Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2022-2024 Orta Vadeli Programına göre Türkiye Uzay Ajansı’na (TUA) ayrılan üç yıllık ödenek 201 milyon 23 bin lira. Ay’a sert inişe sahne olacak 2023’ün payına düşen miktar 67 milyon 92 bin lira.

        NASA’nın bütçesi de 200 milyon kadar ama dolar cinsinden. Ufak bir ayrıntı; bu meblağ sadece yeni nesil astronot kıyafetlerinin geliştirilmesi için ilk aşamada harcanan para. Üstüne 220 milyon dolar daha harcanmış. Üstelik astronotlara Ay yürüyüşlerinde daha fazla konfor ve hareket serbestisi tanıyacak farklı beden ölçülerindeki kıyafetler yetişmediği için Kasım 2024 Artemis Ay Misyonu büyük ihtimalle ertelenecek.

        ABD’nin yıllar sonra Ay’a ilk kez ayak basacağı insanlı seferin gardırop maliyeti giderek katlanacak. Teknik problemler, fonlarda aksamalar ve pandemi koşullarından kaynaklanan gecikme nedeniyle uçuşa hazır iki kıyafetin maliyeti toplamda 1 milyar doları geçecek.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakan Varank ve TUA Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım’ın çeşitli vesilelerle yaptığı uzun soluklu açıklamaları derleyince “Gökyüzüne bak ayı gör” mottolu Milli Uzay Programı’na dair şöyle bir perspektif görünüyor:

        2023’te, cumhuriyetin 100’üncü yılında Ay ile ilk temas sağlanacak. Milli ve özgün hibrit roketle ateşlenecek uzay aracımızı uluslararası işbirliğiyle Ay’a indireceğiz. 2028 yılında ise Türk uzay aracı milli roketle Ay’a inecek; bu seferki yumuşak iniş olacak. Eğer ek bütçe planları yoksa 2023 programı, iki yıllık ödenek tutarı olan 128 milyon lirayla yürütülecek.

        REKLAM

        TUA Başkanı Yıldırım "Uzayda izi olmayanın dünyada sözü olmaz” diyerek, uzayda olmayan ülkelerin fakirleşeceğini, ileride fakir olmamak için şimdi harcadığımız paraların gelecekte ekonomiye geri döneceğini söylüyor. Bu açıklamadan bütçenin kabarık olarak değerlendirildiği anlaşılıyor.

        Bakan Varank geçen hafta Uluslararası Diyarbakır Zerzevan Gökyüzü Gözlem Etkinliği’nde söyledi, Ay’a gidecek insansız uzay aracının tasarım ve geliştirme çalışmaları devam ediyormuş; “Oldukça sıkışık bir takvimde arkadaşlarımız büyük bir gayretle çalışıyorlar” dedi.

        Takvim kesinlikle sıkışık, çünkü o uzay aracının Ay’a inişine iki yıl kaldı.

        On yıllık yol haritasında bir Türk astronotun Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderilmesi de var. İstasyonda bilimsel çalışma yapacak Türk astronotun keskin görüşlü olması, sigara ve alkol kullanmaması gibi şartlar aranıyor.

        Önümüzdeki on yıllık dönem için insanlı uçuş planımız yok.

        İyi ki yok, çünkü NASA tecrübesiyle sabit, uzayda ne giysem problemi mevcut. Astronot kıyafetinin prototipini bile ancak çıkarabilmişler. Üstelik yaşam destek sistemlerinin test edilmesi için prototipin uzay uçuşlarında ve uzay istasyonunda demo faslı var daha.

        KADIN ASTRONOT ÖLÇÜSÜNDE

        Geçen ay NASA müfettişinin kıyafet sorununu ortaya koyan raporu sonrası, “xEMU” (Exploration Extravehicular Mobility Unit) adı verilen astronot giysileri en erken Nisan 2025’e yetişir gibi tahminler yürütülüyor.

        Kıyafet meselesinin uzay programının taşıdığı isimle de yakın ilgisi var. NASA’nın uzay programı cinsiyet değiştirdi ve Apollo’nun yerini ikiz kardeşi Artemis aldı, uzayda kadını temsilen. NASA’nın planlarına göre Ay yüzeyine ayak basacak astronotlardan biri kadın olacak. NASA’nın deyişiyle “Artemis mitolojide Ay tanrıçası olduğu için ve uzay çalışmalarında kadın gücü adına” bu isim seçilmiş.

