Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        1-Mustafa Ceceli-İntizar-Sinem Gedik olayı

        2-Berk Oktay-Merve Şarapçıoğlu olayı

        3-Hakan-Sinem Çalhanoğlu olayı.

        Bu üç olayın neresinden tutsam neresinden bıraksam inanın bilemiyorum. Düşündükçe bir ay içinde gördüklerim aklıma geldikçe, yazılanları okudukça midem bulanıyor.

        Mustafa Ceceli olayına hiç değinmek istemiyorum bile hala çok taze ki keza kendisinin adını ağzıma bile anmak istemiyorum.

        Berk Oktay ve Merve Şarapçıoğlu olayı korkunç iğrenç ve leş ötesi. Artık zıvanadan çıkmışlar. Eğer deliller doğruysa pes değil oha kelimesi bile yetmiyor. Kelime bulamıyorum. Millet çıldırmış. Söz de kadın yani Merve Şarapçıoğlu o fotoğrafları yaymış. Ki o fotoğraflarda kendinin çok mahrem görüntüleri vardı. “Aman tanrım”

        Ve en son Milan’da oynayan Hakan Çalhanoğlu’nun yazdıklarını okuyunca gözlerime inanamadım. Resmen hamile eşini öyle bir suçluyor ki olacak iş değil. Tabii hamile olan Sinem Çalhanoğlu’nun durur mu sosyal medya var hemen al telefonu yaz gitsin. Yazdı da zaten ve ben yazdıklarının arasında şu cümleyi görünce pes dedim.

        “10 defa birlikte oldum ama her seferinde korundum”

        Bu ne yaaaa!

        Bu nasıl bir çirkinlik.

        Bu kadar detay nedir ya…

        Yuh!

        Yapmayın etmeyin Allah aşkına yeter.

        Bu nasıl bir karı-koca eş olma durumu. Gidin çirkinlikleriniz kendi içinizde yaşayın. Nedir bu sosyal medyada her şeyi gözler önüne serme durumu. Yeter ya. Gerçekten magazin dünyasında bunca yıldır çalışıyorum bu kadar çirkin bir eş, evlilik, karı kocalık durumu görmedim. Sosyal medya karı-kocaları mı delirtti, normal insanları mı delirtti? Ne yaptı sizlere neler oluyor?

        Geçen sene içinde tek bir delirme, iğrençlik haline şahit olduk o da unutmak istediğimiz Murat Başoğlu olayı. O da iğrenç ötesiydi ama bu bir ay içinde yaşananlar da maşallah neredeyse geri kalmıyor.

        Şimdi demem odur ki magazin bölümünden istifa etmek istediğimi anlıyorsunuzdur inşallah.

        Bu kardeş kavgası değil bildiğin kadın kavgası

        -Evden sokağa adımı at bir kavga sesi.

        -Trafikte illa ki kavga.

        -Siyaseti hiç söylemiyorum kavgasız gün yok.

        -Akşam eve gel haberleri izle baştan sona kavga haberi.

        -Sosyal medyaya bir irili, ufaklı tartışma, laf sokma.

        -Karı-koca boşanıyor kavgasız boşanma yok. Bulduğumuza sarılıyoruz zaten.

        Son yıllarda kavgasız, gürültüsüz gün geçmiyor tamam da Seçkin Piriler ve Meral Kaplan’ın kavgası gündeme pek çirkin giriş yaptı.

        Bir de üstüne diyorlar ki “Bizimkisi kardeş kavgası”

        Hayır hanımlar. Bu kardeş mardeş değil bildiğin çok çirkin hem de en çirkininden kadın kavgası.

        Bizimde kardeşlerimiz var, ablalarımız var. Bizler de kavga ederiz, ettik de ama hiç böyle kanlı olmadı bizim kavgalar. Fotoğraflara bakılırsa bildiğin tırnaklar etlere geçirilmiş. Saçlar, başlar yolunmuş.

        Seçkin ile mesajlaştık bana “Esin bizimki kardeş kavgası. Biz konuyu kapattık aramızda çözdük olayı barıştık. Uzamasını istemiyoruz” diyor.

        Evet uzamasını kimse istemiyor. Ama uzatan sizsiniz aslında.

        1-O kavga duyulmuş. Bunu duyuran belli ki siz ve sizin etrafınızdaki kişiler.

        2-Sizde olan fotoğrafların ortaya çıkması konuyu uzatıyor.

        Biz sorunca da “Mevzu uzamasın” oluyor.

        Ki zaten bu kadar çirkin bir kavga uzamamalı ve gün yüzüne çıkmamalı. Neyse alışığız biz de…

        Konuya tekrar dönecek olursak bu uzun samimi kadın arkadaşlarının kavgalarının yüzde 80’i böyle bu noktalara geliyor. Çünkü:

        -Zamanla iki kadın çok samimi oluyor ve sınırlar, saygılar ortadan kalkıyor. Hatta “sen sus ben biliyorum işte sen böylesin”ler başlıyor.

        -Ağır eleştiriler devreye giriyor ve diğer tarafa artık o eleştiriler batmaya başlıyor.

        -Kadınların “Ego”su ve “Ben bilirim”leri malumdur. İşte onlar bir devreye girmeye başlarsa vah halinize.

        -Bir tarafa hep baskın bir taraf hep susan olunca o susan taraf bir zaman sonra pençesini çıkartmaya başlıyor.

        -Arkadaşlık, dostluk bir zaman sonra yoruluyor iki kadın arasında ve her laf bir gülle gibi kafaya kafaya oturmaya başlıyor. İki kadın normal konuşurken bile birbirine laf sokar oluyor.

        -Sonra her an minik kavgalar başlıyor.

        -Sonra arkadan konuşmalar, eleştirmeler devreye giriyor.

        -İki kadının samimiyeti iki erkek gibi olmuyor. Öyle ki iki kadın o kadar içli dışlı oluyor ki artık aralarında hiç bir sır kalmıyor. O sırlar da bir bir tehdit malzemesi olarak kullanılmaya başlanıyor.

        Derken ilerki zamanlarda çirkinlikler başlıyor.

        Sonrası malum. İşte buyurun. Seçkin ve Meral gibi bir son oluyor. Eğer bu kavga ile bırakırlarsa iyi daha da sinirlenip birbirlerinin sırlarını ortaya dökmeye başlarlarsa vah hallerine. Ben diyeyim çıkamazlar işin içinden.

        Diğer Yazılar