Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “İklim felaketi Pandora’nın Kutusu’dur… ” Binlerce yıllık virüsün yeniden canlandırıldığına dair haberi bu mesajla paylaşmıştı Özden Terli.

        Twitter’da takipçisiyim; Özden Terli, Almanya’nın en siyasi meteoroloji uzmanı. ZDF kanalının hava durumu editörü ve sunucusu. Güncel meteorolojik verilerle havayı kuru kuru rapor etmekle kalmıyor, iklim değişikliğine dair sert uyarılarıyla da tanınıyor. Geçmiş bütün siyasi iktidarları küresel ısınmayı görmezden gelerek iklim dostu teknolojileri savsaklamakla suçluyor. Küresel ısınma 2 dereceyi bulduğu takdirde milyonlarca insanın etkileneceği ve demokrasilerin büyük hasar alacağı görüşünde.

        Kendilerini ana arterlerde asfalta yapıştırarak, müzelerde cam muhafazalı sanat eserlerine çorba-püre atarak eylem yapan iklim aktivisti “Letzte Generation” (Son Nesil) grubunu da savunmaktan geri kalmıyor. Bir paylaşımında “İklim aktivistleri tehlikeli radikaller olarak görülüyor ama esas tehlikeli radikaller, fosil yakıt üretimini destekleyen politikacılardır” diye yazıyor. Üslubunu saldırgan bulanlar var ama çalıştığı kanalın desteği arkasında.

        Özellikle sağ siyasetin radikal unsurlar olarak gördüğü, hatta Kızıl Ordu Fraksiyonu RAF militanlarıyla kıyaslayarak teröristler diye damgaladığı iklim aktivistlerinden yana görünmek kolay değil. Koalisyon ortağı Yeşiller bile “Tamam haklılar ama insanların hayatını felç ederek eylem doğru değil” bandında.

        REKLAM

        CIVA, KARBON VE VİRÜSLER

        Binlerce yıllık virüsün yeniden canlanmasına gelince… Olay yeri Kanada ve Sibirya’nın, Alaska ve Grönland’ın donmuş toprakları. Daha doğrusu kuzey yarımkürenin yaklaşık yüzde 25’ini kaplayan uçsuz bucaksız kutup toprağı permafrost. İklim koşullarına göre donarak şekillenmiş toprakların küresel ısınmayla birlikte çözülerek üst yapıyı çökerteceği ve bölgede yaşayan milyonlarca insanın hayatını etkileyeceği öngörülüyordu.

        Permafrostta, dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar yoğun depolanmış cıva rezervlerinin de toprağın erimesiyle birlikte havaya ve suya karışarak yeryüzüne zehir saçması bir tehlike olarak varsayılıyordu. Üstelik iklim değişikliği etkisiyle çözülme sonucu açığa çıkacak metan ve karbonun küresel ısınmaya fazlasıyla katkıda bulunması da bekleniyor. Bazı çevre bilimciler, mevcut iklim modellerine dahil edilmeyen bu karbon varlığını “Küresel karbon döngüsünün uyuyan devi” diye niteliyor.

        Şimdi bir Fransız araştırma ekibinin çalışmaları permafrosta dair başka bir ölümcül potansiyeli daha ortaya çıkardı: Donmuş toprakların hiç bozulmadan barındırdığı binlerce yıllık mamut, yünlü gergedan ve diğer hayvan kadavralarıyla bitki artıklarında bulunan virüs ve bakteriler de donmuş halde varlığını koruyor. Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi CNRS’den (Centre national de la recherche scientifique) bir araştırma ekibi, 13 ayrı virüs tipini keşfediyor.

        Jean-Marie Alempic liderliğindeki ekibin araştırma sonuçları henüz hakemli bir bilim dergisinde yayınlanmış değil, ancak biyolojik bulguların açık erişim kaynağı bioRxiv’de yer alıyor. Araştırmacılar buldukları bu 13 virüs tipini laboratuvarda yeniden aktive ettiklerini yazıyorlar. Virüsleri hücre kültürlerinde yeniden canlandıran ekibin iddiasına göre “zombi virüslerin” çok nadir olduğu ve halk sağlığını tehdit etmediği yönündeki görüş doğru değil. Sibirya’da, Kamçatka ve Lena Nehri kıyısından aldıkları yedi permafrost örneğinden izole ettikleri bir virüs 50 bin yıllık. Tarihsel olarak bu bir rekor; “pandoravirüs yedoma” adı verilen virüs öyle büyük ki, standart bir ışıklı mikroskopla bile görmek mümkün.

        REKLAM

        Alempic ve ekibi permafrostta bugüne kadar hiç bilinmeyen daha binlerce virüsün bulunabileceğini ve bazılarının insanlara bulaşıcı nitelikte olabileceğini söylüyor. Permafrost bölgesinin giderek daha geniş topraklarla insan kullanımına açılması ve donmuş toprağı çözen iklim değişikliği nedeniyle kuzey yarımkürenin büyük risk barındırdığı uyarısında bulunuyorlar.

        Yeni bulunan virüse adını veren “Yedoma”, tarihsel olarak hafif tepelik yüzey şekilleri için kullanılan Rusça bir terimdi. Daha sonra geçen yüzyılda bilim literatürüne girdi ve geç Pleistosen çağına ait, organik açıdan zengin permafrost için kullanılmaya başladı.

        Pandora’ya gelince; dünyadaki bütün kötülükleri kadının sırtına yükleyen Mitologya’da aslında her şey erkek eliyle, Prometheus’un tanrılardan ateşi çalarak Zeus’u kızdırması ve Hephaistos’un Zeus emriyle ilk kadın Pandora’yı yaratmasıyla başlar. Pandora güzelliğini Afrodit’ten, hünerini Athena’dan ama hilebazlığı da Hermes’ten alır, cazibesine aldanan ise Prometheus’un kardeşi Epimetheus’tur. Velhasıl açma denilen kutuyu (aslında toprak küp olsa gerek) açar, hastalıklar, acı, keder ve bütün kötülükler dünyaya saçılır. Kutu kapandığında geriye sadece umut kalır.

        İklim krizinde gelecek için umut kaldı mı, göreceğiz.

        Diğer Yazılar