Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “Enkazda seçim; gizli oy-açık sayım ilkesi!” başlıklı yazımda, Yüksek Seçim Kurulu’nun deprem bölgesinde oy kullanımı için alacağı, alması gereken önlemleri tek tek sıralamıştım.

        Seçildiklerine göre şüphesiz iyi hukukçulardır ancak 11 üyesinin tamamının hiçbir seçim tecrübesi olmayan YSK’nın, kurumun hafızasına ve tecrübeli kadrolarına yaslanarak bu işin altından kalkabileceği su götürmez gerçek.

        Yargıtay ve Danıştay’da ne kadar tecrübe edinmiş olursa olsunlar, seçim hukuku ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Aksi durumda telafisi zor hatalar yapılabilir. Yine uzmanlara göre, yapılan hatanın etkisi 10 yıl sürer. Hem o seçimi hem bir sonraki seçimi etkiler. Yaptığınız hatayı 10 yıl telafi edemezsiniz. Partiler açısından da adaylar açısından da durum böyle...

        YSK’da 30-40 yıl görev yapmış daire başkanları, müdürler bulunuyor. Yanı sıra siyasi parti temsilcileri de önemli tecrübe kazanıyorlar. Yani ne kadar çok seçim o kadar deneyim…

        YSK'nın kurumsal hafızasına güvenmek ve bunu çalıştırmak gerekir…

        Konuyla ilgili yaptığım görüşmelerde, normal zamanı olan 18 Haziran’da yapılacak bir seçimin, seçmen listelerinin güncellenmesi ve deprem bölgesine sandıkların kurulması açısından herhangi bir soruna yol açmayacağı kanaati hakim…

        Eğer seçim, Cumhurbaşkanı kararıyla 14 Mayıs’a alınırsa o zaman bazı güçlükler yaşanabileceği ancak bunların da özverili ve sıkı bir çalışma ile aşılabileceği vurgulanıyor.

        Dün itibariyle Yüksek Seçim Kurulu, incelemeler yapmak üzere bölgeye bir heyet gönderdi. Önceki yazımda bu konuda öneriler vardı; birer YSK üyesi başkanlığında iki komisyon kurulması gerektiğini ifade etmiştim.

        Bölgede inceleme yapacak komisyon dışında kurulacak diğer bir komisyonun İçişleri bakan yardımcılarından biri ile koordinasyon içinde çalışması gerekiyor.

        Yüksek Seçim Kurulu, “Ben bu seçimi yapamam” diyemez ancak Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nden gelen verileri işleyen YSK'nın bunları, zamanında ve sağlıklı şekilde alması gerekiyor.

        Bölgeden sağlıklı veri gelmezse ancak o durumda YSK, topu TBMM’ye atıp, “Sağlıklı veri tabanı oluşturulamadığı için…” diyebilir.

        Onun için bir YSK üyesi de İçişleri Bakanlığı’nın koordinasyon gücü olan bir bakan yardımcısı ile komisyon kurup gerekli alt yapı çalışmalarını yapmalı...

        Hayatını kaybetmiş olan vatandaşlarımızın da kayıtlı seçmen listelerinden düşülmesi çalışmasını da Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün tamamlaması gerekiyor.

        YSK FİİLİ OLARAK BAŞLADI

        Deprem bölgesine giden YSK heyeti; seçimin teknik altyapı ve teçhizatının sağlanması, yıkılan binaların belirlenmesi ve seçmenin durumunu gözlemleyecek. Yani bölgede sağlıklı bir seçim yapılıp yapılmayacağına, bunun koşullarına karar verecek. Bu anlamda komisyonların çalışması çok önemli…

        Depremden etkilenmiş ve bölgeden geçici olarak ayrılmış vatandaşa demokrasinin ve mevzuatın gereği, “Oyunu nerede kullanmak istiyorsun?” seçeneği sunulmalı.

