Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçmişte, Mimar Tatsuya Yamamoto’nun ismini sık duymuştum.

        Sanırım, ilk kez Megapol Grup Yönetim Kurulu Başkanı Selim Gökdemir, ardından ona proje çizdirmek isteyen firmalar söz ettiler ünlü Japon mimardan.

        Tanışmak istediğimi söylemiştim, “önümüzdeki hafta İzmir’e gelecek, size haber verelim” dediler. Kendisinden önce, vefat haberi gelince bir tanıdığımı yitirmiş kadar şaşkındım.

        Sonra aradan yıllar geçti ve biz bir şekilde daha bir araya geldik, Yamamoto’yla.

        Onun anısına bugün açılacak Japon Bahçesi, bizi biraraya getirdi.

        GÖZALICI ESERLER

        Selim Gökdemir’in, büyük vefa göstererek, Megapol Tower’ın mimarı olan, çok yakın çalışma arkadaşı olmasa da unutulmaması gereken bir isim olarak gördüğü Yamamoto anısına yaptırdığı bahçeyi gezdim.

        Dönüşte internetten imza attığı eserlere bakmak istedim ve hakikatten büyülendim.

        49 yaşında vefat eden biri için dolu dolu yaşanmış, yüzlerce başarılı çalışmayla geçmiş bir ömür. Üstelik eserleri kadar hayat hikayesi de dikkat çekiyor Yamamoto’nun.

        1961’de Japonya’da doğan Yamamoto, Shibaura Teknik Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra heybesini sırtına alıp dünya turuna çıkıyor.

        UNESCO görevlisi olarak yok olmakta olan dünya miraslarını kayıt altına alıyor. Atina’dan, İran, Irak ve Çin’e uzanan bir rota başlıyor. Tekrar Avrupa’ya dönmek üzere birkaç günlüğüne geldiği Türkiye’den ayrılamıyor.

        İkinci yüksek lisansının ardından Anadolu Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor.

        Bundan sonrasında neredeyse artık bir Türk.

        Müslüman oluyor ve bir arkadaş toplantısında tanıştığı öğretim görevlisi Gonca Telli ile düğünleri iki ülkede birden yapılıyor.

        Ardından mimari iddiası başlıyor.

        300 PROJE

        Eskişehir’de beraber çalıştığı Gökhan Aktan Altuğ ile İstanbul’da Tago Mimarlık’ı kuruyorlar. Kısa sürede birçok ulusal ve uluslararası projeye imza atıyor. Anadolu’yu karış karış gezerek Japonya’da Türkevi adlı bir kitap çıkarıyor.

        Bu sırada imza attığı 300’e yakın eserin büyük bölümü mimarlık dünyasında mükemmel olarak nitelendirilen eserler.

        Mimar Sinan hayranı olan Yamamoto’nun en büyük hayali ise post- modern bir cami yapmak.

        UĞURSUZ RAKAM

        Kısmet olmuyor çünkü böle bir deha ve Türkiye sevdalısını 49 yaşında kalp krizinden kaybediyoruz.

        49 sayısı, Japon geleneğinde uğursuz sayılır hatta görmezden gelirler o rakamı. Selim Gökdemir, bahçenin peyzajını onun yaşam sürecini simgeleyecek şekilde yaptıklarını anlattı.

        İlk havuz doğumu sergiliyor, sonra her 10 yıllık süreci bir ağaç kümesi anlatıyor. 50’ye doğru ise ağaçlar minyatürleşiyor ve sonsuzluğu anlatan bir havuzla bahçe son buluyor.

        Türk ve Japon mimarlığının önemli isimlerinden Yamamoto, tam bir Türkiye sevdalısıydı, 24 yıldır yaşadığı topraklara ‘ikinci ülkem’ diyordu.

        Şimdi Türkler ve vefalı bir iş adamı, onun adını bu ülkede sonsuzluğa ulaştırıyor.

        Diğer Yazılar