Yeni aşklar saman alevi gibi, sabır yok sabır
Hatırlarsanız kısa süre önce köşede Ayşe Hatun Önal ile Cem Belevi aşkından bahsetmiştim. İkilinin aşklarının başladığı gün yanlarındaydım. Cem ile Ayşe’nin enerjisini çok sevmiş ve onları birbirine çok yakıştırmıştım. İlişkilerinin uzun süreceğini, en azından biraz süreceğini tahmin ediyordum, ama 1 ay olmadan ayrılmışlar.
Ben kimsenin yaşıyla başıyla ilgilenmem. Yok o ondan küçükmüş, yok bu bundan büyükmüş. Özellikle de bu yaş konusunu vurgulayanları samimi bulmuyor, hatta gereksiz buluyorum. O yüzden de yaş mevzusunu es geçersek artık ilişki sürdürmek zor zanaat.
İnsanlar sabırsız ve saygısız. Sadece Ayşe ve Cem değil, çevremde birçok kişinin ilişkisi 20 günü bulmuyor. 3 ayı görene uzun süredir rastlamadım. İlişki zahmet, sabır ve saygı işi.
Muazzez İlmiye Çığ’ın bir röportajında şöyle bir cümleye denk gelmiştim: “Eşim o kadar çok küfredermiş ki iki ablası bir gün küfretmemesi için onu öldüresiye dövmüş. O dayağın sabahında yataktan küfürle kalkmış. Ama ben bu adamla yıllardır evliyim ve bir kez ağzından küfür duymadım.” Böyle anlatıyor ilişkilerindeki saygıyı ve hassasiyeti Muazzez İlmiye Çığ.
Yani ne verirseniz onu alırsınız. Ne kadar gergin, hırçın olursanız karşınızdaki de o kadar sinirli ve hırçın olur. Belki o iki abla kardeşlerini döverek değil de severek eğitmeye çalışsaydı, o kardeş de o dayaktan sonra hâlâ küfrederek uyanmazdı.
YILLAR İÇİNDE NE Mİ ÖĞRENDİK...
Merkür’ün ilerlediğini.
Merkür’ün gerilediğini.
Sorunlar üst üste gelip gidince “Merkür mü ilerliyor ya da geriliyor?” demeyi.
İnsülin direncinin olduğunu.
İnsülin direnciyle başa çıkmamız gerektiğini.
Çok meyve yemenin iyi bir şey olmadığını.
Akşam yemek sonrası yenen meyvenin zehir olduğunu. (Oysa çocukluğumda annem yemek sonrası kucağında çanakla gelip hepimize kilolarca elma, portakal, mandalina soyardı.)
Az oturman, çok hareket etmen gerektiğini.
ŞAŞIRMADIM
Fİ dizisindeki seksi sahnelerin konuşulmasına hiç şaşırmıyorum. Konuşulmasa şaşırırdım. Bir dönem ekranlarda sevişme ve öpüşme sahnelerinin çok olduğu diziler ve filmler olurdu. Ve hiç bu kadar bahsetmezdik. Yani yasaklar çoğaldıkça algımız da direkt o yöne doğru yönleniyor farkında olmadan.
Asena Atalay oturduğu evden çıkacakmış sanırım. Öyle haberlere denk geldim. Ben en başında yazmıştım. Asena, Caner Erkin evlendikten sonra açtığı davayla uyuyan devi uyandırdı. Caner Erkin sanırım daha çok uğraşacak eski eş Asena ile. Ki keşke böyle olmasaydı. Sonuçta bir çocukları var. Sevimsiz bir durum.