        YSK’nın teknik altyapısının buna müsait olduğu belirtiliyor. Konuştuğum yetkililer, “Dünyanın en iyi ve en sağlıklı seçim sistemi bizde. Girdiler de çıktılar da belli. Siyasi partiler, kendi bölgelerinde oy kullanmak isteyen seçmeni oradaki sandığa taşıyabilir” değerlendirmesini yapıyor. Hesaplamalara göre 40 bin otobüse ihtiyaç var. İyi bir çalışmayla siyasi partiler seçmeni oraya götürebilir.

        Bana sorarsanız, yüreği yanmış şekilde toprağını terk etmek zorunda kalsa da sonuçta bölgede yaşayan seçmenin büyük bölümü yine gidip kendi memleketinde oyunu kullanmak isteyecektir. Bunun için gerekli koşulları sağlamak devletin de siyasi partilerin de görevidir.

        Seçmen listeleri muhtarlıklarda da askıya çıkıyor ancak ulaşım zorluğu olan vatandaş dijital ortamda da tercihini yapabilecek.

        SEÇİMİN PATRONU YSK

        Yüksek Seçim Kurulu, seçim sürecinin patronudur. Mevzuat gereği başvurular ve kararların hepsi sürelidir; belli zamana bağlanmıştır. Kanun, “Şu tarihe, şu saate kadar başvurular yapılmalı” der. Savaş durumu hariç, afetler ya da başka gerekçeler YSK süreçlerini bağlamaz.

        İkincisi YSK’nın alacağı bütün kararlar hukuki olmalı, mevzuata uygun olmalıdır. YSK, mevzuatta olmayan bir konu hakkında karar veremez ancak yine Anayasa’ya ve yasalara dayanarak TBMM’den karar almasını bekleyebilir.

        Seçim süreci; sandık kurulu, ilçe seçim kurulu, il seçim kurulu ve Yüksek Seçim Kurulu olarak ayrı ayrı düzenlenmiştir ve hepsinin hukuki süreçleri bulunmaktadır. YSK’nın bütün kararları ve bunlara itirazlar, hiyerarşi gözetilerek alınır. Her kararın hiyerarşisi bellidir. Birini atlayarak karar verilemez.

        YSK’nın verdiği kararlara karşı Anayasa Mahkemesi’ne ya da Danıştay’a başvuru söz konusu değildir.

        İl, ilçe seçim kurulu kararlarına karşı AYM’ye bireysel başvuru yolunun açık olup olmadığı konusunda ise hukuki bir tartışma bulunmaktadır. Ancak kati şekilde seçimlerin denetimine ilişkin süreçte YSK tek yetkilidir ve süreç yargısal denetime kapalıdır.

        YENİ SEÇİM KANUNU

        6 Nisan’da yürürlüğe girecek olan yeni seçim kanunu, YSK için de önemli değişiklikler getiriyor. Eskiden en kıdemli hakimler arasından seçilen seçim kurulu başkan ve üyeleri, artık birinci sınıfa ayrılmış hâkimler arasından kurayla belirlenecek.

        Konunun uzmanları bu düzenlemenin yanlış olduğunu, bu durumdaki hakimlerin çoğunun kuradan çıkmamak için dua ettiklerini söylüyor. Seçim kurulu başkanları, aldıkları karardan dolayı büyük tepki görebiliyorlar. “En kıdemli hakim” boşuna konulmuş bir hüküm değildi. Eski yasada her şey düşünülmüştü.

        Ülkemiz depremden dolayı buruk şekilde seçime gidiyor. Umut ederim ki siyaseten kutuplaşmış bu iklimin dışında halkın buna geçit vermediği, seçmenin iradesinin tam manasıyla sandığa yansıdığı ve yaralarımızı hep birlikte sardığımız bir sürece doğru gideriz.

        Yaralı güzel ülkemizde; vatandaştan sandığı esirgememek ve düzen içinde, sağlıklı bir seçim yapmak hepimizin boynumuzun borcudur...

        Diğer Yazılar