        REKLAM

        Aslında Artemis av ve vahşi doğa ile erdem tanrıçası ve yeryüzünde Ay’ı temsil eden tanrıça. Gökteki Ay ise tanrıça Selene’dir; güneş tanrısı Helios’un kardeşi Selene. NASA, 1961’de Ay programına da ışığın, ozanların ve kahinlerin tanrısı Apollo’yu güneş tanrısı yerine koyarak başlamıştı. Apollo’nun güneşin önünde dört atlı arabasını sürdüğü etkileyici tasvirden kaynaklanan bir karışıklık.

        Apollo döneminin klimalı yanmaz tutuşmaz astronot kıyafetleri Neil Armstrong ve Buzz Aldrin için sorun teşkil etmemişti. Ancak denetim raporuna göre uzay giysilerinde artık yeni bir tasarım ve daha geniş beden yelpazesi gerekiyordu. Hem kadın ölçülerine, hem de her vücut tipine uyumlu kıyafetler olmalıydı. Kıyafetler vücuda tam oturmalı ve Ay yüzeyinde yürümekten öte yeni zorlu görevler için daha gelişmiş konfor, esneklik, mobilite ve iletişim imkanları sağlamalıydı.

        Şimdi yeni tasarımın gövde kısmı esnek olduğu için astronotlar daha rahat yürüyüp diz çökecek, tavşan gibi zıplamayacaklarmış.

        Mevcut kıyafetler her bedene uymadığı için programlarda aksamalar oluyordu. 2019’da astronot Anne McClain uzay yürüyüşü yapan ilk kadın olacaktı, ancak kıyafet bol geldiği için misyon iptal edilmiş, erkek odaklı NASA çok eleştiri almıştı. Sonra kadınların ilk uzay yürüyüşüne aynı yıl 17 Ekim’de Jessica Meir ve Christina Koch çıktı, onlar tarihe geçti.

        Müfettiş raporuna göre NASA 14 yıldır yeni nesil astronot kıyafetleri üzerinde çalışıyor. 2017’de programa 200 milyon dolarlık yatırım yapılıyor, o günden bu yana 220 milyon dolar daha çıkıyor kasadan. Kurumun kendi imalatı, ancak astronotları vakumdan koruyacak mini bir uzay gemisi niteliğindeki tasarımın parçaları için 27 ayrı üstlenici firmadan hizmet alıyor. Bu nedenle maliyet hesapları şaşıyor.

        Rapor, “Uzay ajansı 625.2 milyon dolar daha harcamayı planlıyor” diyor. Bu da uçuşa hazır iki kıyafetin tasarım ve test maliyetinin 1 milyar doları aşacağını gösteriyor. Demo prototipinin üretimi de ayrı.

        Bu arada Artemis misyonunda astronotları uzaya taşıyacak özel sektörün rekabeti de Ay’a dönüş takvimini olumsuz etkiledi. NASA ihalesini 3 milyar dolarlık teklifle Elon Musk’ın SpaceX şirketi kazandı. Ancak ihaleyi kaybeden Jeff Bezos’un Blue Origin şirketiyle Dynetics adlı firma sonuca itiraz etti. Gerçi itirazlar reddedildi, fakat NASA ile SpaceX sözleşmesinin hayata geçmesi gecikti.

        Apollo sonrası Artemis’in hayata geçmesi 2025’e sarkmış görünüyor. İki program arasındaki en büyük fark şu; yeni program sürekli Ay yörüngesinde kalacak istasyonun inşasını da içeriyor. Astronotlar “Gateway” adlı istasyonda aylarca kalıp bilimsel deneyler, ekipman testleri yapacak ve Ay yüzeyinde istedikleri yere inebilecekler. Neticede “Gateway”, Mars’a açılan bir kapı, bir sıçrama tahtası olacak. Astronotlar Mars yolculuğuna çıkmadan önce istasyonda dünya dışı yaşam hazırlığı yapabilecekler.

        Diğer Yazılar