Buyrun paçalı donlu plaj voleyboluna
K adınların da yarıştığı spor dallarında uluslararası organlar yavaş yavaş yola geliyor. Her kültürden kadına tek tip kılık kıyafet dayatma inadını bırakıyorlar. Mesela bu yıl ilk kez olimpiyata dahil edilen kadın boksu uzun süre şort-etek çekişmesine sahne oldu.
Uluslararası Amatör Boks Birliği (AIBA) kadınlara etek şartı getirmeye niyetlendi; “TV seyircileri, kask takıp şort giyen kadın ve erkek boksörleri ayırt edemiyor” diye saçmaladı. Bu işin müsebbibi ise Polonya federasyonuydu. Polonyalı koç Leszek Piotrowski “Şort uygun değil, etek daha kadınsı” görüşüyle kızları ringe etekli çıkardı. AIBA’nın da aynı görüşe yatkın olduğunu gören diğer ülke sporcuları ayaklandı. “Tenisçiler giyiyor, biz neden giymeyelim” diyen de oldu. Sonunda şort da etek de serbest bırakıldı.
Böylece Afgan boksör kızlar Londra Olimpiyatları’nda ringleri sallayabilecekler. Ülkede üzerlerinde onca baskı varken bir de etek şartı getirilse muhtemelen gidemeyeceklerdi.
Afgan kızlar yaşadı ama ne yazık ki, İranlı futbolcu kızlar Londra’da top koşturamayacaklar. Gerçi Uluslararası Futbol Birliği Kurulu’ndan (IFAB) kadın futbolculara sonunda tesettür izni çıktı. Ancak olimpiyat açısından çok geç kalındı. İranlı kızlar, geçen yıl Ürdün’e karşı oynayacakları grup eleme maçında başörtüsü takmalarına izin verilmeyince çekilmek zorunda kalmışlardı. Kadın futbolundaki yeni kararın, temmuzda olimpiyat açılışından önce onaylanması gerekiyor. Aslında onaylanmasa da çok önemli değil. Çünkü turnuvada Müslüman ağırlıklı ülke yok. Asya’yı Japonya ve Kuzey Kore, Afrika’yı ise Kamerun ve Güney Afrika temsil ediyor. Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkeler ise olimpiyatlara tek bir kadın sporcu bile göndermiyor.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Lozan’daki merkezinde “Oyunlara nasıl daha fazla kadın sporcu çekebiliriz” diye kafa patlatılırken, geçen hafta kadın kılık kıyafetine ilişkin bomba bir karar daha geldi. Hem de ne bomba! Plaj voleybolunda kadın sporculara bikini şartı kaldırıldı. Uluslararası Voleybol Federasyonu FIVB, 220 üye ülkede “İnanç özgürlüğü ve diğer ihtiyaçlara saygı” bakımından, kadın voleybolcuların isterlerse şort ve uzun kollu üst giyebileceklerine hükmetti. Şort dizin üç cm üstünde olacak. Yani bir nevi paçalı don.
BİKİNİDEN DÖNMEZLER
Bu karar, tam da Prens Harry’den milletvekillerine İngiliz erkekleri, kum şölenini izlemek için sabırsızlanırken çıktı. Londra Olimpiyatları, plaj voleyboluna bir başka türlü hazırlandı. St. James Park’ın yanı başında, Atlı Muhafız Alayı’nın Kraliçe’nin doğum günü gibi önemli günlerde geçit resmi yaptığı alanda 15 bin kişilik geçici venue inşa edildi. Buckingham Sarayı, Downing Sokağı ve bakanlıkların bulunduğu Whitehall hemen az ötede. Nitekim Prens Harry ve siyasetçiler bütün maçlara bilet aldı. Hatta siyasetçilerin branş tercihinde plaj voleybolunun bir numara olduğu da açıklandı.
“Paçalı don” kararına kadar plaj voleybolunda kıyafet kuralı çok sıkıydı: Bikini altı en fazla yedi cm enindeydi. O kadar daracık ki, sponsorlara marka konduracak yer bile kalmıyor. Dini veya etik çekincesi olanlara da uymuyor. Kimi sporcuya göre ise o dar bikini plaj voleybolu için biçilmiş kaftan. Mesela Almanya’nın en ünlü plaj voleybolcusu Laura Ludwig şöyle diyor: “Bikiniden vazgeçmem. Oyunda öyle terliyoruz ki, katiyen paçalı bir şey giyemem. İddialı hiçbir sporcu giymez. Şortun yaygınlaşması spora zarar verir. Kadın vücudunun estetiğini seyretmeye gelenler, bir süre sonra oyunun çekiciliğine kapılıyor.” Ama tabii kıyafet serbestisi sayesinde, iyi bir sporcu olacakken kumlara hiç çıkamayanlara bir şans doğacağını da kabul ediyor. Ve fakat, plaj voleybolu oynayan Müslüman kadın görmediğini de ekliyor Lafı Türklere bağlıyor: “Plaj voleybolunu sadece Türk erkekleri oynuyor, kadınları hiç görmedim. Oysa salonda mükemmel oyun çıkarıyorlar. Şort sayesinde onları kumda da görebiliriz.”
Filenin Sultanları’nı kastediyor sanırım.