En dingildek masa
Ahlatlıbel zirvesinin yakın ve samimi yuvarlak masası, Kremlin’in Sibirya kadar uzak ve soğuk diplomasi masası derken Münih Güvenlik Konferansı’nda bir U masa çıktı ki, Batı medeniyeti adına yüz karası… Büyük şirketlerin CEO’larının buluştuğu öğle yemeği masası. Sosyal medyada yayılan fotoğrafta görünen “U” nizamında dizilmiş, topu orta yaş üstü ve geçkin beyaz saçlı adamlar tek tip koyu renk takım elbiseli olmasa, sanırsın ki Taliban şurası toplanmış. Masada tek kadın yok. Zaten tek kadın olsa daha absürt duracak.
Ukrayna geriliminde Putin’in önce Macron ardından Scholz’u oturttuğu ve de Como yöresinden İtalyan usta Renato Pologna ile İspanyol mobilyacı Vicente Zaragoza’yı ‘masanın esas marangozu benim’ kavgasına tutuşturan altı metrelik heyüladan daha beter alay konusu oldu CEO’ların masası.
Altı muhalefet partisi liderinin buluştuğu Ahlatlıbel masasının alay edilecek tarafı yoktu ama MHP lideri Bahçeli’den “Masa kare ya da dikdörtgen olsa dört ayağı olur. Ama bu yuvarlık masa, ayağı da bir tane, gizli ayak HDP” diye salvo geldi. Kılıçdaroğlu da “Masanın dört ayağı değil de on dört ayağı olsa ne fark eder. Masa etrafındakilerin ortak talebi demokrasi, adalet, adil bir düzen” yanıtını verdi. Ayrıca “HDP’yi yok saymıyoruz. Hiçbir partiyi yok sayamayız” sözünü de esirgemedi.
Masanın yuvarlak hattı besbelli eşitler arası dizayn amaçlıydı. Davet Kılıçdaroğlu’ndan da gelse buluşma yeri CHP sahası Çankaya belediye tesisi de olsa, kimsenin odak noktasında bulunmadığı bir format tasarlanmıştı. Nitekim 28 Şubat’taki Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem sunum ve imza töreni için hazırlanan davetiye de alfabetik sıraya göre düzenlendi. Eh ilk sıra CHP’ye düştü ne yapalım.
Ezop’tan tilki ile leylek fablını hatırlatan Putin’in masası, muhataplarını sıkıntılı bir kafa karışıklığına sevk edip dikkatlerini dağıtacak kurnazca bir düzenekti. Aslında Putin’in bir Soçi buluşmasında Merkel’in karşısına Labrador Koni’yi çıkartıp kadını irkiltmesi daha hunhar bir davranıştı. Adını Condoleezza Rice’tan alan Koni gayet sevecen bir dişiydi ama Rus liderin, küçükken köpek ısırığı almış muhatabının korkusunu bildiği için çocuğu ortalığa salarak erkeklik tasladığı komplo teorisi aldı yürüdü. Böylelikle Almanya şansölyesi enerji politikasında taviz vermek zorunda kalacaktı.
Ahlatlıbel ve Kremlin masalarının detaylı düşünülmüş incelik veya fesatlığı Münih’teki masada yoktu. Büyük şirketlerin tepe yönetimindeki 30 kadar erkek, sonucunu hiç hesaplamadan oturmuşlardı Bayerischer Hof otelindeki öğle yemeğine. İş dünyasından tek bir kadının bulunmadığı masa fena halde dingildekti.
Dijital medya The Pioneer’in yayın yönetmeni Michael Bröcker, U masanın fotoğrafını Twitter’da paylaştı; “Münih Güvenlik Konferansı’nda (MSC) konuşmacı ve panelistlerin yüzde 45’i kadın. Her neyse. Herhalde konu Alman ekonomisi” notuyla.
