Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Seçim rüzgarları sert esiyor.

        Evet heyecan var ama 2007 yılından bu yana 12 ayda bir yapılan seçimlerden Türkiye artık yorgun düştü.

        Makro dengeler açısından bu seçim olmazsa, gelecek seçim diyecek zaman kalmadı. Enflasyonu yüzde 5 eşiğinin altına çekecek ve TL’ye istikrar kazandıracak, bütçe disiplinini sağlayacak ve piyasalara güven verecek bir program yerel seçimler beklenmeden, seçim biter bitmez uygulamaya koyulmalı. Sonuçta, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri Türkiye ve böyle bir ülke, tek sektöre bağımlı büyüyemez. İnşaat sektörü, kalkınmanın araçlarından sadece biri olmalı.

        Aksi takdirde sanayi ve tarımın yarattığı katmadeğeri artırmadan büyümeyi sürdürebilir kılma imkanı yok.

        Sanayi, tarım ve hizmetlerde teknolojideki gelişmelerden yararlanmak ve yeni stratejiler üretmek gerekli.

        Ülkeyi geren, kamplaştıran, arkadaşı arkadaşıyla, akrabayı akrabayla, komşuyu komşuyla karşı karşıya getiren gergin havadan sıyrılmalı. Toplumsal fay hatlarının kırılmasını önlemek için devletin kurumsal kapasitesi mutlaka güçlü olmalı. Türkiye bu seçimle birlikte yeni bir yönetim sistemine geçecek.

        YORGANCILAR’IN ÖNERİSİ

        Ekonomide mucizeler yok, gerçekler vardır. Tutarlı, küresel ve ulusal ekonomilere dayalı rasyonel politikalar görmeliyiz önümüzde.

        Yeterince kırılgan bir yapıya sürüklendik. Sorunları zora girdiğinde çözmenin maliyetini birlikte yaşıyoruz. Azalan güvenin bedelini hepimiz ödüyoruz. Yüksek büyüme ile tekerlekler hızlı dönüyor ama yüksek cari açık ve enflasyon patinaj yaptırıyor.

        Sanayi 4.0 olmazsa dolar 5.0 da olur, daha fazla da!

        Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz.

        Cetveli doğru tuttuktan sonra ilk ele alınması gereken ialanlardan biri, eğitim. Sistem bölük pörçük.

        Ekonomi ve sanayinin ihtiyacı kalifiye eleman ama Türkiye hala bu döngüyü sağlayamıyor.

        Avrupa’ya bakar bakmaz görüyorsun çelişkiyi. Yüzde 35/65 oranı açıktır. Yüzde 65’lik kesim teknik lisenin ardından yüksekokulu bitirerek kalifiye işgücü olarak iş hayatına atılır.

        Türkiye’de ise tam tersidir.

        Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Türkiye’nin mutlaka bu döngüyü kırması gerektiğini söylüyor. Hatta yetmiyor, “Tüm meslek liseleri TOBB olarak bize devredilsin” diyor. Başkan Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun konuyu önemsediğini biliyorum. Meslek liseleri TOBB’a devredilerek sanayi ve iş yaşamının tam merkezinde eğitim imkanına kavuşur.

        Türkiye bu ya da benzer şekilde acilen yeni güçlü stratejiler uygulamak zorunda. Hiç değilse son 11 yıldaki 11. 12. seçimlerde artık bu gerçeklerin farkında olalım!

        Diğer Yazılar