Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KENDİMİ bildim bileli bir başörtü savaşıdır gidiyor. Türbanlı, türbansız, şortlu, şortsuz. Oysa ki biz kadınlar ne kimsenin şortundan ne de türbanından rahatsız oluyoruz. Son yıllarda başörtülü kadına saldırı, şortlu kadına saldırı derken artık illallah dedik.

        Yazıyoruz, çiziyoruz feryat ediyoruz ama nafile. Yılmak yok, yola devam. Anlatmaya devam. O türbanlıysa ben açığım, mis gibi yaşayıp gidiyoruz demekten usandık. 2 gündür sosyal medyada bir video dolaşıyor. Esma ve Eylül o kadar güzel anlatıyorlar ki bu olayı. Bakın ne diyorlar:

        Eylül: Bak güzel kardeşim, ben açık o kapalı. Bak ne güzel anlaşıyoruz.

        Esma: Millet uzayda su buluyor, siz hâlâ neyi tartışıyorsunuz?

        Eylül: Tek yapmanız gereken çenenizi tutmak. Haddinizi aşıyorsunuz.

        Esma: Birlikten kuvvet doğacak, bunu biliyor, korkuyorsunuz. Tesettürlüyüm diye ben neden illa ki yobaz oluyorum?

        Eylül: Ne yani şimdi şort giydim diye illa aranıyor muyum?

        Esma: Bıkmadınız bizi ayırmaktan, ay vallahi daralıyorum.

        Eylül: Birlikten kuvvet doğacak bunu çok iyi biliyorum..

        Esma-Eylül: Biz beraberiz, açık ve kapalı. Bu böyle bilinecek. Kadının gücünün üstesinden hiç kimse gelemeyecek. Yan yanayken çok güçlüyüz. Bizi kimse yenemeyecek. Özgürlük saygı ile başlayacak. Denesen iyi gelecek.

        Böyle diyor kızlar, ne de güzel diyorlar. Birbirlerine sarılıyorlar, öpüyorlar, kokluyorlar. Bir de aralarına köpek alıyorlar. Oh mis. Yani “Huzur istiyoruz. Biz birbirimizi ötekileştirmiyoruz. Biz birbirimize karışmıyoruz. Yeter” diyorlar. Yeter. Neden kimse bunu anlamıyor. Neden başörtülüye saldıran, şortluya saldıran sırıtarak çıkıyor mahkeme koridorlarından? Neden bunlara şöyle okkalı bir ceza vermiyorsunuz? Neden?

        ************

        Benim annem kapalı ya sizinki?

        BENİM annem, teyzelerim kapalı. Başörtüleri var yani. Bu ülkede birçok kişinin ailesinde başörtülü, türbanlı olduğu gibi. İyi de ne var bunda? Artık gerçekten yıl kaç olmuş ve biz hâlâ türban, başörtü konuşuyoruz. Gerçekten ben bu tarz videoları, mesajları gördükçe gazetelerde şortlu, başörtülü kadın dövenlerin sırıtan yüzünü gördükçe usanıyorum, tiksiniyorum. Yeter. Allah aşkına yeter.

        ************

        Ne gerek vardı Meltem?

        MELTEM Cumbul’un hareketi, bizi ayrıştırmak, ötekileştirmek, ‘onlar-bizler’e ortak olmaktan başka bir şey değil. Sevimsiz ve gereksiz. “Ne gerek vardı?” denecek türden. Hani Meltem Cumbul “Yüreğime ve sevgiye düşman olanla, gözlerim ve ellerim dost olamaz” diyor ya, aslında kendi de aynen bu kişilerle işbirliği yapıyor. Şimdi bu hareketle daha da yüreği sevgisiz olacak “Onlar ve bizler” diye düşünen birçok kişinin. Oysa ki onlar ve bizler yokuz. Biz varız. Bu hareketler maalesef bu “onlar ve bizler” kavramını daha da güçlendiriyor.

        ************

        Caniler kol geziyor

        İSTANBUL, Paris, Amsterdam, Miami, Las Vegas. Ne fark eder? Artık hiçbir yerde güvende değiliz. Artık hiçbir yer emin ve sağlam değil. Çünkü caniler etrafta kol geziyor. Yüreğini sevgisizlik kaplamış pislikler etrafta cirit atıyor. Bir cani çıkıyor 32’nci kattan insan tarıyor. Şaka gibi bile değil. Korkunç ötesi, iğrenç. Bir anne evladı bunu nasıl yapar anlamak mümkün değil. Bu pisliğin vücuduna bomba sarıp patlatanla ne farkı var? Reina’yı tarayan caniden ne farkı var? İnsanın aklı, mantığı duruyor.

        Diğer Yazılar