Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sağ popülizmin kutbu Viktor Orban, Macaristan’ın altılı ittifakını seçim sandığında devireli dört ay oldu. Birleşen muhalefete karşı üçte iki çoğunlukla fark attı ama geçen hafta binlerce protestocu ülke çapında sokaklara döküldü.

        Çünkü popülist politikaların tahsilat zamanı geldi. Seçmene çekilen kıyakları vergi artışlarıyla toplama dönemi başladı. Vergi reformundan en ağır etkilenecek kesim küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri olduğu için protestocular arasında çoğunluğu da onlar oluşturuyor.

        Sokağa yansıyan tepki karşısında Başbakan Orban’ın milliyetçi retorik dozu arttı. En son “Biz Macarlar karışık ırk istemiyoruz, Avrupa’ya ilerleyen İslam medeniyetinin durdurulması lazım” açıklaması da artırılmış ırkçı belagatin eseri.

        ***

        İktidara karşı birleşen altılı ittifakla bizim altılı masa arasında çok paralellik kurulmuştu. İttifak bileşenlerinin rengiyle seçim sistemi ve ekonomik yaşam koşullarındaki farklara rağmen, Macaristan’daki olası seçim sonucunun Türkiye seçimlerine psikolojik etkisi olacağını söyleyenler bile çıktı.

        Seçim bitti, bizim yorumcular analizleri rafa kaldırdı. Macaristan’da hayat devam ediyor ama kaldığı yerden değil; artık çok daha pahalı.

        Fidesz partisinin 12 yıllık iktidarında devlet, yargı, iş dünyası ve medyanın köşe başlarını tutan Orban, etkili bir propagandayla altılı ittifakın ortak adayı Peter Marki-Zay’ın çapını hayli düşürmüştü. Ama bununla kalmadı, enflasyonu dengelemek için temel gıda maddelerinde fiyatları dondurdu. Pandemi ve Ukrayna savaşının etkisiyle her ülkede gıda ve enerji fiyatları artışa geçerken Macar seçmen etkilenmedi.

        Hanelerde kullanılan enerji zaten birkaç yıldır sübvanse ediliyordu ve hükümetin teveccühü sayesinde her ailenin kaç forint tasarruf ettiği de faturalarda açıkça belirtiliyordu. Ayrıca çok çocuklu ailelere konut ve araç edindirme desteği sağlanıyordu. Geçen nisandaki son seçimden önce de alt ve orta gelir gruplarına vergi iadesine gidildi.

        Orban’ın bol keseden seçim yatırımlarına eşlik eden söylemi ise “Ben milletin gerçek sesiyim, sizleri ülke içindeki ve Brüksel’deki hain elitlerden koruyorum” şeklindeydi.

        Fidesz iktidarının alicenaplığı pahalıya patlıyordu gerçi ama ekonomide işler tıkırındaydı. Orban’ın hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan icraatlarıyla hayli kök salmış nepotizm ve yolsuzluklara rağmen Macaristan ekonomisi istikrarlı bir büyüme grafiği gösteriyordu. Avrupa Birliği’ne üye oldukları 2004 sonrası tam bir başarı hikayesi söz konusuydu.

        Orban, iktidarı süresince sayısız protesto gösterisiyle karşılaştı; STK’ların faaliyetlerini sınırlayan yasadan Budapeşte’nin Olimpiyat adaylığına, Budapeşte’de kurulacak Çin üniversitesinden eşcinsellere yönelik ayrımcı politikalara bir dizi uygulama sokaklarda protesto edildi. Homofobik yasal düzenlemelere olan tepki uluslararası destek de buldu. Orban aleyhtarı hiçbir eylemden başarılı sonuç elde edilemedi.

        POPÜLİZM SINIRINA GELDİ

        Ancak bu sefer durum farklı. Özellikle Brüksel’in bakış açısıyla Orban köşeye sıkışmış durumda. Seçim yatırımlarına aşırı para harcandı, ülkenin para birimi forint değer kaybetmeye başladı, enflasyon da yüzde 12’yi buldu. AB ortalamasının üstüne çıkan bu enflasyon oranıyla Macaristan ekonomisi kırılgan hale geldi. Ayrıca otokratik tarzı nedeniyle Orban AB içinde iyice izole olmuş durumda.

        REKLAM

        AB dahilindeki siyasi gözlemcilere göre pandemiyi takiben Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte savurgan popülizm sınıra dayandı. Orban ve meclisteki üçte iki çoğunluğu artık kemer sıkmak zorunda olduğu için reform adı altında vergi artışlarına sıra geldi.

        Avrupa Birliği’nin antidemokratik uygulamalar nedeniyle Macaristan’ın payına düşen korona yardımını askıya alması durumu iyice ağırlaştırdı. Ülkede seçimlerin serbest yapıldığına dair kimsenin kuşkusu yok, ancak adil olmadığı yönünde çokça eleştiri var. Orban’ın çevresinde oluşturduğu oligarşi ağı, kamu ihalelerinin bu kesime akması ve medyadaki sermaye gücünün ele geçirilmesi; devlette bütün kilit noktaların, yargıdan taşradaki en küçük kamu birimlerine kadar bütün postlara Fidesz üyelerinin yerleştirilmiş olması başlıca eleştiri noktaları.

        Macaristan’da bir kısım medya, şimdiki protesto ikliminin farklı olduğunu yazabiliyor. İktidar ve muhalefete eşit mesafede duran HVG gazetesinin yorumuna göre “Orban iktidarının orta sınıfla kurduğu pakt bozulmuş durumda”. Çünkü hayat pahalılığını protesto eylemleri geleneksel olarak liberal eğilimli metropolleri aşarak Orban’ın “Normal Macaristan” diye hitap ettiği mahalleye taşıyor. HVG yorumunda “Orban saltanatının temel direği çatlamış gibi görünüyor” diyor.

        Özellikle son seçim zaferi sonrası izlediği yol Orban’ı AB içindeki tek müttefiki Polonya’dan da ayırıyor. AB’nin Rusya’ya karşı yaptırımları konusunda Varşova’yla ters düşerek frene basan lider oldu.

        Bu arada iktidara yakın bir kuruluş olan Nezöpont’un son kamuoyu yoklamasına göre Orban’ın reytingi gerilemiş de olsa halk desteği halen yüzde 54 düzeyinde. Siyasi yorumculara göre her şeye rağmen iktidarın bu oranda onay almasının tek sorumlusu, seçimde hezimete uğradığı gibi bugünkü protestolarda başı çekme yeteneği gösteremeyen muhalefet.

        Diğer Yazılar