Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        REKLAM

        EVLİLİKLERİN çok olduğu gibi boşanmaların da bir hayli fazla olduğu bir yıldı 2016. Tabii hâlâ boşanma aşamasında olan ünlüler de var. Bu çiftlerden biri de Demet Şener ve İbrahim Kutluay. İbrahim Kutluay’ın boşanmak istemediği, barışmak için araya birilerini soktuğu ve yıllardır sürdürdüğü hayatını devam ettirmek istediğini biliyoruz, duyuyoruz. Demet Şener de “Asla barışmam, elimde belgeler var” deyip duruyor.

        Yıllardır konuşulan dedikoduların belgesi varsa neden vazgeçsin ki zaten, öyle değil mi? Fakat dikkatimi çeken bir husus var. Demet Şener “Boşanma davası açmış olmamın dışında hayatımda hiçbir değişiklik yok” dedi katıldığı bir davette mikrofonlara. Üstüne basa basa da “Hayatım aynı şekilde devam ediyor” diyor. İyi de boşanma davası açınca insanın hayatında bir sürü değişiklik olur.

        1- Her gün eve gelen koca artık gelmez olur.

        2- Eşle katılan davetlere artık katılamaz olursun.

        3- Aileler görüşemez. Hep bir araya gelemez olur.

        4- Ortak arkadaşlarla program yapılamaz. Her iki taraf bir aradayken aynı kişilerle görüşülmez.

        5- Ve tüm bunları geç. En önemlisi evde çocukların dışında artık yalnız olursun. Yalnız yemek yersin, yalnız yatarsın, uyursun. Yalnız kahvaltı edersin. Pazar günlerin bile yalnız olur.

        Daha sayayım mı? Bence sayıp Demet Şener’i üzmeyeyim. Kuyruğu dik tutacağım diye “Hiçbir şeyim değişmedi ki” denince insanlar da “O zaman İbrahim Kutluay eve gidiyor, hâlâ görüşüyorlar” diye konuşuyor. Yıllardır tanırım Demet Şener’i. Her şey kötü olsa bile “Muhteşem” diye bağırıp göze sokmaya çalışan insanlardan. Oysa ki bıraksa artık kendini. Daha sempatik ve sevimli olacak.

        Boşanmak zor iş bilirim. Kimselere boyun eğmemek gerek. Ama bu kadar da değil be Demet Şener. Biraz daha kendin olsan her şey daha güzel olacak aslında biliyor musun?

        2 unutulmaz düğün

        ÖNCEKİ akşam gerçekleşen 2 düğünden hafızama fena halde görüntüler kazındı. Biri Ali Ağaoğlu’nun kızının gelinliği ve pastası. Ve tabii damada hediye olarak takılan yalı. (Yalıyı hayal ettim tabii görmedim.) Malum zenginin parası züğürdün beynini de yoruyor.

        Ve Murat Yıldırım’ın bitmek bilmeyen evlilik seremonisi nihayete erdi. Türk ve Arap geleneklerine göre yapılan düğün karelerinde Murat’ın terlikleri, beyaz elbisesi aklımdan hiç çıkmayacak. Ah 2016 sen bize çok fena şeyler ettin, hafızamızı harap ettin.

        2016 ne olur artık yeter

        REKLAM

        YETER, gerçekten yeter. Bizi artık üzmeden çek git. Bir an önce git. Bir an önce bitsin bu yıl. Ne çok kaybımız oldu, ne çok! Anlatılacak gibi değil. Askerlerimiz, polislerimiz, masum insanlar...

        Caniler etrafta kol gezerken Azrail de hiç boş durmadı. Sanat dünyasından birçok insanı çekip aldı hayatımızdan. Yılın son haftası da George Michael’ı aldı. Tam da bu ölümü duyduğum an çocukluğumda tuttuğum anı defterleri geldi aklıma. Hani artist resimlerini yapıştırıp anılar yazardık. Benim defterimde çoğunlukla George’un fotoğrafları olurdu. O yüzden daha bir fena oldum.

        Konuşmayı beceremiyoruz

        REKLAM

        ANAYASA komisyonunda ortaya çıkan bir gerçek var ki öfke kontrolü nedir bilmiyoruz. Ayrıca...

        - Konuşmayı da beceremiyoruz.

        - Saygı duymayı da beceremiyoruz.

        - Dinlemeyi de beceremiyoruz.

        Ve...

        1- Nişantaşı’nda 3-5 yılbaşı süsünü söküp bir kamyona atıp götüren insanlarımız var. Memlekette o kadar sorun varken 3-5 ışıklı süse takmamayı da beceremiyoruz.

        2- Venedik’in 7 ay sergilediği bizim 7 saat sergileyemediğimiz dünyaca ünlü ressamımız Ahmet Güneştekin’in eseri ‘Kontantiniyye’nin ne anlattığını anlayıp öyle belediyeyi arayıp şikâyet etmeyi düşünmeyi de beceremiyoruz. Daha doğrusu bunları yapanlar beceremiyor.

        Diğer Yazılar