Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ALİŞAN, “Çok güzel, çok alımlı, çok seksi, herkesi dönüp baktıracak bir kadınla evlenmek istemezdim. Yanımdaki kadın daha normal olmalı. Öyle de oldu şükür” dedi, hatta “Terliğimi de ayağıma getirecek” diye devam etti. Bir haftadır Eda Erol manşetlerden inmiyor.

        Haber çıktığında pek güldüm. Yıllardır Alişan’ı tanıyan biri olarak, “Alişan yine anlatmak istediğini anlatamamış” dedim. Konu hâlâ gündemde. Önceki gün de “Eda Erol’un estetiksiz halleri” diye haberleri görünce “Pes” dedim.

        Eda’yı çok eskiden tanıyan biri olarak direkt söylüyorum, kadında estetik yok. Sadece büyüdü ve kilo verdi. Ben de öyleydim. Hem de patates gibiydim. Şimdi millet bana da “Ne çektirdin yüzünü, ne doldurdun dudaklarını, gerdirdin oranı buranı” deyip duruyor.

        Hanımlar-beyler, kadınlar büyür, gelişir, hatları oturur. Kendine bakan kadının bir dönem tombalak halinden eser kalmaz. O yüzden illa estetik olacak diye bir şey yok. Bence bugün siz de Instagram’daki photoshop hallerinizden sıyrılıp evde albümlerinizi karıştırın. Geçmişinizi hatırlarsınız.

        Neyse ben yine de kahramanımız Eda Erol’u arayıp sordum. Kimseye konuşmadı. “Olay sonrası kavga ettiniz mi?” diye de sordum. Çünkü Türk halkı kavgayı sever. Etrafımdaki üç-beş kişi, “Kesin birbirlerine girmişlerdir. Kadın kapıyı vurmuş, yüzüğü atmıştır” diye romanlar yazmaya başlamışken sorayım dedim.

        - Eda, Alişan’ın söylediklerine kızdın mı? Kavga ettiniz mi?

        Yok canım ne kavgası. Biz çok eğleniyoruz. Alişan çok temiz yürekli. Espri yapıyor ama tam tersi algılanıyor. Kesinlikle aramızı bozmadı, daha çok güldük, eğlendik. İnsanların ciddiye alması hayret edici. Alişan’ı benden iyi tanıyorlar. Bence hepsinin gülmesi gerekirken tam tersi oldu.

        - Alişan’a terlik götürür müsün?

        Tabii ki götürürüm. Enişteme götürüyorum. Evde birçok yardımcımız olmasına rağmen her zaman “Bir şey içer misiniz, yer misiniz” diye sorarım. Terliklerini götürürüm. Bunlar beni eksiltmez. Ben annemden, büyüklerimden böyle gördüm.

        - Sence güzel bir kadın mısın?

        Ben mi? Yani bilmiyorum ki. Güzellik göreceli bir şey. Kendimi çok güzel bulmuyorum, ama alımlı olduğumu söylüyorlar. Bana “Edalı, havalı” derler. Güzellik değişkendir, kime göre, neye göre.

        - Aile arasında bu muhabbet sonrası ne konuşuldu?

        Amerika’dan dönmüştüm, gülüştük. Ve “Alişan’a terlik verirken video çekip Instagram’a mı koysak” diye konuştuk. Hem kime ne! Ve kimse yapmıyor mu şimdi eşine, annesine, babasına, ailesine. Bizde “Saçımı süpürge ederim” lafı vardır. Bence herkes yapıyor. Ben de seve seve yaparım. Çünkü ben Alişan’ın özünü biliyorum.

        - Benim bilmediğim bir estetiğin var mı?

        Yok Esin. Sadece kilo verdim. Estetiğe karşı değilim. Mutsuzsa yaptırır insan, ama bende hiç estetik yok. Ben o fotoğraflarda çok küçüğüm. Biz kadınlar yaş aldıkça gelişiyoruz. Orada çocuğum. Keşke vücuttan da verselermiş fotoğrafı, ne kadar iri olduğumu görürlerdi. Üç senedir pilatesi hiç bırakmadım.

        - Düğün tarihi belli mi?

        Alişan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşecek. O zaman tarih belirlenecek. Ama kasım gibi düşünüyoruz.

        - Peki sen artık çok konuşulmaya başladın. Ne durumdasın?

        Sorma, özümden kopmak istemiyorum. Ben eskiden her türlü fotoğrafı koyardım Instagram’a, ama şimdi “Öyle giyinme, böyle yapma” gibi yorumlar geliyor. Çok üzülüyorum. İnsanın namusu, duruşu kıyafetle belirlenmez ki. Benim güzel, huzurlu bir hayatım var. İlginin bana dönmesini istemiyorum.

        SHE IS YARMAGÜL

        TÜRK sosyal medya kullanıcıları ayarda sınır tanımıyor. Jennifer Lopez’e, “İki çocuklu kadınsın” diyeni de var, Adriana Lima’ya “Kendine gel” diyeni de. Ama hepsi Türkçe.

        Önceki gece de Rihanna bir fotoğraf paylaştı. Ve hemen ardından “Bu ne ayılık” diyen de vardı, “Hayvan gibi olmuşsun Rihanna” diyen de. Hatta, “Teşekkürler Rihannam, benim kadar olmuşsun. Thank you, seni çok seviyorum Rihannam, kilo çok yakışmış, hep böyle kal” diyen de.

        Ama ben İngilizce-Türkçe karışımı “She is Yarmagül” yorumuna bayıldım. Gerçekten olaysın.

        TÜRK İNSANININ BİTMEYEN ÇİLESİ

        GÜZEL bir mutfağa, yemeklere sahibiz. Kebaplar, lahmacunlar, etli ekmekler, tandırlar, baklavalar. Ve ne olursa olsun hiçbir zaman zargana gibi değil, etli butlu bir millet olduk. Hadi balıketli diyelim.

        Hatta, “Yemeğin salçası, kadının kalçası”, “Göbeksiz erkek, balkonsuz eve benzer” diye büyüdük. Ama başkasının kilosuyla uğraşmak da en büyük zevkimiz. Biri kilo alsın hemen zilleri takıyor, “Ohhh getir evladım bir lahmacun, döner, hamburger” moduna giriyoruz.

        Güler misin ağlar mısın? Ve kendimizi geçtik, sınırları aşıyoruz. Vallahi cümleten geçmişler olsun.

        Diğer Yazılar