Anında tepki patladı. Erkek masasına öfkeli bir kitle kadar alay edenler de vardı; “Aralarında kadın olsa ihtiyarlar yemekten sonra striptiz kulübüne gidemezler” tarzı goygoyun yanı sıra kimileri de koronadan dem vurdu; “Adamlar yaşlı, risk grubunda. Ama dip dibe oturmuşlar. Bunları korumak lazım…” Anaokulu çocukları maske – mesafeli otururken beylerin bitişik nizamına sinirlenen anneler bile tartışmaya daldı. Ayrıca masadaki çiçekleri beğenenler oldu.
Siyasetten de ağır eleştiri geldi. SPD’li Sawsan Chebli’ye göre fotoğraf sanki başka bir dünyadan gibiydi ama 2022’nin gerçeği buydu. İktidarın bulunduğu yerde kadınlar yoktu, daha yapacak çok iş vardı. Konferansta konuşmacı ve panelistlerin yüzde 45’i kadın diye övünerek duyurmuşlardı, ancak güç simsarlarının katına dişi sinek bile erişemiyordu anlaşılan.
Masadaki ekipten Siemens’in eski Başkanı Joe Kaeser tepkilere Twitter’dan cevap verdi ve “Gelecek yıl daha iyisini yapacağız. Yarın MSC Danışma Komitesi toplantısında konuyu gündeme getireceğim” dedi. Koronayla ilgili mesafe eleştirilerine karşı ise her sabah PCR testi yaptırdığını belirtti beylerin. Aksi takdirde büyük sorumsuzluk olurmuş.
FEMİNİST DIŞ POLİTİKA
Güvenlik politikalarının en önemli uluslararası platformlarından Münih Konferansı’nın tek kadın etkinliği feminist dış politika konusuna odaklanan “Frauen100” akşam yemeğiydi. Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht’in ev sahipliğinde sanat, siyaset, medya ve iş dünyasının her renginden kadınlar bir araya geldi.
Kadın dışişleri bakanlarıyla feminist dış politika izleyen yedi ülke var. İsveç, Kanada, Fransa, Meksika, Lüksemburg ve İspanya; yeni koalisyon hükümetinin programı ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’la Almanya da bu ülkelerin arasına katıldı. Feminist dış politikada hedef dünya çapında kadın temsilini güçlendirmek, ataerkil yapıları sorgulayarak iktidar paylaşımını sağlamak ve toplumsal çeşitliliği teşvik etmek.
Peki feminist dış politika, Münih Güvenlik Konferansı’nın bu yılki ana gündemi olan Rusya-Ukrayna ihtilafına işler mi? Esas olarak ABD ile Rusya arasındaki bilek güreşi erkek masalarında geçiyor; krizin çözümü için arabuluculuğa soyunan Macron ve Scholz ürkütücü bir masaya denk düşüyor.
Kadınlar ise erkeklerin mesajlarına aracı oluyor. Konferansa katılan en üst düzey kadın siyasetçilerden biri ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ti. Bu görevdeki ilk kadın, hem de siyah ve Hint kökenli ilk kadın olarak çok umut verdi ve hayal kırıklığına dönüştü. Bir yıl geçti, ne bir fikir ne bir proje ya da en azından bir cümleyle hafızalara kazındı. Münih’teki konuşmasında da Biden’ın sert mesajlarını aktardı; “Rusya, Ukrayna’yı işgal ederse, ABD ve ortaklarımız büyük ve eşi görülmemiş bir ekonomik bedel ödetecekler. Ekonomik tedbirlerle de kalmayız, Doğu kanadındaki NATO müttefiklerimizi daha da güçlendireceğiz. Başkan Biden’ın dediği gibi, ABD kuvvetleri Ukrayna’da savaşmayacak ama NATO topraklarının her karışını savunacak…”
Harris bu kadar.
Putin'in dün gece ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıma kararının ardından bakalım Biden'ın yaptırımları ne kadar olacak.