Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Zaman deyince doğup batan, güneş ve ay, kolunuzdaki zamanı gösteren saat aklımıza gelir. İşin gerçeği zaman izafi bir kavramdır. Zamanın geçtiğini aktığını söylüyoruz. Acaba zaman mı geçiyor yoksa biz mi zamanı delip geçiyoruz.

        Zaman herkese göre çok farklıdır. Hastanede acı çeken ile eğlencede olan bir kimsenin zamanı aynı mıdır? Cezaevinde yatan bir mahkumla, dışarıda gezen hür bir insanın zamanı da sizce aynı mıdır? Evi yanan bir kimseye iki dakika geç gelen bir itfaiye, iki dakika geç gelen ambulans, hastaya saatlerce geç kalmış gibi gelir.

        Bu izafi kavram nelere kadirdir... Acıyı dindirmek için iyi bir ilaçtır. En büyük acıları bile zaman dindirir. Büyük medeniyetler yaratır, zamanla yaratmış olduğu bu medeniyetleri kendi bünyesi içinde küçültür, ufalar, yok eder. Yapılan kazılarda binlerce yıl evvel zirveye çıkmış medeniyetlerin kalıntılarına rastlıyoruz. Zaman bize en sevdiğimiz ailemizi, çocuklarımızı verdi. En sevdiğimiz anne babamızı bizden almadı mı?

        Kendimize bir bakalım çocukluğumuz ve gençliğimiz sanki yeni geçmiş gibi değil mi? Aynaya baktığımızda dökülen, beyazlayan saçlarımız, geçen zamanın bir CD’si gibi kayıt alan yüzümüzdeki çizgiler. Bazıları yüzündeki bu çizgileri çeşitli tekniklerle yok etmeye çalışırlar, yüzlerindeki, geçen zamanın izlerini silmek hiçbir şeyi değiştirmez. O izler aslına bakarsanız çok kıymetli çizgilerdir. O çizgilerde doğduğumuzdan bugüne kadar, yaşadığınız herşey kayıtlıdır. Yıllar içinde oluşan çizgilerin içindeki kayıtlı hatıraları silmek sizce doğru mu?

        Zaman: Bizleri büyüten. Bizleri yaşlandıran. Acıların doğumuna gebe. Acılarımıza en iyi ilaç. Ülkeleri doruğa çıkaran. Ülkelerin sonunu getiren zaman, tanrının bizlere verdiği en önemli ve dünyanın sonunu getirecek güçtür.

        SİYASETTE İKİ YÜZLÜLÜK

        1 Aralık Pazar günkü yazımda siyasatte iki yüzlülüğü yazmıştım. Olumlu tepkiler aldım. Yazım beğenilmiş. Fakat yazdıklarımın az olduğunu söylediler. Elbet yazılacak daha çok şeyler var.

        Gazete adı altında iki yaprak çıkararak kendisini gazeteci sanan, internette kendi yazıp, kendi okuyan sözde basıncılar, cümle bile kuramayan, kendisini radyo yayıncısı zanneden, seçim zamanı gelince bazı aday adaylarını söğüşlemek ve onlardan nemalanmak için destekler gözüken bu tipler, kendilerine benzeyen aday adaylarını seçerler ki hasbel kader bu aday adayı seçilirse, söğüşlemeye devam etsinler. Bunlardan medet uman zavallı ve hiçbir yere gelmesi mümkün olmayan bu kimselerinde, bu tip şantajcıların verdiği destek ile ve bunlara verdikleri paralarla mutlulukları sadece seçim zamanı olur. Şantajcıların desteği ile başkanı olacak şehrin vay haline.

        Şunu hiç kimse unutmasın, bu tipler gibi, köpeğin duası kabul olsa gökten kemik yağarmış.

        Bizi bilen bilir, bilmeyen kendi bilir.

        Diğer Yazılar