Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİZ çoğu zaman ünlülerin, sevgilisinden ayrılır ayrılmaz sosyal medyadan kaldırdığı fotoğrafları eleştirdik. Hatta birçok ilişkinin bittiğini o silinen fotoğraflardan anladık.

        Her zaman, “Dur birkaç gün. O kadar ilişkinin hatırı var. Hem daha tam bitmeden siliyorsunuz, iki üç hafta sonra da barışıyorsunuz, hoppala yeniden o fotoğraflar konuluyor, mevzu laçkalaşıyor” dedik. Ama artık silmeyene ceza var. “Sileceksin, yoksa hapis cezası var” diyor Yargıtay.

        Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ayrıldığı sevgilisinin fotoğraflarını sosyal medya hesabından kaldırmayan eski sevgili hakkında verilen “beraat” kararını bozup 1 ila 4 yıla kadar hapisle cezalandırılmasına karar vermiş.

        Bu durumda sevgili ya da arkadaşlardan biri istemiyorsa o fotoğraflar orada duramayacak. Bitti gitti. İşte budur.

        Mahkemelerde bundan böyle demek pek fazla sosyal medya davaları göreceğiz. Hayırlı uğurlu olsun cümlemize.

        *************

        EN İYİSİ...

        - SOSYAL medyaya kiminle ne fotoğraf koyacağınıza çok dikkat edin.

        - Sokakta, eğlenirken, dost meclisinde her dakika, her saniye fotoğraf koymayın.

        - Her şeyinizi en ince ayrıntısına kadar paylaşmayın.

        - Anı yaşayın. Bir doğum gününe, düğüne gidiyorsun. Tamam bir tane koy bırak. Nedir herkese her şeyi gösterme sevdan.

        - Unutma, sen o akıllı alete yapıştıkça o seni bitiriyor. Aklını, mantığını, hayatını ele geçiriyor.

        *************

        ÇOK KİŞİNİN AĞIRINA GİTTİ

        BAZI hatalar, bazı yanlışlar var ki toparlanması çok güç olur. Sosyal medyada birçok kişi öyle şeyler yapıyor ki anlaşılır gibi değil. Düşünsenize, bir canlı yayın açıyorsunuz, milyonlar izliyor. Yaptığınız en küçük hata dev gibi büyüyor.

        Ekranda program yapmaya benzemiyor sosyal medyada canlı yayın. Akıllı alet bir anda canavara dönüşüyor farkında olmadan. Ki ne korkunçtur, “Ekranda olamıyorsam kendi yayınımı yaparım” durumu. Çünkü gecenin bir yarısı sizi tamamen silebiliyor hem ekrandan, hem gazetelerden, hem de dostların yüreğinden.

        İşte Nur Yerlitaş durumu buna en büyük örnek. Bu ülkenin en hassas olduğu konuda ağızdan çıkan çirkin bir cümle her şeyi bir anda yok etti, silip süpürdü. Kendisinin yüreğinin sevgi dolu olduğunu bilsek de sarıp sarmalanamayacak bir söz sarf etti.

        Şehitler için defile de düzenlese, yardımlar da yapsa nafile. Yıllarca izi kalacak korkunç bir cümle ve an. Vatandaşın biri “Ağırıma gitti” diye savcılığa başvurmuş. Olur gider. Birçok kişi gitti. Nur Yerlitaş’ı tanıyan ben bile tahammül edemiyorum o videoya. Etrafımda birçok kişi de aynı durumda.

        CANLI YAYIN TEHLİKESİ

        EKRANDAKİ canlı yayın tehlikesini bilirim. Ona göre önlemler alınır ve bu hatalar en aza indirilir. Ama ya sosyal medya yayınları. Arşivleri açın bakın. Tam da Instagram’da canlı yayın güncellemesi geldiği gün bir yazı yazmıştım. Olabilecek tehlikeleri sıralamıştım. Ve işte gerçekleşiyor. Özellikle bazı mekânlarda tanımadığınız insanlar canlı yayın çekimi yapıyor. Oradan siz de o yayına uygunsuz bir şekilde girebilirsiniz ya da konuşmanız yayınlanabilir. Her an dikkatli ve diken üstünde olmak bu olsa gerek. Sonra da ayıkla pirincin taşını.

        Sizi bilmem ama sosyal medyanın tüm dünyada yasaklanması için bir çağrı yapılsa inanın ilk imzayı atacaklardan biri olacağım. Özellikle ülkemiz, bu sosyal medya durumunu taşıyamadı, taşıyamıyor.

        Diğer Yazılar