halk arasında çok seviliyor. Sol Parti’nin seçim başarısı onun karizmasına dayanıyor. Muhafazakar kesim Sol Parti’yi “kızıl komünistler” şeklinde öcüleştirse de Ramelow üçlü merkez sol kaolisyonla birleştirici bir rol üstlenmişti ve anketlere göre halkın yüzde 71’i icraatını onaylıyordu. Doğrudan bir seçim yapılsa seçmenin üçte biri ona oy verecekti. Üçlü koalisyon ortakları eyalet seçiminde azınlığa düştüğü halde, Ramelow’un yeniden başbakan olacağına kesin gözüyle bakılıyordu.

        Fakat sıra eyalet meclisindeki başbakan seçimine gelince AfD ve Hıristiyan Demokrat CDU Kemmerich’e oy veriyor. Böylece ırkçı bir parti, İkinci Dünya Savaşı sonrası ilk kez “kingmaker” durumuna geliyor, siyasal iktidarın yapısını belirleyen güç oluyor. AfD Thüringen’de Björn Höcke liderliğinde özellikle saldırgan tonda bir siyaset izliyor. Dolayısıyla federal koalisyonun büyük ortağı Hıristiyan Demokratlar, AfD ile katiyen aynı safta yer almayacaklarını çoktan ilan etmiş bulunuyor. Oysa seçimde ortaklaşa başbakan seçiyorlar.

        MERKEZ SİYASET TOZ DUMAN

        Bu seçim katakullisi CDU’da deprem etkisi yaratıyor. Eyalet seçimlerindeki oy kayıpları sonucu Başbakan Merkel, CDU liderliğini Annegret Kramp-Karrenbauer’e devretmişti. Şimdi görünen o ki, AKK da eyaletlerdeki parti örgütlerine tam hakim değil. Skandal sonrası “Ülkesi olmayan kraliçe” diye anılıyor. Thüringen örgütüne “Her kararda AfD desteğine muhtaç Kemmerich’le asla işbirliği yapmayacaksınız” ültimatomu veriyor. Böyle bir tehlikeyi önceden görmüş olmalı ki, FDP Lideri Christian Lindner’den başbakan aday göstermemeleri için ricacı olduğunu da anlatıyor. Fakat FDP eyalet örgütünün de parti merkezini pek takmadığı anlaşılıyor. Sonraki açıklamalarına göre AfD’nin kendi adayına oy vermeyeceğini hesap edememişler! Kemmerich seçimin ertesi günü istifasını veriyor.

        Başbakan Merkel bu görülmemiş olay karşısında hiç duyulmamış bir şey yapıyor, seçim sonucunun “affedilemez” olduğunu açıklıyor. Federal koalisyonun SPD kanadı bir ortak olarak CDU’nun ne kadar güvenilir olduğunu sorgulamaya başlıyor; Başbakanlıkta kriz görüşmeleri yapılıyor. Hükümetin doğudaki yeni eyaletler sorumlusu Christian Hirte, Kemmerich’i Twitter mesajıyla kutlayıp affedilmez bir hata işlediği için Merkel’in talimatıyla görevinden istifa ediyor.

        Şimdi SPD Thüringen’de seçimin yenilenmesini istiyor. CDU da yeniden seçime yanaşıyor; AKK Ramelow’a direkt oy vermeyip üçüncü turda Sol Parti-SPD-Yeşiller’in basit çoğunluğuyla seçileceği bir formül öneriyor.

        NASIL BİR SİYASİ SİSTEM

        CDU Lideri Kramp-Karrenbauer “Parti lideri olarak zarar gördünüz mü?” sorusuna karşılık, “Mesele benim şahsi meselem değil, Hıristiyan Demokratların inandırıcılığı ve Almanya’da bundan böyle nasıl bir siyasi sistemin hakim olacağı” diyor.

        Siyasi sistemin geleceğiyle ilgili tehlikeyi en iyi, başbakanlığı çalınan Ramelow’un Twitter mesajı anlatıyor. “Alçakça bir darbeye kurban gittiği” yorumları yapılan Ramelow, Hitler’in Nasyonal Sosyalist Parti lideri olarak 2 Şubat 1930 tarihli şu mesajını paylaşıyor: “En büyük başarıyı Thüringen’de hedeflemiştik. Bugün artık orada yükselen partiyiz. Bugüne kadar Thüringen’deki iktidarı oluşturan partiler, bizim desteğimizi almadan asla çoğunluğu elde edemeyecekler…”

        Ramelow, Hitler’in bu mesajının altında iki de fotoğraf paylaşıyor. İlki, Hitler ile dönemin Reich Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg’un tokalaştığı fotoğraf. Hindenburg, 1933 yılında Naziler mecliste azınlıkta olduğu halde Hitler’i Almanya Şansölyesi olarak görevlendirmişti. İkinci fotoğrafta ise katakulliyle başbakan seçilen Kemmerich ile AfD’nin Thüringen’deki lideri Björn Höcke el sıkışırken görülüyor. Höcke, Anayasa Koruma Teşkilatı tarafından aşırı sağcı örgüt olarak takibe alınan radikal milliyetçi “Flügels” grubunun kurucusu.

        Hayli cüretkar bir kıyaslama olduğu için bu mesaj sonradan siliniyor. Ama Belçika’nın eski Başbakanı Guy Verhofstadt “Thüringen’de olan biten kabul edilemez” notuyla aynı iki kareyi paylaşıyor. Taraflar uyumlu dursun diye yukarıdaki güncel fotoğraf ters çevrilmiş ama olsun, gerçekten uymuş...

        Diğer Yazılar